Salgının Türkiye'de de baş göstermesiyle birlikte tüm dünya da olduğu gibi hayat nere de ise durdu.

İşletmelerin faaliyetleri durduruldu, uygulanan sokak kısıtlamaları nedeniyle hepimiz evlerimize kapandık.

Kahvehane, kafe, lokanta, pastane, restoranlar, berberler, kuaförler, fastfood, bakkal, market, kasap, manav, kuruyemişçi, mağazalar, AVM'ler gibi akla gelen hemen bütün işyerleri aylarca kapalı kaldılar.

Pandeminin etkisinin yavaşlamasıyla birlikte 11 Mart 2020 tarihinde faaliyetleri durdurulan bazı işyerlerinin 'Kontrollü sosyal hayat' adı altında belirlenen kurallar çerçevesinde 2020 yılının haziran ayında yeniden izin verildi.

'Aç kapa aç kapa' derken birçok esnaf ve işletmeci çok büyük mağduriyetler yaşadı.

Kimisi işletmesini tümüyle kapattı kimisi ise borç harç bulup ayakta kalmaya çalıştı.

15 AYDA TOPU TOPU 2 AY AÇIK KALDILAR

Pandemi'min başlangıcının üzerinden yaklaşık 15 ay geçti.

Bu süre içerisinde birçok işyeri aylarca kapalı kaldı.

Ancak dükkan kiraları, BAĞ-KUR ve SGK primleri, vergi ödemeleri devam etti.

Cumhurbaşkanlığı kararnamesi destek programı kapsamında hibe desteği; gelir kaybı desteği ve kira desteği olmak üzere iki şekilde ödeme yapılacağı açıklandı.

Gelir kaybına uğrayan işletme sahiplerine vergi sicil kayıtlarına göre esas faaliyetlerini yürüttükleri iş yerlerinin kira olması halinde, büyükşehir belediyelerinin bulunduğu yerlerde aylık 750 TL olmak üzere üç aylık toplamda 2.250 TL'si, diğer yerlerde aylık 500 TL olmak üzere toplamda bin 500 TL kira desteği yapılacağı açıklandı.

KİRA VE HİBE DESTEĞİ ALAMAYANLAR VAR

'Hibe ve kira desteği' yapılacağının açıklanmasının üzerinden aylar geçti.

Hala bu yardımları alamayanlar var.

AK Parti il ve Odunpazarı, Tepebaşı İlçe Başkanları çıkıp esnafları dolaşıyorlar mı?

Eğer dolaşıyorlarsa esnafın bu yakınmasını kendi kulaklarınla duyacaklardır.

Geçtiğimiz hafta perşembe günü CHP Sözcüsü Faik Öztrak başkanlığındaki 'CHP Ekonomi Masası' heyeti, Eskişehir'de bizzat işyerlerinde ziyaret ederek esnafın sorunlarını dinledi.

EVİNİ VE 2 İŞYERİNİ ARABASINI SATMIŞ

Emek Mahallesindeki bir fırını ziyaret eden CHP heyetine, fırının işletmecisi şöyle yakınmış:

'Salgın döneminde biz dükkanımızı hiç kapatmadık ama iş de olmadı. 3 dükkanım vardı. 5 ayda bir dükkan sattım. Arabamı sattım. Toptancıya, personele, devlete borcum kalmadı ama ben de bittim. İşletmemden 20 aile ekmek yiyordu. O insanları çıkarmak zorunda kaldım. Böyle giderse 5 ay sonra bu da kalmayacak. 75 bin lira destek verileceği söylendi. Gittik bir sürü evrak işi çıkardılar. Sanki almamamız için her şeyi yaptılar. Başından beri hiç kapanmaya gidilmemiş olsak en azından bir dükkanımı kurtarırdım.'

Sade fırıncı değil.

Oto aksesuarcısı iş yapamadığı için altı aydır ev kirasını, iki aydır da dükkan kirasını ödeyemediğinden, E devlet üzerinden yaptığı destek başvurusunun çıkmadığını, bir kuruş dahi almadığından, züccaciyeci ve kırtasiyeci esnafı da 'Yardım dediler, başvurduk. Hiçbirini alamadık' diye yakınmış.

İki ay önce Reşadiye Sokak esnaflarından en az 15'i de ne kira ne de maddi destek yardımı alamadıklarından yakınmışlardı.

Sayın cumhurbaşkanı da TV ekranlarından esnafa, çiftçiye 'şu kadar kira şu kadar hibe desteği verdik' diyor.

Eskişehir milletvekilleri Emine Nur Günay ve Nabi Avcı da, 'esnafa, çiftçiye şu kadar destek yapıldı' diyorlar.

Cumhurbaşkanı rakamda verdiğine göre bu destekler yapılmış.

Yapılmış da kime?

Cumhurbaşkanı 'verdik', esnaf 'almadık' diyor.

AK PARTİ İL VE İLÇE BAŞKANLARI ARAŞTIRMALI

O zaman AK Parti İl ve merkez ilçe başkanları esnafları tek tek dolaşarak gerek kira gerekse hibe desteği alıp almadıklarını sormalılar.

Almayanların kimlik belgelerini not ederek, ödenmemesinin gerekçelerini tek tek araştırıp kendilerine bilgi vermeliler.

Müracaat edenlere neden verilmediğini öğrenip, bir eksik evrak ya da takıldıkları yerleri izah etmeliler.

Belki, 'bizim görevimiz değil' diyecekler.

Ama o esnafın, çiftçinin kapısını seçim zamanı çalacaksınız.

O zaman da onlar, 'bizim kira ve hibe destekleri nere de diye?' sormayacaklar mı?

* * *

İŞ ADAMLARI YÜKSEK ENSLASYONDAN YAKINIYOR

Dünkü yerel gazetelerde okumuşsunuzdur.

Eskişehir Genç İşadamları Derneği Başkanı Kerem Toparlar, 'Enflasyon ve faiz hemen hemen tüm dünya ülkelerinde düşük seyretmesine rağmen ülkemizde ki tablo bunun tam tersi istikamette. Bizler üretici, tüccar fark etmeksizin yüksek enflasyon altında eziliyoruz' diyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, nisan ayında partisinin gurup toplantısında şöyle konuşmuştu:

'Enflasyonu yeniden tek haneye düşürmekte kararlıyız, bunu başaracağız. Faizleri de tek haneli rakamlara indirmekte kararlıyız. Türkiye ekonomisi taşıdığı potansiyel ile daha nice büyük başarı hikayelerine imza atacaktır. Ekonomi reform paketi, bu başarı hikayesini daha yükseğe çıkaracak unsurlar içeriyor. Reformları açıkladığımız takvime uygun şekilde hayata geçireceğiz.'

* * *

Cumhurbaşkanının bu açıklamayı yaptığı günlerde ekonomi gazetesinde adını hatırlayamadığım bir yazarın köşe yazısını okumuştum.

Yazıyı kesmişim ama yazarın adı ve köşesinin ismini almayı unutmuşum.

Yazı şöyle:

'TÜİK, 2021 yılının ilk çeyreğinde (ocak, şubat, mart) ekonominin TL hesabıyla yüzde 7 büyüdüğünü açıkladı. Ancak aynı dönemde, kişi başına milli gelirin 9 bin 201 dolardan 8 bin 711 dolara düştüğü, TL bazında ekonomi yüzde 7 büyürken dolar bazında kişi başına düşen milli gelirin 490 dolar azaldığı görülüyor.'

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ekonominin iyiye gittiğini söylerken, ekonomistler ise tam tersini konuşuyorlardı.

Yani cumhurbaşkanı 'ekonomi iyiye gidiyor' derken, bunun tersini yorumlamışlar.

* * *

Eskişehir Genç İşadamları Derneği Başkanı Kerem Toparlar, basın açıklamasında metnini okuduğumda da üretici ve tüccarların yüksek enflasyon altında ezildiklerinin ve ÜFE/TÜFE arasındaki uyuşmazlığın böyle devam etmesinin ülke ekonomisine daha çok zarar vereceğinin altını çizmiş.

Yüksek enflasyonla birlikte yüksek işsizliğin birleştiği noktaya ulaşılacağı konusunda da uyarmış.

Kerem Toparlar açıklamasının bir bölümünde bakın ne diyor:

'Enflasyon dünyada düşük olmasına rağmen üretici fiyatları için aynı şeyi söyleyemiyoruz. Bizler hem emtianın dolar fiyatından hem de Türk lirasının dolar karşısındaki değerinin düşmesinden dolayı daha fazla etkileniyoruz. Mevcut durumu göz önüne alınca bu durumun kısa sürede TÜFE'ye yansıyacağı ve enflasyonun bu yansımayla daha da yükseleceği muhakkaktır. Unutmayalım ki sermaye güvendiği yerde kalır. Bizim hem kısa hem de orta ve uzun vadede hızlıca önlemler almamız gerekiyor. Özellikle kısa vade de dolar kurunu sabit tutmak adına Merkez Bankasının bütün enstrümanlarını ve gücünü kullanmalıdır. Dolar kurunu sabitlediğimiz taktirde bizde dünyadaki ÜFE artışından diğer ülkeler kadar etkileniriz. Bu hem ÜFE artışından minimum derecede etkilenmek hem de dolar üzerinden ödenecek borçlar için çok önemlidir. Ayrıca ÜFE/TÜFE oranının tüm şartlar zorlanarak düşürülmesi elzemdir. Üreticilerin bu ülkenin kurtarıcısı olduğunu ve bu oranların sadece üretici değil hepimizi zarara uğrattığını unutmamalıyız.'

* * *

Cumhurbaşkanı Erdoğan ekonomi konusunda kimlerden görüş alıyor, kimlere danışıyor bilmiyorum. Sık sık ben ekonomistim dediğine göre belki danışmıyor da olabilir.

81 ilin Sanayi Odası, Ticaret Odası, Ticaret Borsası ve iş adamları derneklerinin başkanlarını birer hafta ara ile cumhurbaşkanlığı külliyesinde toplasa.

Tüm illerin tek tek olmasa da, bölgelere göre oda başkanlarından ekonomi ile ilgili birer rapor hazırlamalarını talep etse. Bu raporları bir danışma kurulu oluşturup harmanlamalarını istese eminin ki çok güvendiği ekonomistlerden daha çarpıcı ve sorunların çözümü konusunda bilgiye ulaşır.

* * *

BU SONUÇ AK PARTİ'Yİ YANILTMASIN

Geçtiğimiz pazar günü boşalan muhtarlıklar ve belde belediye başkanlığı için ara seçim yapıldı.

Afyon'un Sandıklı ilçesine bağlı Güney beldesinin nüfusunun 5 binin altına düşmesinin ardından belde statüsünden çıkarılmıştı. Belde sakinlerinin çabasıyla yeniden belde statüsüne kavuştu. 7 yıl aradan sonra ilk kez seçim gerçekleştirildi.

Güney beldesinde yapılan 'belediye başkanlığı' seçimi öncesi başta AK Parti olmak üzere Büyük Birlik Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, İYİ Parti Gelecek Partisi, Yeniden Refah ve Saadet Partisi ile Türkiye Komünist Partisi adayları bir aydan beri yoğun propaganda dönemi geçirdiler.

Partilerin üst düzey yöneticileri, bakanlar gelip belde de miting yaptılar.

Özellikle AK Parti bu seçim için bütün kozlarını kullandı.

Kaybetmeleri halinde muhalefet partiler tarafından, 'AK Parti eriyor, ciddi oy kaybına uğradı. Önümüzdeki yapılacak ilk genel seçimlerin göstergesi bu seçim' diye yorumlanacaktı.

Bunun bilincinde oldukları için AK Parti'nin tepesindeki yöneticiler beldeye daha sık gelip gittiler.

Yanlış hatırlamıyorsam en son İç İşleri Bakanı Süleyman Soylu beldeye giderek miting yaptı.

Önce Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın selamını iletti ve 19 yılda AK Parti hükümetlerinin neler yaptığını, 2023 seçimlerine kadar ve sonrasında yapacakları hizmetleri anlattı.

Seçimin AK Parti, BBP ile Gelecek Partisi adaylarının arasında geçeceği yorumları yapılıyordu.

Yapılan oylama sonucuna göre AK Parti 1021, Büyük Birlik Partisi (BBP) 504, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 29, İYİ Parti 23, Gelecek Partisi 17, Yeniden Refah Partisi 7, Saadet Partisi 4, Türkiye Komünist Partisi'nin (TKP) adayı 1 oy aldı.

Bin 830 seçmenin olduğu beldede bin 704 kişi sandık başına gitti. Kullanılan oylardan 103'ü geçersiz sayılırken, 126 kişi ise oy kullanmadı. Bunu 'protesto' olarak yorumlayanlarda oldu.

* * *

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki, seçim sonuçlarını değerlendirmesinde, 'Erken seçim çığırtkanlığı yapanlara duyurulur' ifadelerini kullanmış.

1830 seçmenin olduğu bir belde de seçimi kazanmak elbette önemli.

Bu seçim sonucu 2023 seçimleri öncesi 'başarı' ölçüsü olarak kabul edilerek, '2023 seçimlerini de AK Parti'nin açık ara alacağı' şeklinde yorumlanabilir mi?

Eğer AK Partililer böyle düşünüp rehavete kapılırlarsa düşündüklerinin tam tersini yaşayabilirler.

2021'in Mayıs ayının son haftasına kadar yapılan anketlerin çoğunda AK Parti'nin oy kaybı yaşadığı gösteriliyor.

5 bin kişinin yaşadığı bir belde de seçim kazanmak, zafer olarak görülmemeli.

* * *