Geçtiğimiz hafta sonunda toplumsal gündemimizde öne çıkan konu, 25- 26 Temmuz 2020 günleri Ankara'da yapılan 'CHP 37. Kurultayı' idi.
CHP'nin yandaşı ya da karşıtı olan çevrelerin ve yurttaşlarımızın çoğunluğunun bu kurultaya odaklanması doğal bir sosyolojik olgudur. Çünkü CHP Türkiye'nin çok önemli bir öznesidir… Ve bu parti, özellikle 31 Mart/23 Haziran 2019 yerel seçimlerinden sonra 'ciddi bir iktidar alternatifi' konumundadır…
Böylesi bir ortamda, elli yılı aşkın bir süredir siyaset alanındaki gelişmeleri yakından izlemeye çalışan bir yurttaş olarak, ben de bugünkü yazımızda CHP'ye odaklanmaya çalışacağım.

CHP'Yİ 'NESNEL' DEĞERLENDİREBİLMEK…
Ülkemizde CHP söz konusu olunca, genellikle iki zıt yaklaşım öne çıkıyor; 'kıyasıya saldırmak…' ya da 'toz kondurmamak…'
Bu iki zıt kutup ve onlara yakın yaklaşımların ortak özelliği, 'sübjektif/öznel olmaları…' Yani CHP'yi 'somut gerçeklere göre değil, öznel duygularına ve çıkarlarına göre değerlendirmeleridir…'
Ülkemizdeki bu durumu örneklendirecek olursak:
Bir yanda 'Tek Kişilik Saray Hükümeti' yandaşlarının CHP'ye yönelik bilim ve demokrasiye aykırı düşmanca saldırıları; hoyratça sürdürülen 'kumpaslar' ve 'algı operasyonları…'
Diğer yanda, 'Partilerine toz kondurmayan fanatik CHP yandaşları…'
Ve ortada 'Çözüm üretmeye çalışan; ama 'düşmanca saldırıları bir türlü önleyemeyen' ve 'kendini yandaşlarına bir türlü beğendiremeyen' bir CHP örgütü…'
Oysa siyasal örgütlenme kültürü henüz yeterince gelişmemiş olan Türkiye'de, beğensek de beğenmesek de; CHP bu ülkenin en köklü, en deneyimli ve en demokratik partisidir.
Bu gerçeği önce tüm CHP'liler görmeli ve 'CHP'nin daha kaliteli, daha katılımlı ve daha kitlesel bir parti olması için' herkes üzerine düşen görevi yapmalıdır.
Sonra da kendilerini 'Atatürkçü, ilerici, demokrat, devrimci, sosyalist, komünist' olarak tanımlayan 'tüm özgür bireyler ve demokratik örgütler'; CHP'ye karşı daha saygılı, daha sorumlu ve daha dostça yaklaşmak' durumundadırlar. Çünkü 'CHP, faşizme ve emperyalizme karşı oluşturulacak 'Demokrasi İttifakı'nın en önemli öznesidir…'
Yani gün CHP için 'Eğilip bükülmeden, abartmadan ve küçümsemeden; doğru oturup doğru konuşmak ve doğru davranmak' zamanıdır.
Daha özcesi, ülkemizin bugünkü koşullarında CHP'ye dışarıdan ve içeriden yöneltilen haksız ve kalitesiz saldırılara karşı; 'CHP'nin korunması, ama bir yandan da mutlaka geliştirilmesi gerekiyor…'

KURULTAYDAN SÜZDÜĞÜM DAMLALAR
25-26 Temmuz 2020 tarihlerinde 'Hedef İktidar' belgisiyle yapılan CHP'nin 37. Kurultayı'ndan benim süzebildiğim damlalar şunlar:
* Geçmiş kurultaylara göre katılımı az, daha sakin, ama kalitesi daha yüksekti.
* Özlem ÇERÇİOĞLU'nun, CHP kurultay tarihinde 'ikinci kadın başkan olarak Divan Başkanlığına seçilmesi' çok isabetliydi. ( İlki, 2008'de 14. Kurultayda seçilen Nur SERTER'dir.)
* Özlem Başkan çok güzel bir sunuş konuşması yaptı ve kurultayı iyi yönetti.
* Genel Başkan Kemal KILIÇDAROĞLU'nun konuşması içerik ve biçem olarak çok iyiydi.
* Kurultaya sunulan 'İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi'; ( Tespit edilen '5 Temel Sorun', 'Çözüm Yöntemi' ve 13 başlık altında toplanan 'İlkeler ve Hedefler' ile) son yıllarda Türkiye gündemine getirilen en doğru ve en kapsamlı programdı.
Son zamanlarda çeşitli demokratik çevreler ve demokratik kuruluşlarca topluma sunulan ama yeterli kitle desteği olmayan 'bildiriler', bu beyanname ile bütünleşmelidir.
* İkinci Yüzyıl Beyannamesi'nin kurultayda tartışmaya açılmadan, genel başkan tarafından apar topar oylanması ise CHP'nin kurultay geleneklerine uygun olmamıştır…
* Kurultayda konuşma yapan 'diğer genel başkan adaylarının' konuşmalarının kalitesi ve biçemi çok kötüydü. Özellikle İlhan CİHANER hayal kırıklığı yarattı…
* Parti organları seçimlerinin 'çarşaf liste' yöntemiyle yapılması çok önemliydi. Ancak CHP'nin 'anahtar liste, maymuncuk liste' gibi etik olmayan basit taktikleri de artık aşması gerekiyor…
* Kemal KILIÇDAROĞLU'nun 1251 tam oy alarak tekrar 'Genel Başkan' olması önemli bir sonuçtur. Bu sonuca Genel Başkanın kendisi de, O'nu kalitesizce eleştirenler de saygı duymalıdır…
* Genel Başkanın anahtar listesini delerek parti organlarına seçilenlerin başarısı çok değerlidir.
Bu konuda özellikle 661 oy alarak PM'ye seçilen Prof. Dr. Gaye USLUER'i yürekten kutluyorum.

CHP'DE TARTIŞILMASI GEREKEN KONULAR
CHP'nin iktidar hedefleyen yeni yönetimi, 37. Kurultay'da gündeme getirilmeyen ya da gereğince tartışılmayan bazı önemli konuları gündemine almalı ve bu konularda ilkeler/ hedefler belirlemelidir. Bizce şu üç konu ivedi önem taşımaktadır:
1. CHP 'Dostlarını' Netleştirmelidir: Kurultay'da sıkça dile getirilen 'dostların' hangi siyasal partiler olduğu açıkça ortaya konmalıdır. Bu konuda özellikle 'HDP ve sosyalist partiler ile ittifak ilişkilerinin nasıl olacağı?' açıkça tartışılmalıdır…
2. CHP'de 'PİD' ve 'PİE' Geliştirilmelidir: Bir sosyal demokrat partinin olmazsa olmazlarından olan Parti İçi Demokrasi (PİD) ve Parti İçi Eğitim (PİE), daha gelişmiş bir biçimde kurumsallaştırılmalıdır.
3. CHP'nin 'Sol Kanadı' Güçlendirilmelidir: Bir sosyal demokrat partinin 'sol kanadı olmadan iktidara doğru uçamayacağı…' gerçeği unutulmamalıdır…
Biz bu konularda önümüzdeki günlerde KESİT köşemizde bazı tartışmalar yapacağız.
Sağlıkla, sevgiyle, dostlukla ve nesnel olarak…