26 Ocak Cumartesi günü 'Ulusal Hububat Konseyi'nin dönemsel olarak gerçekleştirdiği toplantılardan biri, Eskişehir Ticaret Borsası'nın ev sahipliğinde, ilimizde gerçekleştirildi. 'Hububat Sektörel Değerlendirme Paneli' başlıklı toplantıda Konsey, Toprak Mahsulleri Ofisi, Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu, Konya Ticaret Borsası, Eskişehir Ticaret Borsası panelist olarak birer sunuş gerçekleştirdiler.
Eskişehir'de bulunan tarımla ilgili kuruluşların ve bazı üreticilerin de katıldığı panelde Ulusal Hububat Konseyi temsilcisi buğdayın 2017/18 üretim yılını değerlendirdi ve 2018/19 üretim yılı için konseyin öngörülerini açıkladı. 2018 buğday rekoltesinin bir önceki yıldan daha düşük miktarda, 20 milyon ton olarak gerçekleşmesinin en büyük nedeninin iklim koşulları olduğunu, buğday ekim alanlarında görülen azalmanın etkisinin ise, yüksek verimli çeşitlerin ve teknolojinin kullanımı sayesinde henüz hissedilmediğini belirtti. Buğdaydan boşalan kuru tarım alanlarında arpaya daha çok rastlandığını, sulu tarım alanlarında mısıra yönelmenin arttığını belirtti. 2018 ekimlerinde bütün bölgelerde görülen yağışların yeterli olması sonucu çıkışların iyi olduğunu, koşullar bu şekilde gittiğinde 2019 rekoltesinin yüksek olmasının beklenebileceğini açıkladı.
Toprak Mahsulleri Ofisi temsilcileri bir düzenleyici kuruluş olarak hareket ettiklerini, bu anlamda hem üreticinin hem sanayicinin yanında olduklarını, buğdayda alım fiyatı açıklamalarını 2018'de daha önceki yıllara göre daha erken yaptıklarını belirttiler. Buğday ithal etmelerinin en başta gelen nedeninin iç piyasadan sağlanamayan yüksek kaliteli buğdaya olan ihtiyaç olduğunu belirttiler, dünyada buğday ticaretinin seyrini, fiyatlarını ve stokları açıkladılar. Un Sanayicileri Federasyonu temsilcisi Türkiye'nin dünyanın en büyük un ihracatçısı olduğunu, daha önceleri Kazakistan'ın ardından 2. sırada olan ülkemizin son yıllarda hep birinci olduğunu, toplamda ihracat yaptığımız ülke sayısının 160 civarında olduğunu, her yıl 100-110 ülkeye yaptığımız ihracatla önemli miktarda döviz girdisi sağlandığını, en önemli alıcılarımızın Afrika ülkeleri olduğunu belirtti. Ülkelerin taleplerine göre un hazırlamak için değişik kalitede buğdaya gerek duyulduğunu, yüksek kaliteli buğday ihtiyacının ithalatla giderilmesi zorunluluğu olmasına karşılık bu ithalata ödenen paradan daha fazlasını, mamul madde satarak ülkeye kazandırdıklarını ifade etti.
Eskişehir Ticaret Borsası panel konusu olarak kendinden istenen Eskişehir'de Buğdayın Ekim, Üretim ve Ticaretinin Sorunları sunuşunda 2013/16 arasında ekim alanında azar azar ama dikkate değer olmayan bir azalma olmasına karşılık, 2017'de bunların toplamından daha fazla bir artış görüldüğü; bu yıllar arasında rekolte de 2014'teki kuraklık, 2015'te aşırı yağışlar nedeniyle düşüş; 2016'da uygun iklim koşulları nedeniyle artış olduğu belirtildi. Eskişehir'de üretilen ekmeklik buğdayların en önemli sorununun kalite özelliklerinde istenen standartların altında olanların oldukça yüksek oranlarda olması olarak ifade edildi. Kaliteyi en çok etkileyen faktörler olarak protein oranlarındaki düşüklük ve süne emgisi zararının yüksek olması ifade edildi.
Üretimde olan çeşitlerin sayısının çok fazla olduğu, bunun ürün içinde çeşit karışıklığına ve tohum temininde zorluklara neden olduğu, çiftçilerin bir çeşidin özelliklerini tanımadan bir yenisine geçmelerinin uyum sorunu oluşturduğu belirtildi. Embriyo kararması olarak bilinen hastalığın giderek daha çok yaygınlaştığının görüldüğü, ciddiye alınmasının gerekliliği vurgulandı. Çok önemli görülen bir diğer sorun hem organik hem de kimyasal gübrelerin kullanımındaki eksikler ve hatalar olduğu ve bunun giderek toprakların verimlilik düzeyini düşürdüğüydü. Bütün bu sorunların doğal olarak buğday üretimi ve ticaretini etkilediği, buğday üretiminden kazanç sağlayamayan üreticilerin daha başka ürünlere yönelmekte olduğu, ancak doğru seçilen bir münavebe sistemi ile buğday üretiminde eksiklik olmayacağı ileri sürüldü. Ulusal Hububat Konseyi ilgilileri, panellerde yapılan sunuşlar ve katılımcıların tartışmalarından çıkarılan sonuçları, görüş ve önerileri içeren bir sonuç raporunun ilgili kuruluş ve paydaşlara ulaştırılacağını belirttiler.