'7 Şubat 2007'de Amerika'da ilk kez faaliyete geçen change.org kısa sürede birçok kitleye, ülkeye ulaşan imza kampanyası platformu.'
Duymayan kalmamıştır diye düşünmekteyim.
Change.org'la ilgili yorumlara baktım. Çok güzel yorumlar yapılmış.
'Sesimizi dünyaya duyuruyoruz yorumu yapan var.'
'İyiki varsın change org yazan var.'
'Dijital dünyanın nimetleriyle sesimizi duyurmak istediğimiz kişilere, kurumlara, dakikalar içerisinde ulaştırıyoruz.' diyen var.
'Kar amacı gütmeyen kuruluş' diyen var.
Daha başka farklı yorumlar yapanlar var.
BİRDE MADALYONUN DİĞER YÜZÜNE BAKALIM
Düşününki yüzlerce ülke change.org'da yüzlerce kampanya başlatıyor.
Bazıları;
'Bölücü kampanyalar.'
'Pkk terör örgütü değildir. PKK'nın terör listesinden çıkarılması istemi kampanyası.'
'Pkk'lı öğretmenler görevden alınsın kampanyası.'
'insan Hakları' kampanyası
'çevre duyarlılığı' kampanyası.
Ve daha birçok kampanyalar.
Örneğin Türkiye'yi ele alalım.
Türkiye'nin hangi konulara hassasiyeti var.
Türkiye neden mutlu oluyor nelerden mutsuz oluyor.
Konuyla ilgili imza platformunu kaç kişi imzalamış.
Karşıt görüşlü olan kampanyalar neler.
Bunların haritası çıkarılıp, ülkelerin hassasiyet resmi çizilip.
O ülkeyi, bölme eğiliminde olan
Neye dokunulursa insanlar birbirine düşer diyen ülkelere sunuluyor.
Sonrada sizin hassasiyet noktalarınıza dokunuluyor.
'Kampanya 'ya tıklandığında, benzer kampanyalara yönlendirilebilir ve ücret ödeyen toplulukların doğrudan temasına açık hale getirilirsiniz. Bilgileriniz, ilgilendiğiniz alanlar adresleriniz change.org sayesinde satılır.'
Diğer sosyal medya hesapları da bizimle ilgili birçok şeyi biliyor.
FACEBOOK
Herhangi bir arkadaşınız Facebook ta birlikte çekilmiş olan fotoğrafı paylaşıyor. Facebook hemen sizi uyarıyor. Şu arkadaşın fotoğraf paylaştı kendini etiketlemek ister misin?
'Facebook'ta birini etiketlediğinizde ya da biri sizi etiketlediğinde, datasına kaydediyor. Facebook yapay zekası sizi otomatik olarak tanıyor.'
BBC'nin teknoloji kolonu yazarı Rory Cellan-Jones Facebook'u şöyle tanımlıyor: 'Madem ki, kullanıcılar para vermiyor, Facebook üyeleri müşteri değil, ürün.'
Bu cümle bizlere çok şey anlatıyor. Maalesef bende facebook kullanıcısıyım.
Facebook karşısında dünyayı kurtarıp, icatlar yapacağımıza, bunları daha fazla gecikmeden hayata geçirsek. Silkelensek.
Son zamanlarda paylaşımlara bakıyorum. Birçok kişi nefret ve kinden besleniyor.
Kimileri paylaşıyor, biz bunları şuradan buradan tanıyoruz.
Kimileri paylaşıyor, hakaret ve ağır ithamlarla dolu sözler.
Bunlar geçmişte de bize şunu yapmıştı.
Öbürü sağcıydı. Bu solcuydu, o aleviydi, bu Sünni'ydi demesek.
Cehaletin dibine vurmasak.
Kardeşçe yaşamayı öğrensek.
Ülkemiz için neler yapabiliriz kaygısına düşsek.
Beni övme sözlerini bırakınız. Gelecek için neler yapacağız onları söyleyin diyen M.Kemal Atatürk'ün ve bu ülke için canlarını feda eden aziz şehitlerimizin kemiklerini sızlatmasak. Sevgiyle, hoşgörüyle kalın.