ESO Başkanı Celalettin Kesikbaş,
Geçtiğimiz Salı günü, gündüz saatlerinde önce basın toplantısı düzenledi, akşam saatlerinde ise ESTV ekranlarında Ali Baş ve Meltem Karakaş Kaya'nın konuğu olarak açıklamalarda bulundu...
Her iki açıklamada da konu,
ESO'nun Alpu Ovası'na kurmayı düşündüğü OSB'ydi...
Bir kere şu konuda herkes hemfikir...
Hiç kimse, Eskişehir'de sanayinin gelişmesine karşı değil…
Hiç kimse, Eskişehir'in zenginleşmesine, daha zengin bir kent haline gelmesine karşı değil…
Hiç kimse, ihtisas OSB'lerin kurulmasına, şehrin ülkeye örnek bir gelişim modeli oluşturmasına karşı değil…
Hiç kimse, Eskişehir'in hızlı tren üretmesine karşı değil…
Böyle bir şey düşünülebilir mi?
Elbette düşünülemez…
***
Karşı olunan şey,
OSB'nin kurulması planlanan alanla ilgili...
Alpu Ovası, diğer bir deyişle, Bakanlar Kurulu Kararı ile 'Büyük Ova' ilan edilen verimli topraklar üzerinde olması...
Kesikbaş,
OSB'nin ovanın binde 5'i kadar bir alanı kaplayacağını söylüyor...
Yani,
İlla ki parmağın ucu kanatılacak...
'Sonrası nasıl olsa, kendiliğinden gelir...'
Aynı sarı öküz gibi...
Sarı öküzü verdik mi, bilesiniz ki ortada sürü filan kalmaz...
ESO oraya OSB'yi kurduğu takdirde,
Emsal teşkil edeceği için ondan sonra gelebilecek diğer talepleri nasıl durduracağız?
Kömür çıkarılmasına,
Sondajların devam etmesine,
Kömürlü termik santral kurulmasına nasıl karşı durabileceğiz?
Hem termik santrale, hem kömür çıkartılmasına karşı 3 yıldan fazla bir zamandır direniyor bu şehir...
Küçük ya da büyük bir OSB'nin kurulması, şehrin bu direncini kırmayacak mı?
Dahası şehir dışından destek veren STK'lar, çevre örgütleri bize dönüp;
'Önce sizin şehrinizin sanayi odası girmiş ovanın içine...' demeyecekler mi?
***
ESO Başkanı Celalettin Kesikbaş,
Halka ve Eskişehirlilere rağmen bir şey yapılmayacağını söylüyor...
Çok da doğru söylüyor...
***
Kesikbaş'ın,
Eskişehir sanayisinin gelişmesi,
Eskişehir GSMH'sinin artması konusundaki istek, dilek ve temennilerine sonuna kadar katılmakla birlikte,
Bunun hem şehrin yerel yönetim birimleriyle, hem şehrin sivil toplum örgütleriyle hem de kamuoyuyla paylaşılıp, birlikte ve organize bir hareket haline dönüştürme amacı benimsenmezse,
Sonunda büyük bir kamuoyu karşıtlığıyla karşı karşıya kalması elzemdir…
***
Sanayi her şey demek değil…
Bir çok şey demek ama her şey demek değil...
İnsanın varlığını sürdürmesi için en temel gereksinmeleri nedir?
Oksijen, yani temiz hava, içebileceği sağlıklı su ve beslenebileceği ürünler…
Cep telefonu değil, sosyal paylaşım siteleri değil, otomobiller ya da fabrikalar değil…
Temiz hava, temiz su ve temiz besin…
Açlık, kimsenin gem vurabileceği ya da kontrol altında tutabileceği bir şey değil…
Uykusuzlukta olduğu gibi…
Biliyorum, insanlık her zaman benim düşündüğüm gibi düşünüp, öyle hareket etseydi; hala cilalı taş devrinde yaşıyor olurduk...
Uygarlık gelişemezdi...
Önemli olan doğanın dengesini olabildiğince korumak...
Bir kerecik OSB kuruverelim, bir şey olmaz mantığının,
Kesikbaş'ın sürekli yinelediği, 'biz işin duygusal tarafına değil, matematiğine bakıyoruz' mantığının, Eskişehir'in ruhuyla uyuşmadığı çok açık...
Elbette sırf duygusal değil,
Ama elbette sırf matematik de değil...
***
Şimdiki ESO yönetim kurulu ve başkanı,
Eminim ki Eskişehir'e sevdalı insanlar...
Eminim ki, Eskişehir'in gelişmesi, zenginleşmesi, sanayisinin ülke standartlarının üzerinde bir gelişim göstermesini istiyorlar…
Bu isteklerin hiç biri de eleştirilecek, karşı çıkılacak beklenti ve talepler değil…
***
Ancak…
Sanayi, fabrika, iş, aş, ihracat, ithalat, zenginlik hevesi,
Bir şehrin şehir olması için, olmazsa olmaz koşullar değil,
O şehrin kontrol edilemez bir şekilde vahşi bir ormana dönüştürülmesinin önlenemez sanrılarıdır…
Eskişehir'de, aşırı, yoğun ve kontrol edilemez bir sanayi istemiyoruz…
Çünkü,
Kapitalist sistemde, şirketlerin, fabrikaların gittikleri ülke ve şehirlerde, nasıl hükümranlık kurduklarını ve sonrasında o şehirleri nasıl kendilerine kul, köle yaptıklarını, sonrasında da şehri nasıl sahiplendiklerini biliyoruz…
Eskişehir bunu istemiyor…
***
Eskişehir'i, sanayinin ve kapitalizmin, doymak bilmez aç gözlülüğüne teslim etmeyecek çok insan var bu şehirde…
Lütfen unutmayın;
Burası Eskişehir…
Hiç kimse,
Kendi kafasında, kendi görüşleri ve yarattığı bir takım gereklilikler ve mazeretler üzerinden şehri ipotek altına alma hak ve yetkisine sahip değil…
***
Eskişehir'i Eskişehir yapan,
Asla ve asla sanayi yatırımları değil…
Eskişehir, yalnızca zengin bir şehir olmak istemiyor...
Gelişmiş bir şehir olmak istiyor...
Sanayi elbette olacak, olmalı
Ancak bunu eğitimle, kültürle ve sanatla beslemezseniz,
Yapılanlar şehri büyük şirketlere pazarlamaktan öte bir anlam ifade etmez...