Eğer 6-0'lık Altay hezimeti olmamış olsaydı bugün Mustafa Özer takımın başında olmaya devam edecekti.
Altay'a 1 veya 2-0 yenilmiş olsaydı Eskişehirspor takımı Mustafa Özer, Bandırma maçında yine teknik direktör olarak takımın başında çıkacaktı.
17 resmi 1 hazırlık olmak üzere 18 maç galibiyet yüzü görmemiş Eskişehirspor, Bandırmaspor'a 1 veya 2-0 yenilmiş olsaydı takımın başında kalmaya devam edecekti.
Yönetim ve taraftar liderleri, bütün suçu futbolculara yüklemeye devam edeceklerdi.
Hala 'genç ve tecrübesiz futbolcularla bu kadar oluyor' diyerek yönetimi daldığı derin uykudan uyandırmayacaktı.
Hala Mustafa Özer de yenilgiye başka bahaneler üreterek kendisinden kaynaklanmadığı teranesine devam edecekti.
Allah'tan takım Altay'a 6-0 yenildi de yönetimin de 17 maçtır göremediği yanlışı gördü.
Birilerinin 'e bebeğim eee' şarkısıyla derin uykuya dalan yönetim İzmir'in siyah-beyazlı takımımın çuvaldızı batırmasıyla can havliyle uyandı.
Ve 'artık daha fazla seni taşıyamayacağız' düşüncesiyle yolları ayırmak zorunda kaldı.
* * *
Neyse gidenin arkasından fazla konuşmayalım.
Herkes cumartesi günü Eskişehirspor'daki değişimi gördü.
Mustafa Özer döneminde koşmayan, rakibe çalım atmaktan korkan, rakip kaleye giderek gol arayacak gücü olmayan siyah-kırmızılı futbolcular, takımın başına getirilen yeni hocalarıyla daha farklı bir futbol sergilediler.
İlhan Var'ın direksiyona geçmesiyle yukarıda saydıklarımı yapamayan takım gitmiş, daha çok koşan, mücadele eden, kale önünde gol arayan, daha da önemlisi kaybetme endişesini atarak kazanma arzusu içerisinde olan bir Eskişehirspor gördük.
Yani kısacası futbolculara özgüven gelmiş.
* * *
Tabi ki daha takımın eksik yönleri var.
İlhan Var ve teknik ekibinin bunları 4-5 antrenmanda görmesi çok zordu.
Ama Bandırmaspor karşısında, yani futbolcuların verdikleri ciddi sınavda kimin ne veya neler yapabileceğini açık seçik gördü.
Salı günü evinde oynayacağı Samsunspor maçına kadar bu eksiklerin bir kısmını kapatmak için mutlaka bir çözüm arayışına girecektir.
Bandırmaspor karşısında siyah-kırmızılı formayı sırtında taşıyan tüm futbolcular, ezilmeden, rakibin gol yollarındaki etkili ayakları Del Valle ve Pote'yi markaj altında tutarak, ceza sahası içerisinde etkili olmalarının önüne geçtiler.
* * *
Salı günü grubumuzun etkili takımlarından biri olan Samsunspor'u konuk edecekler.
Kırmızılı-Beyazlılar geçen sezon ikinci ligde şampiyon oldu.
Takımın teknik patronu Ertuğrul Sağlam…
Kırmızı-Beyazlı takımın maddi bir kuruş bile sorunu yok.
Başkan Yüksel Yıldırım, teknik heyet ne istiyorsa iki etmiyor.
Futbolcular prim ve maaşlarını zamanında alıyor.
Hedefleri bu sezon ayak bastıkları 1. Ligde şampiyon olarak süper lige çıkmak.
Buna göre de kadro kurdular.
Ancak işler umdukları gibi gitmiyor.
Ligde oynadıkları 5 maçta deplasmanda Altay ile 0-0, Bandırmaspor ile de 2-2 berabere kaldılar.
Samsunda oynadığı maçlarda Ümraniye'yi 3-0, Akhisarspor'u 1-0 yendi.
Son maçta ise kendi sahasında büyük sürpriz yaşayarak İstanbulspor'a 3-0 gibi farklı skorla yenildi.
5 maçta 8 puan toplayabildi.
Kendi evindeki İstanbulspor yenilgisini unutturmak ve ligde iddiasını devam ettirmek için Ertuğrul Sağlam, Eskişehirspor karşısında bütün kozlarını oynayacaktır.
* * *
Umarım Eskişehirspor teknik heyetinden bir isim Samsunspor-İstanbulspor karşılaşmasını izleyip, notlar almıştır.
Bu notlar İlhan Hoca'ya verildiğinde, kendisi Kırmızı-Beyazlı takım karşısında neler yapılması konusunda uyarılarını öğrencilerine anlatacaktır.
Bu maç İlhan Var'ın en önemli sınavı olacak.
Bandırmaspor karşısında alınan beraberliğin tesadüf olmadığını, Samsunspor karşısında ortaya konulacak futbol gösterecektir.
Skor demiyorum.
90 dakika tek kale oynarsınız, birçok gol fırsatlarını değerlendiremezsiniz veya ya direkler ya da kaleci izin vermeyebilir, rakip bir defa kaleye gelir o da gol olabilir.
Buna şansızlık deriz.
Salı günü Samsunspor karşısında skordan daha çok, futbolcular İlhan Hoca'nın kendilerine verdiği teknik taktiği sahaya yansıtabilecekler mi?
Onu merak ediyorum.
Bandırmaspor karşısındaki futbolun, becerinin ve tekniğin biraz daha üzerine çıkabilirlerse Eskişehirsporlu futbolcuların Samsunspor'u yenebileceklerine de inanıyorum.
Yeter ki kaybolan özgüvenlerine, kazanacakları inancına yeniden sahip olsunlar.

* * *

O zaman Eskişehir uçar!
Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Nadir Küpeli, 'İhracat rakamımızı 2030 yılına kadar 5 milyar dolara ulaştırmayı hedefliyoruz' demiş.
Hedef büyük.
Ancak bu hedefi tutturmakta zor değil.
Yeter ki Allah herhangi bir doğal afet vermesin veya bugün yaşadığımız bulaşıcı hastalık gibi hastalıkla ileriki yıllarda da savaşmayalım.
* * *
EOSB Başkanı Nadir Küpeli ve Eskişehir Sanayi Odası Başkanı Celalettin Kesikbaş'ın göreve gelmelerinden sonra her iki kurumda Eskişehir için ciddi hizmetlere imza attılar.
6 dönem ESO'ya başkanlık yapan Savaş Özaydemir, Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi'nin gelişmesi ve genişlemesine büyük katkı verdi.
Celalettin Kesikbaş'ın başkan olmasıyla birlikte çok ciddi değişikler yaşandı.
Çağın gelişmesine uyum sağlamak adına çok ciddi hamleler gerçekleştirildi.
Eskişehir Sanayi Odası'nın (ESO) 16 Meslek Komitesi üyeleri kendi sektörlerindeki firmalarla bir araya geldi.
Bu 'Meslek Grupları Firma ve Ürün Tanıtım Fuarları' sanayicilerin birbirini daha çok tanımasına, karşılıklı satın almaya ve iş birliğine katkı sunmayı hedefliyordu.
Artık organize sanayi bölgesindeki fabrika yöneticileri, fabrikalarında ihtiyaç duydukları gereksinimleri birbirlerinden karşılamaya başlamışlar.
Zaten ESO Yönetimin de amacı buydu.
İstenilen hedefin gerçekleşmesinden sonra, ESO yönetimin ne kadar çok ihtiyaç duyulan bir hizmete imza atmış olmalarından dolayı tebrik yağmuruna tutulduklarını duyduğumda, genç beyinlerin işbaşına geldiklerinde kurumlarında ne gibi değişimler yaşatabileceklerini göstermiş olduklarından dolayı bir Eskişehirli olarak ben de gururlandım doğrusu.
* * *
Keza EOSB'nin yeni yönetimi de kısa dönemde yaptıkları önemli hizmetlerle Organize Sanayi'ye damgasını vurdu.
3'ü ihtisas olmak üzere 4 yeni sanayi bölgesi ile katma değerli üretimde öne çıkmayı planlıyor. Eskişehir sanayisinin güçlü yönlerine yönelik hazırlanan stratejik plan doğrultusunda, OSB liderliğinde seramik, raylı sistemler ve havacılık kümelerinin kurulmasına öncülük etti. Şimdi ise sektörlerin gelişimine ciddi katkı sağlayacak İhtisas OSB'lerini hayata geçirmeyi planlamakta.
Eskişehir sanayisinin nitelikli eleman ihtiyacını karşılamak amacıyla 2019-2020 eğitim öğretim döneminde açılan 'Özel EOSB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi' öğrencilerin ve ailelerinin gözdesi haline geldi.
* * *
Yazıma noktayı koyarken, Sayın Küpeli'nin, '2019'da 1 milyar 750 milyon dolar ihracat yapan EOSB'nin ihracat rakamımızı 2030 yılına kadar 5 milyar dolara ulaştırmayı hedefliyoruz' açıklaması çok çok önemli.
EOSB hedeflenen 5 milyar dolarlık ihracatı gerçekleştirebilirse hem Eskişehir'i uçurur, hem de Eskişehirli sanayiciler sahip oldukları fabrikalarını büyüterek şehir ve ülke ekonomisine büyük katkı sağlamış olurlar.


* * *

İyiliğin Şartı
Köyde yaşayan yaşlı bir ressam vardı. Olağanüstü güzel resimler yapıp iyi fiyata satardı.
Bir gün köyden bir fakir gelip dedi ki:
'Yahu senin durumun iyi, neden kimseye yardım yapmıyorsun. Bak fırıncı fakirlere ara ara bedava ekmek veriyor. Kasap bazen bedava et veriyor. Sen neden hiç yardım etmiyorsun?'.
Ressam tebessüm etti ama bir şey demedi.
Bu fakir bütün köyde sabah akşam ressamın aleyhinde konuşuyor ve ressamı kötülüyordu.
Bir gün ressam hasta oldu. Kimse de onun yanına gelmedi ve sonunda ressam öldü. Aradan bir kaç gün geçti. Artık ne fırıncı ekmek verdi fakirlere ne de kasap et verdi.
Sordular; 'neden fakirlerin hakkını kestiniz?'
Dediler ki;
'Her aybaşı o merhum ressam bize para verip fakirlere ekmek ve et vermemizi söylerdi. O ölünce para veren kalmadı. İşte o yüzden…'
İyiliğin şartı beştir:
Tez olmalı, gizli olmalı, gözde büyütülmemeli, sürekli olmalı ve yerini bulmalı.
(İbni Sina)