'1960'lı yılların başında Burdur, Tefenni, Hasanpaşa Köyü'nde doğdum. Orada geçti çocukluğum. Biraz beşikte, biraz eşikte büyüdük işte büyümekse. Aç kaldık, açıkta kaldık, kimseden merhamet dilenmedik. Soğuktan, sıcaktan, yoksulluktan şikayet etmedik. Peynirli ya da haşhaşlı yufka yumması idi kursağımızın en en leziz gıdası. Anamızdan, babamızdan; yetinmeyi, şükretmeyi, sabretmeyi; yeneni takdir etmeyi, yenilmeyi hazmetmeyi öğrendik. … Yaralarımı kendim sardım. Hoyratça kullandım biraz gençliğimi. Kavga ettim ülkü uğruna, dava uğruna. Kavga ettim bir gözleri ahu uğruna, kavga ettim sevda uğruna. Bazen de kırdım kalpleri bir hiç uğruna. Yeri geldi okyanus dalgaları kadar hırçın, yeri geldi en güzel timsali oldum sabrın…
Herkes yazdıklarıma 'şiir' dedi. Oysa ben sadece yüreğimle seslendim sevdiklerime. Yüreğimin sesini üfledim satırlara. Oysa, sadece sevgi sözlerini fısıldadım kulaklara. Herkes bana 'şair' dedi oysa ben ne şiir yazandım ne de şairdim. Ben; sevgilinin kalbini yüreğinde taşıyandım. El uzatanla, yüreğiyle tokalaşandım. Kanadı kırık bir kelebeği sarıp sarmalayandım. Yaralı bir ceylana su verendim. Gülü dikeniyle sevendim'. Diyor çok değerli İNSAN GİBİ İNSAN, Veli Savaş.
Veli Savaş'ı 3 yıl önce Antalya Özel Envar Okullarında tanıdım. İyi ki tanımışım dediğim çok değerli bir eğitimci. Okulda müdür yardımcısı.
23 Nisan günü bana çok anlamlı bir hediyesi oldu. Yazdığı şiirleri kitaplaştırdığı 'Dilsiz Sevda' şiir kitabını imzalayarak bana hediye etme inceliğini gösterdi.
Veli Hocamın yazdıklarını yakından takip ederim hep. Kaleminden hep güzellikler, sevgi ve aşk damlar. Ruhlara, gönüllere, kalplere güzel mesajlar verir yazdıklarıyla. Sorumluluğunun bilincinde olan örnek bir eğitimcidir Veli Savaş. Sevgili için, vatan için, anne, baba, çocuklar için, öğretmenler, öğrenciler insanlık için çarpar yüreği, sevdalıdır bunlara.
Veli Hoca, çocukların hayatını değiştirebilmek için onların yüreğine dokunmanın, bir tebessümün, onurlandırıcı bir sözün, ince bir davranışın, ufacık bir ilginin ne denli önemli olduğunun farkında olan bir eğitimci. Öğrencilerini hep sevgiyle kucaklayan bir öğretmen.
Yazımın girişinde yaptığım alıntı Dilsiz Sevda'nın önsözünden. Her sözcüğü, her kelimesi öğretici.
'Anamızdan, babamızdan; yenilmeyi hazmetmeyi öğrendik' diyor. Sanki bugün için yazmış. Kazanmanın da kaybetmenin de bir erdemlilik olduğunu hatırlatarak. Kaybetmeyi hazmedemeyenlere öğüt verircesine.

Kitaba adını da verdiği 'Dilsiz Sevda' şiirinin bir bölümünde,
Bu sevda
Dilsiz, tertemiz, lekesiz
Senin gibi pirüpak, hilesiz
Bu sevda
Kor ateş, dumansız, alevsiz….
Diyerek anlatıyor sevdasını.
Zaten de sevdanın konuşanı değil dilsiz olanıdır insanın yüreğini yerinden hoplatan. Çoğu zaman da umudu yeşerten, toplumu, düzeni, gidişatı değiştiren ve dönüştüren sessiz çığlıktır. Sessiz çığlık; bazen konuşmaktan, bağırıp çağırmaktan daha etkilidir.
Sevdayı sevda yapan dilsiz olanıdır çoğu zaman.
Değişimi, dönüşümü gerçekleştiren de sessiz çığlıktır her zaman.

[i] Veli Savaş. Dilsiz Sevda. Chill Yayınevi.