Canlıların yaşam kaynaklarından bir tanesi hava ve su… Su olmadan canlıların yaşaması mümkün değil. Böyle bir unsuru insanlık olarak çok hor kullanıyoruz. Bilim adamları hep şunu söylüyor: 'Gelecek 50 veya 100 yıl içerisinde gıda ve su savaşları çıkacaktır'. Ancak maalesef yapılan bu uyarılara
kulak asmıyoruz.
Bu çok büyük hazinemizi uygun bir şekilde kullanmamız gerekiyor. İnsanlığın var olduğu dönemden beri bütün medeniyetler suyun çok fazla olduğu yerlerde kurulmuş ve gelişmişler. Dolayısıyla su bu kadar önemli…
Günümüzde yeni teknoloji ve yeni tekniklerle biz bu suyu modern bir şekilde teknik ve biliminde kullanarak daha iyi bir şekilde kullanmamız gerekiyor ki önümüzdeki kuşaklara bir mirasımız kalsın.
MUSLUKLARDAN SANİYEDE
2 BİN 500 LİTRE SU
BOŞA AKIYOR
Küresel endekse göre kişi başına düşen yıllık su miktarı 1000 m3'ten az olan ülkeye su fakiri deniyor; 1000-2000 m3 arasında olanlar su azlığı çeken kategorisine giriyor ki, biz bu kümedeyiz.
Türkiye İstatistik Kurumu'na göre 2030'da Türkiye nüfusu 100 milyona ulaşacak. Su, bugün nüfusa yetmezken çocuklarımıza nasıl bir gelecek bırakacağız? Bunun gibi sosyal konulara kafa yormanın vatandaşlık görevimiz olduğunu düşünüyorum. Sorunlar kadar çözümler üzerinde durmamız gerekiyor.
Çözüm sandığımızdan daha yakın; kendimizde, ailemizde, içinde bulunduğumuz topluluğumuzda…
Bir iki küçük örnek vereyim.
Bu örneği çok duyduğunuzdan eminim. Olsun bir kez de ben hatırlatmış olayım.
Bir adet musluktan saniyede akan 1 damla su yılda 3 bin 500 litre boşa aktığını düşünebiliyor musunuz? Dört kişilik bir ailenin ufak tefek önlemleri hayatına adapte ettiği takdirde yılda 150 ton su israfının önüne geçtiğini biliyor musunuz?
Biz toplum olarak verimlilik konusunda zayıfız. Dikkat eden kişilerimiz muhakkak var, ama genele baktığımızda israf eden bir toplumuz. Çözüm, bilinçli su tüketimi.
ESKİŞEHİR'İN SUYU
BİTME SEVİYESİNDE
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Eskişehir Şube Başkanı Prof. Dr. Can Ayday, Eskişehir de içme ve kullanma suyunun bitme seviyesine geldiğine dikkat çektiği açıklamasına bende yukarıdaki satırlarla suyun önemi hakkında katkı yapmak istedim.
Can Ayday, Eskişehir il sınırları içinde yerleşim yerlerinde nüfusun artması, sanayinin aşırı büyümesi, tarım alanlarında bilinçsizce ve konuma uygun olmayan tarım yapılması, aşırı su kullanımı, en verimli tarım arazilerinin imara açılması, anlamsız projeler yapılmaya çalışılması, sanayide kullanılan suların arıtmasız Porsuk Çayı ve Sakarya Nehrine akıtılması yerüstü ve yeraltı suyu kalitesinde aşırı kötüleşme oluşumuna neden olduğuna dikkat çekmiş.
Eskişehir ilinde bulunan tüm sorumluları bu konuya önem vermeye çağırmış.
SU KUYUSU ENVANTERİ
TAMAMLANMALI
Prof. Dr. Can Ayday, sorumluların yapması gerekenleri şöyle sıralamış:
'Eskişehir ilinde hava analizlerine önem vermeliler. Büyük havzalardan başlayarak alt havzalara kadar bilimsel çalışmalar yapmalılar. Günümüzde yeni teknolojiler kullanılarak bu çalışmaların hızlı şekilde sonuçlandırılmasına özen göstermeliler. Yeni yeraltı suyu rezervleri bulmaya çalışmalılar, Yapılan çalışmalar dosyalarda kalmamalı, uygulamaya geçirilmeli. Su havzalarının su potansiyellerinin belirlenerek havzalarda aşırı su sondajı açılmasına izin verilmemesi, kaçak açılan kuyuların belirlenmesi, havzalarda su kuyusu envanterinin en kısa sürede başlanarak tamamlanması gerekmektedir'.
* * *
Can Hoca'ya bu hatırlatmasından dolayı teşekkür ederim. Suyun tasarruflu kullanılması hepimiz öncelikle görevi olmalı. Ufak tefek önlemlerle gerçekten bizim için ve geleceğimiz için önemli olan suyu alacağımız küçük önlemlerle yarı yarıya daha az kullanabiliriz. Bu dünya çocuklarımıza onların çocuklarına devredeceğimiz bir dünya. Gelecekte onların sıkıntı yaşamaması için bizler ihtiyacımızdan fazla olanı kullanmamalıyız.

'TÜRK ŞEKER KARABORSAYA MUHTAÇ ETTİ!'
Eskişehir esnafı şekere ulaşmakta zorlanıyor. Biz tüketiciler ise şekere ulaşmakta zorluk çekmesek de her hafta fiyatının artması ister istemez alım gücümüzü azaltıyor ve cebimizi yakıyor!
Önceki gün Eskişehir Ticaret Odası Başkanı Metin Güler, Eskişehirli toptancıların ve şekerli mamul imalatçılarının Eskişehir Şeker Fabrikasından şeker alamadıklarını veya toptancılarda şeker bulamadıklarından yakınmıştı.
CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü de Eskişehir esnafının şeker temininde yaşadığı sorunları, geçtiğimiz ay Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine taşımıştı. Süllü, sorunun çözülemeyerek büyümesini ve fiyat artışlarını, gündeme getirerek TürkŞeker'e ait şeker fabrikalarının, piyasaya şeker vermemesini eleştirmişti.
Şeker pancarı memleketi olan ülkemizde, esnafın şekeri temin sorunu yaşaması ve sürekli artan fiyatlarla farklı toptancılardan ya da özel fabrikalardan temin etmeye çalışmasının, kabul edilemez olduğunu bir kez daha gündeme getirmiş.
'Türk Şeker'in internet sayfasında 2022 fiyatı, 50 kg'lık çuvalda kilo başı KDV dahil 5,96TL
olarak açıklanmış, 50 kg'lık çuval halinde satışa sunulduğunda 298 TL'ye geliyor. Ancak, eskiden direk fabrikadan şeker alan üreticiler, bugün bu fiyattan fabrikadan şeker alamıyor; özel şeker fabrikalarından ya da toptancıdan 50 kg'lık çuvalı, 750- 850 TL'ye güçlükle ve sürekli artan fiyatlarla temin edebiliyor. Bu da tüm şekerli ürünlerde, fiyat artışına yol açıyor' diyerek, 2021 üretim döneminde yaptığı şeker üretimi ile övünen Türk Şeker, bugün esnafı karaborsaya mahkûm ettiğine de vurgu yapmış.
ESKİŞEHİR ŞEKER
FABRİKASI EN SON
OCAK 2022'DE ŞEKER VERMİŞ
Eskişehir Şeker Fabrikası'nın piyasaya son olarak, Ocak 2022'de şeker verdiğini belirten Süllü, fabrikaya şeker talebi için atılan e-postalara ve CİMER'e yapılan şikayetlere 'Genel Müdürlüğün talimatı gereği, tüketiciye ucuza ulaştıracak marketlere satış yapmaktayız' yanıtı verildiğini söylemiş.
Tüketiciye ucuza şeker ulaşıyor mu? Diye marketleri ve toptancıları gezerek şeker fiyatlarını kontrol eden CHP Milletvekili Süllü, toptancılarda Türk Şeker'in 50 kg'lık çuvalının bulunmadığını; özel şeker fabrikalarının 50 kg çuval fiyatlarını 850 TL'ye kadar çıkartmış olduğunu belirtmiş.
Jale Nur Süllü, marketlerde ise kilonun 11 TL'den, 22 TL'ye kadar çeşitlendiğini gördüğünü, üreticiye
şeker satışını durdurarak tüketiciye ucuz şeker ulaştırma iddiasının çöktüğüne, 2021 üretim döneminde yaptığı şeker üretimi ile övünen Türk Şeker'in bugün esnafı karaborsaya mahkûm ettiğine de vurgu yapmış.
'50 kg'lık şeker çuvalı 2021 Ocak'ta 195 TL iken 370-400 TL'ye çıktı diye 15 Ocak'ta, haber yapmış; şeker temininde yaşanan sorunları, Tarım ve Orman Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı'na verdiğimiz, soru önergeleri ile sormuştuk. Bakanlıklardan henüz yanıt gelmedi. Ancak, 2 aylık süreçte 370 TL olan fiyatlar 850 TL'ye geldi.'
Türk Şeker Genel Müdürü'nün Eylül 2021'de şeker gereksiniminin 1/3'ünü karşıladıklarını, özellerle birlikte şekerde arz fazlası olduğunu, Eylül 2022'ye kadar şekere zam yapılmayacağı
açıklamasını hatırlatan Süllü, 'Biz Eskişehir'den biliyoruz, Türk Şeker'in kiraladığı depolar, ağzına kadar dolu. Üretici esnafa şeker verilmiyor; ancak, üç harfli marketlere şeker sevkiyatı yapıldığı söylentileri var. Ayrıca, özel şeker fabrikaları genel müdürlerinin sarayda bir danışman ile toplantı yapıp, kar etmelerinin sağlanacağı yönünde söz aldıkları iddiaları var' diyerek, şekerde oynanan oyunların açıklığa kavuşturulmasını istemiş.
STOKÇU KİM?
Süllü, 'Depolara, marketlere baskınlar yaparak 859 firmaya 25,4 milyon ceza kesildiği haberleri televizyonda yayınlanıyor. Bu haberlerle tüketicinin gözetildiği ve fiyat artışlarının önlenmesi
için, stokçulukla mücadele edildiği algısı yaratılmaya çalışılıyor. Esnafı stokçulukla suçlayan,
depolar basan anlayış, devletin şeker fabrikalarını stokçuluğa mı yönlendiriyor?' diye de sormuş.
* * *
Türk Şeker, Eskişehir'deki toptancılara ve şekerli mamul üreticilerine fabrikadan şeker satışına izin verirse, tüketiciler ve şekerli mamul üretenler daha ucuz alacaklar dolasıyla biz tüketiciler hem şekeri hem de şekerli mamulleri de pahalıya almak zorunda kalmayacağız.
BELEDİYE PİDESİ 2,5 LİRA
Ramazan ayına artık sayılı günler kaldı. On bir ayın sultanı olarak bilinen 2022 Ramazan ayı 2 Nisan cumartesi günü başlayacak.
Eskişehir Fırın İşverenleri Sendikası henüz fırınlarda satılacak olan pide fiyatlarını belirlemezken, Büyükşehir Belediyesi Halk Ekmek Fabrikasının satacağı pide fiyatı açıklandı.
Artan maliyetlere rağmen vatandaşların alım gücünü dikkate alan Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Halk Ekmek, açıklanan rakamlara göre Türkiye'nin en uygun fiyatlı pidesini tüm Eskişehirlilere ulaştırmak için 53 büfede Halk Pide satışı yapacak.
Büyükşehir Belediyesi Halk Ekmek, hijyenik ortamda üretilen pideleri bu Ramazan ayında da uygun fiyattan Eskişehirliler ile buluşturacak.
Gerek pandemi süreci, gerek içerisinde bulunduğumuz ekonomik kriz nedeniyle vatandaşların alım gücünün düştüğünün altını çizen Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Halk Ekmek Tesislerinde üretilen Ramazan pidesini, Ramazan ayı boyunca haftanın 6 günü sağlıklı ve lezzetli pideyi vatandaşlarla buluşturacaklarını belirtti.
Başkan Büyükerşen resmi Twitter hesabından yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: 'Ekonomik sıkıntılar nedeniyle vatandaşlarımızın alım gücü düştü. Tüm şartlarımızı zorlayarak bu yıl, 280 gramlık Ramazan Pidesini 2 lira 50 kuruştan hemşehrilerimize ulaştıracağız.'
FIRINLARIN SATIŞ
FİYATI BUGÜN
BELLİ OLACAK
Fırınlarda satılacak pide fiyatları ise bugün belli olacak. Geçen sene
Eskişehir'de 280 gram pide 3 TL'den satışa sunulmuştu. Bu yıl ise artan maliyetler karşısında pide fiyatlarına 1 lira 50 kuruş ile 2 TL arasında zam bekleniyor.
HAYATTA FARK
YARATMAK

Hayata veda etmiş bir din adamın mezar taşının üstünde yazılı olan bir yazı: 'Genç ve özgür iken, düşlerim sonsuzken, dünyayı değiştirmek isterdim. Yaşlanıp akıllanınca, dünyanın değişmeyeceğini anladım.
Ben de düşlerimi biraz kısıtlayarak sadece memleketimi değiştirmeye karar verdim. Ama o da değişeceğe benzemiyordu.
İyice yaşlandığımda, artık son bir gayretle, sadece ailemi, kendime en yakın olanları değiştirmeyi denedim. Ama maalesef bunu kabul ettiremedim.
Ve simdi ölüm döşeğinde yatarken birden fark ettim ki, önce yalnız kendimi değiştirseydim, onlara örnek olarak ailemi de değiştirebilirdim.
Onlardan alacağım cesaret ve ilhamla, memleketimi daha ileri götürebilirdim. Kim bilir, belki dünyayı bile değiştirebilirdim.'
* * *
Değişim önce insanın kendisi ile başlar. Kendi hayatında bir fark yaratamayan başkalarının hayatında da fark yaratamaz.