45 yıllık meslek hayatımda 16 vali gördüm.

Sayın Valimiz Erol Ayyıldız meslek yaşantımın 45. yılında 17'ncisi vali.

Hepsi ile az veya çok anılarımız oldu.

16 validen Bahaeddin Güney, Ali Fuat Güven, Sami Sönmez, Kadir Çalışıcı, Mehmet Kılıçlar ile sık sık görüşüp şehir adına sohbetlerimiz oldu.

Eskişehir'de görev yapan 16 valimizin de bu şehrin en önemli markalarından birisi olan Eskişehirspor'a az veya çok hizmetleri geçti.

Ancak Kadir Çalışıcı Eskişehirspor'a en çok katkı veren valimizdi.

* * *

Devlet büyükleri gelmediyse veya bakanlar tarafından Ankara'ya davet edilmemişse siyah-kırmızılı takımın maçlarını kaçırmazdı.

Kimi zaman protokol, kimi zaman da açık tribünde taraftarların arasında izlerdi maçları.

Hatta fırsat buldukça deplasmanlara bile giderdi.

Çoğu deplasmanda sırtına giydiği Eskişehirspor formasıyla yine taraftarların arasında otururdu.

Gittiğimiz ilin valisi, emniyeti, jandarması illerine misafir takımın ilinin valisinin geldiğini bile fark etmezdi.

Kelle koltukta gidip gelirdi.

O nedenle Eskişehirspor taraftarları ona 'vali baba' derdi.

* * *

Siyah-Kırmızılı kulübe çok katkıları oldu.

Devlet işlerinden arta kalan zamanlarda tesislere gider futbolcularla sohbet eder, onlara moral aşılardı.

Memleketi Afyon olmasına rağmen tam bir Eskişehirspor aşığı idi…

Gençlik yıllarında siyah-kırmızılı takımın başarıdan başarıya koştuğu yıllarda Afyon'dan Eskişehir'e gelip çok maçlar izlemiş.

* * *

Yıllar sonra Eskişehir'in Seyitgazi İlçesine Kaymakam olarak atanınca Eskişehirspor sevgisi daha da arttı.

'Benim ikinci memleketim' dediği Eskişehir'e kaymakamlıktan sonra vali olarak görevlendirilince 'Eskişehirspor benim tuttuğum tek takım' dediği kulübe çok ciddi katkıları, destekleri oldu.

Nerede ise yasal bir engel olmasa Özel İdare'nin kaynaklarını Eskişehirspor'a aktaracak kadar sevdalısıydı.

* * *

Eskişehir'den ayrıldıktan sonra kendisinden sonra gelen valiler de 'ilgilenmiyor' demesinler diye ucundan bucağından ufak tefek destekler vermeye çalıştılar.

Ama gönüllerinde 'siyah-kırmızı' renkler olmayınca o kadar oluyor.

* * *

Yanlışlar yanlışları kovaladı.

Avrupa ligine giden takım, 'ben ondan daha iyi yapacağım' vaadiyle yönetime gelenler Eskişehirspor'u süper ligden düşürdü.

O düşüş sonrasında kulüp bir daha belini doğrultamadı!

Yanlış transferler, 90 dakika dahi siyah-kırmızılı formayı sırtına giymeyen futbolculara verilen milyon dolarlık çekler, senetler ödenemeyince birer birer Eskişehir'i terk ettiler.

Eskişehirspor'a bir arpa boyu kadar faydası olmayan futbolcular, sözleşmedeki rakamlar, çekler, senetleri ödenmeyince kulübü FİFA'ya şikayet ettiler.

Yanlış yönetimler, özellikle yabancı futbolculara attırılan yüksek rakamlı imzalar nedeniyle bugün kulüp gırtlağına kadar borca saplanmış durumda.

Bataktan çıkmak için çırpındıkça daha da batıyor!

* * *

Bir arpa boyu kadar ilerleme olmayınca başta taraftarlar, sivil toplum kuruluşları ve iş adamları geçmişte verdikleri desteklerin karşılığında kulübün borç batağından bir türlü çıkamadığını gördüklerinde onlar da kapılarını kapattılar!

Bir yıl öncesinde kulüpte kalan futbolcular ile çalışan personele yemek çıkmamaya, sular akmamaya başladı.

Antrenman yapan futbolcular doğalgazın kesik olmasından dolayı soğuk suyla duş alıyordu.

* * *

Mustafa Akgören ve arkadaşları kulübe sahip çıktılar.

Destek için çaldıkları kapılardan boş dönmelerine rağmen kendi ceplerinden harcadıkları paralarla ve buldukları küçük de olsa sponsorlar sayesinde kulübü yaşatmaya çalışıyorlar.

Nereye kadar gidecek bakalım?

* * *

Takımın başına getirdikleri Eskişehirspor tarihinin en başarısız teknik direktörü ile yollarını ayırıp kulübü tanıyan, bir dönem yardımcı olarak görev yapan İlhan Var ve ekibinin göreve gelmesiyle takım yavaş yavaş toparlanmaya başladı.

Mustafa Akgören ve arkadaşları 'kulübün tek kurtuluşu özüne dönmek' diyerek alt yapıda yetişen, gelecek vaat eden çocukları bulup yola bu şekilde devam etme kararı aldı.

Doğrusu da buydu.

* * *

Alt yapı Koordinatörü Serdal Eroy ve alt yapı hocalarının gruplarında gelecek vaat eden 16, 17, 18 yaşındaki genç futbolcularla bir havuz sistemi oluşturularak, bu çocukların burada toplanmasını yönetime önerdiler.

Yönetimde sahip çıkmasıyla şimdi gelecek vaat eden genç futbolcuların takıma yavaş yavaş monte edilmesi için hummalı bir çalışma başlatıldı.

* * *

Altyapıdan sorumlu yöneticiler Anıl Koçhan, Ulaş Entok ve altyapı koordinatörü Serdal Eroy, havuzda topladıkları 'Eskişehirspor'un geleceği' dedikleri çocukların daha fazla antrenman yapması, gelişmeleri için önce Teknik Üniversite ile anlaşma yaparak tesislerinden yararlanmalarını sağladılar.

Daha sonra da aynı anlaşmayı Anadolu Üniversitesi ile yaptılar.

Bugünlerde de Eskişehir Osmangazi Üniversitesi ile yapmak için görüşmelere başladılar.

Bu anlaşmada bugün-yarın imzalanacak.

* * *

Tabi üniversiteler ile yapılan bu anlaşmalarda İzmir'den Eskişehir'e atanan, görev yaptığı yıllar içerisinde İzmir'deki amatör ve profesyonel kulüplere çok ciddi destekler sağlayan Valimiz Erol Ayyıldız'ın da çok büyük emeği var.

Sporu seven, Eskişehirspor'un geçmişini de bilen bir vali olunca siyah-kırmızılı kulübe sahip çıktı.

Yasalar çerçevesinde yapılacak neler varsa yapmaya çalışıyor.

İnşallah en az 4-5 yıl Eskişehir'de kalır da kendisinin, belediyelerin ve üç üniversitenin de desteği ile Eskişehirspor içerisinde bulunduğu bataklıktan kurtulur.

* * *

Kısacası Kadir Çalışıcı'dan sonra Eskişehirspor'a sahip çıkan Valimiz Erol Ayyıldız'ın destekleri ve üniversitelerimizin sağladıkları imkanlar sonunda siyah-kırmızılı kulüp kendi çocuklarıyla yeni bir tarih yazarak ait olduğu süper lige çıkar diye umut taşımaya başladım.

* * *

'GÜCÜMÜZÜ 1965 RUHUNDAN ALACAĞIZ'

Sporla başladık devam edelim.

Geçtiğimiz pazartesi günü Eskişehirspor'un Altyapı yöneticileri Anıl Koçhan ve Ulaş Entok, ES TV'ye konuk oldular.

Kendilerini pür dikkat izledim.

Konuşmaları dinlerken gelecek için umutlandım.

Önce Anıl Koçhan ve Ulaş Entok'a teşekkür etmezsem kendilerine haksızlık yapmış olurum.

Kendi işlerini güçlerini bırakıp aylardır 'Eskişehirspor'un kurtuluşu altyapı' diyerek yaptıkları çalışmaların hepsini bilmesem bile çoğundan bir şekilde haberim oluyor.

* * *

Anıl Koçhan, 'Biz artık milyon dolarlar verip bir transfer yaparak Süper Lig'e çıkma gibi durumun içerisinde değiliz. Maddi durum ortada. Eskişehirspor, kendi çocuklarıyla yine şahlanacak. Gücümüzü 1965 ruhundan alacağız' dedi.

Ulaş Entok ise: 'Transfer yasağını çözsek dahi 3-4 tane yetenekli, gelecek vaat eden futbolcular alınacaktır. Yıldız oyuncu transferi beklenmesin. İlhan hocamızın istediği isimler alınır. Ama bunları konuşmak için çok çok erken. Camiaya boşu boşuna umut vermek bana doğru gelmiyor'.

* * *

Yıllardır altyapı ihmal edilmiş.

Altyapıdaki çocukların içerisinden gelecek vaat edenler olmasına rağmen, onlar görmezden gelinmiş.

Yerlerine yüksek transfer bedelleri ödenerek, alt yapıdaki çocuklardan daha başarısız futbolculara mazisi başarılarla dolu Eskişehirspor'un forması giydirildi.

Menajerlerin allaya-pullaya siyah-kırmızılı kulübe transferlerini sağladıkları o futbolculardan bugün kaçı forma giyiyor?

Kaldı ki Eskişehirspor dara düşünce gemiyi terk edenler önce onlar oldular.

* * *

Tabi ki geçmişi çok parlak olan Eskişehirspor'un bugün içine düşmüş olduğu duruma üzülüyoruz.

Ama bir taraftan da seviniyoruz.

Kaşarlanmışlar gemiyi birer birer terk ettiler.

Kulüp 'bizim çocuklara' kaldı.

Onların verdikleri emeklerle de yürümeye çalışıyor.

* * *

Üç sezon önce transfer tahtasının açılamaması nedeniyle alt yapıdan toplanan gençlerle yola çıkıldı.

Onlarda kendilerine tanınan bu şansı ilk kez 'A' takım formasını giymelerine rağmen iyi kullandılar.

Bu sezon yine alt yapıdan, daha doğrusu oluşturulan 'havuz sisteminden' gelenlerle takviye yapılarak yoluna devam ediyor.

Dedik ya 'kurtuluşun tek çaresi' bu…

Yani alt yapı…

* * *

Anıl Koçhan ve Ulaş Entok'un şu konuşmalarını dinledikten sonra gelecek adına çok ama çok umutlandım.

'Göreve gelmeden önce veliler kendi aralarında para toplayıp takımı deplasmana götürüyormuş ve malzeme alıyorlarmış. Önce bu sıkıntıları bitirdik. Daha sonra Kerem Akgören, Özgür Marankoz, Cem Ergören, İhsan Alp ve Umut Cumalı gibi isimlerle 'Fabrika' adı altında bir oluşum oldu. 6-13 Yaş grubunda yer alan çocuklar burada eğitim görüyor. Hem kulübe biraz olsun maddi anlamda destek olunmasını istedik, hem de bu şehrin minik çocukları Eskişehirspor armasını üzerine geçirsin istedik. Yaz-kış bu eğitimler devam edecek. Fabrika 'da 120 öğrenci var. İstanbul'da yaşayan Başak Atalay, Eskişehirsporludur. İsim tasarladı ve biz de Fabrika isminin tescilini aldık. Şehit ve Gazi aileleri altyapımızda ücretsiz eğitim alabiliyor.'

* * *

'Fabrika oluşumuyla birlikte Eskişehir'de 16 saha belirledik, çalışmaları bu sahalarda yapacağız. Şehrimizde, İstanbul veya başka takımların kulüpleri olacağına Eskişehirspor'un altyapısında eğitim gören çocuklarımız olacak. Valiliğimiz, belediyelerimiz ve Gençlik İl Müdürlüğümüz bize bu konuda çok yardımcı oldular. Amatör kulüpler federasyonumuza gittik ve Eskişehir'de daha kapsamlı bir oluşum içine girme konusunda görüştük. Biz artık milyon dolarlar verip bir transfer yaparak Süper Lig'e çıkma gibi durumun içerisinde değiliz. Maddi durum ortada. Eskişehirspor, kendi çocuklarıyla yine şahlanacak. Gücümüzü 1965 ruhundan alacağız. Avrupa'da altyapıda kullanılan teknolojinin hepsi Eskişehir Teknik Üniversitesi'nde (ESTÜ) var. Kendileri Eskişehirspor'a kapılarını açtı. 3 üniversitemiz Eskişehirspor için adeta seferber olmuş durumda'.

* * *

'İlhan Var hocamız geldikten sonra da saha içerisinde gördüğümüz Eskişehirspor daha da iyiye gitmeye başladı. Böyle bir ortamda da çıkıp FIFA dosyası falan diyerek havayı bozmamak gerekir. Biz bu cenderen inşallah çıkacağız. Ama sabretmek gerekiyor. Genç futbolcularımızın talipleri olması gayet normal bir durum. Hocamız 7 demiş ama bu sayı daha da artacaktır. Bilal Ceylan bizim göz bebeğimiz ama biz yeni Bilaller çıkarmaya devam edeceğiz. Türkiye'de kulüplerin içerisinde bulunduğu ekonomik tablolar belli. Kaliteli yerli futbolculara ilgi de oldukça yoğun bir şekilde olacaktır'.

* * *

'Fiziksel gelişim için ESTÜ'de tüm testler yapılıyor. Evrensel Heper önderliğinde U-19'larla antrenman yapıyorlar. Atletik antrenörler de takımlarımızla ilgileniyor. Bunun meyvelerini 2-3 sene sonra göreceğiz. Osmangazi Üniversitesi ile sağlık testlerimiz olacak. IQ testleri yapılacak. OGÜ'deki sahayı da altyapımız artık kullanabilecek. Bizim en büyük sıkıntımız tesis'.
* * *

Yıllar sonra yeniden altyapıya önem verilmesi, zorunluluktan olsa da önemli.

Tekrar ediyorum iyi ki bu sıkıntıya düşmüşüz!

Yoksa yine hovardalık(!) yapmaya devam edilecekti.

* * *

Başta Valimiz Erol Ayyıldız, sonra da belediyelerin destekleri.

Anadolu, Eskişehir Osmangazi ve Teknik Üniversitelerimizin de kapılarını Eskişehirspor'a açmalarıyla şehirde küçükte olsa kıpırdanma ve 1965 ruhunu tekrar yaşatma adına heyecan yarattı.

* * *

Dün bir, bugün iki…

Daha çok taze bir başlangıç…

Bu çalışmanın semerelerini 1-2 yıl içerisinde alınmasını beklemek hayalcilik olur.

Sabredersek, yapılan anlaşmalar bozulmaz veya birileri yürüyen tekere çomak sokmaz ise 4-5 yıl içerisinde alınmaya başlanır.

Ondan sonra da dışarıdan futbolcu transfer etmeden tamamen kendi yetiştirdiği çocuklarıyla Eskişehirspor artık yıllarca ayakları üzerinde kalarak yürür.

* * *

Son olarak şunu da yazmadan tamamlamayacağım yazımı.

Eskişehir'de kime sorsak 'kulüp şirketleşmeli' diyor.

Doğru mu?

Yüzde yüz doğru.

Ama bu borçlar bitmeden de zor.

Borçlar dururken şirketleşmeye kolay kolay hiçbir yönetici sıcak bakmaz.

Onun için de sabredeceğiz.

Sabrın sonu selamet olacağına bende inanmaya başladım.

Daha doğrusu sadece ben değil, buna inanmaya başlayanların sayısının yavaş yavaş arttığını görüyorum.