CHP Genel Merkezi tarafından düzenlenen 'İkinci Yüzyılda Eğitim Hakkı' konulu 'eğitim çalıştayı', 27 Kasım 2021 Cumartesi günü sonuçlandı ve 'Sonuç Bildirgesi' kamuoyu ile paylaşıldı.
İzninizle bugünkü yazımda -sıcağı sıcağına- bu çalıştayla ilgili bilgilerimi ve görüşlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Öncelikle konuda anlam birliği sağlayabilmek için 'çalıştay' sözcüğünü irdelemek gerekiyor. Çeşitli kaynaklarda 'Çalıştay; belli bir konuda, çeşitli konuşmacıların katılımıyla düzenlenen, daha çok akademik bilgi aktarım uygulamalarında tercih edilen, uzmanlık alanlarına dönük bilimsel ağırlıklı toplantı…' olarak açıklanıyor.
Bugün konumuz olan çalıştayın gelişim süreci şöyle olmuştur. CHP Genel Merkezi, 26 Ekim 2021 tarihinde İl Başkanlıklarına gönderdiği bir genelgeyle; 'İkinci Yüzyılda Eğitim Hakkı' adı altında düzenlenecek çalıştayın alt konularını, katılımcılarını ve çalışma takvimini açıkladı. Bu takvim doğrultusunda, 4 Kasım- 21 Kasım 2021 tarihine kadar '7 merkezde bölge toplantıları', 27 Kasım 2021 tarihinde de Ankara'da genel toplantı yapıldı.
Çalıştayın Eskişehir'le ilgili çalışmaları, CHP Eskişehir İl Başkan Yardımcısı ve eğitimci arkadaşımız Battal Uyar tarafından yürütüldü. Bu bağlamda, 21 Kasım'da yapılan bölgesel toplantıya ve 27 Kasım'da yapılan genel toplantıya katılarak; hazırlanan il raporunu dosya halinde sunan ve kürsüden açıklamasını yapan Battal Uyar'ı kutluyorum. Ayrıca, çağrılı olduğum halde yoğun programım nedeniyle katılamadığım çalıştay çalışmaları hakkında beni sürekli bilgilendirdiği için Battal Uyar arkadaşımıza teşekkür ediyorum.
Çalıştayın Ankara'daki final toplantısına EĞİT- DER adına katılan şube başkanımız Emin Dağlı'yı ve Ankara'dan katılan arkadaşları da kutluyorum.
Ülkemizde özellikle son 20 yıldır 'eğitimde kalite ve eşitliğin yerlerde süründüğü' bir dönemde, 'CHP tarafından gerçekleştirilen Eğitim Çalıştayı'nın önemli olduğu' gerçeğinin ise herkes tarafından kabul edilmesi gerekir. Dileğimiz elde edilen sonuçların kağıt üzerinde kalmamasıdır.

'KURUMLAŞMA' GELİŞTİRİLMELİDİR
Öğretide 'Demokrasinin kurallar ve kurumlar dizisi olduğu…' yaygın olarak kabul edilen bir gerçekliktir. Ne yazık ki bu gerçeklik ülkemizdeki siyasal partilerde ve diğer demokratik örgütlerde gereğince yaşama geçirilememektedir.
Bu bağlamda, CHP tarafından son yıllarda yapılan (7 Eylül 2017, 18 Ocak 2020, 27 Kasım 2021) eğitim çalıştayları incelendiğinde karşımıza çıkan sorunlar şöyle özetlenebilir:
1. Yapılan eğitim çalıştayları 'periyodik/ belli aralıklarla yenilenen, dönemsel değildir.'
2. Çalıştaylar 'sistematik/ dizgeli değildir.' Alınan kararlar birbirini tamamlamıyor.
3. Yapılan çalıştayların 'tüzel/ yönetsel dayanakları yetersizdir.' Çalıştay yapma kararları daha çok 'kişisel iradeye dayalı' olarak alınmaktadır.
4. Çalıştaylara katılanların (çağrılanların) ölçütleri nesnel ve ölçülebilir değildir.
5. Çalıştayların medyatik yönü öne çıkmakta, içerik ise dosyalarda ve basılan kitapçıklarda kapalı kalmaktadır…
Bu ve benzeri tespitlerden çıkarılacak geleceğe yönelik önermeler şunlar olabilir:
* 'CHP Eğitim Politikaları Platformu Yönetmeliği' çıkarılmalıdır.
* Çıkarılacak yönetmelikte yapılacak eğitim çalıştaylarının 'zaman, kapsam, katılım koşulları…' gibi ayrıntılar somutlaştırılmalıdır.
* CHP Parti İçi Eğitim (PİE) çalışmalarının kurumsallığı korunmalı, geliştirilmeli ve işlevsellik kazandırılmalıdır.
Ülkemizdeki 'eğitim sendikalarının ve diğer eğitim örgütlerinin kurumlaşma sorunu' da benzer boyutlarda sürmektedir.

'EĞİTİM' İŞİNİ EN İYİ KİM BİLİR?...
Bugünkü konumuzu bir anı ile bağlamak istiyorum.
1988 yılında EĞİT- DER'in ilk kurulduğu aylardı… Benim de TODAİE'de Kamu Yönetimi Uzmanlık Eğitimi nedeniyle sürekli Ankara'da kaldığım dönemlerdi. Eğitim çalışmaları dışındaki zamanımın çoğunu Ankara Ataç Sokaktaki EĞİT- DER Genel Merkezinde geçiriyordum…
Bir gün, İsveç Öğretmenler Sendikası'ndan bir ekip EĞİT- DER'i ziyarete geldi ve Genel Başkanımız Ali Bozkurt'un isteğiyle görüşmeyi ben de izledim. Konuk Sendika Başkanı yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi veriyor biz de tercüman aracılığıyla anlattıklarını hayranlıkla dinliyorduk… İsveçli Başkan bir ara şöyle bir cümle kullandı:
  • 'İsveç'te eğitim politikalarını sendikamız belirler. Ürettiğimiz projeleri siyasal partiler sunarız, onlar da uygular…'
Bu cümle üzerine Ali Bozkurt abimiz şaşkınlıkla sordu:
  • 'Nasıl yani, hepsini mi uygularlar?...'
Tercümanın aktarmasından sonra bu kez İsveçli Başkan şaşkınlıkla yanıt verdi:
  • 'Neden uygulamasınlar, İsveç'te eğitim işini sendikamızdan daha iyi bilen yok ki?...'
*****
Yıllardan beri bu anı benim belleğimde öyle sık canlanıyor ki…
Bence bugün ülkemizde eğitim sorununun iki boyutu var:
Birincisi, eğitim işkolunda çalışanların ve emeklilerin 'birlikte, kaliteli, katılımlı, kitlesel demokratik eğitim örgütleri oluşturamamaları…'
İkincisi, çalışanların örgütlenme özgürlüğünün önünü açmayan siyasal partilerin, 'eğitim örgütlerini 'yandaş örgüt' gibi kullanmaları…'
Biliyoruz ki bilimin ve demokrasinin yol göstericiliği bu iki sorunu da aşacaktır.
Sağlıkla, sevgiyle, dostlukla…