Birinci Düzce Ayaklanması (13 Haziran- 31 Mayıs 1920)

13 Nisan'da Düzce Ayaklanması başlayarak çevreye yayılmaya başlar. Elde, toplu bir kuvvet yoktur. Askeri birlikler asilere karşı silah kullanmaya istekli değildirler. Zorlandıklarında dağılmaktadırlar. Düzce isyanını bastırmaya Geyve'deki 24. Tümen Komutanı Mahmut Bey memur edilir. O, elindeki iki tabur ve bir batarya ile Düzce istikametinde harekete geçer. 22 Nisan günü Düzce'nin Batısında Nüfuren (Nuhveren) Boğazı'nı geçerken Çerkes ve Abhazların baskınına uğrar. Kendisi de şehit olur. Asiler, erlerin silahlarını alarak onları serbest bırakıp, subayları hapsederler. Adapazarı'ndan gönderilen nasihat heyetinden iki kişi öldürülür. İsyan Doğuya doğru Bolu'ya ve Gerede'ye kadar yayılır. Batı Cephesi Komutanı Ali Fuat Paşa elde edebildiği kuvvetlerle Geyve Boğazı'nda savunma tedbirleri almaktadır. Bu sırada Geyve Doğusundaki Taraklı'da asilerin eline geçer.
Emekli Binbaşı İbrahim Bey (Çolak) 420 kişilik bir kuvvetle asileri Taraklı'dan, sonra da Göynük Boğazı'ndan atarak, 6 Mayıs'ta Mudurnu'yu alır. Mudurnu'ya gönderilen 200 kişilik kuvvet de kendisine katılır. 12-13 Mayıs'ta asilerin Mudurnu'ya yaptıkları baskın başarılı olmaz. 14 Mayıs günü de Binbaşı Nazım Bey komutasındaki bir piyade taburu ile 250 zeybeğin gelmesiyle Mudurnu bir dayanak merkezi haline gelir. Asiler 19 Mayıs günü Göynük kasabasını tekrar ele geçirerek hapishaneyi boşaltırlar. İbrahim Bey, bunları da dağıtacaktır. 22 Mayıs'ta Refet Bey, Mudurnu'ya gelerek komutayı alır. Bu kuvvet, isyanın bastırılmasında önemli bir rol oynayacaktır. 14 Nisan'da Beypazarı halkı 'Padişah nerede ise biz oradayız' diyerek askeri depoyu basarak silahları ele geçirirler. 19 Nisan'da Padişahın fermanını ve fetvayı almak için postaneyi basmak isterler. İstekleri yerine getirilir. Ankara'dan gönderilen 90 kişilik müfreze, silahla karşılanır. Ancak müfreze kasabanın dışında kalacaktır. 23 Nisan günü törenle TBMM açılırken, Nallıhan da asilerin eline geçer. Bu sırada Zonguldak halkı padişaha sadakat telgrafı çekmiştir. 23 Nisan günü de Safranbolu, 'biz padişahı isteriz' diye ayaklanır. Böylece ayaklanma bölgesi Karadeniz'den Ankara yakınlarına kadar uzanmıştır. Ankara Doğusunda Mucur köylüleri de kasabayı basar. Bu sırada İngiliz donanması da Karadeniz kıyılarında gösteriler yapmaktadır. Afyon'dan getirilen Yarbay Arif Bey müfrezesi (Karakeçili) 25 Nisan günü asileri Beypazarı'ndan atarak 26 Nisan'da Nallıhan istikametinde yürüyüşe geçer. Kasabanın Doğusunda asileri dağıtır. Kasaba Müftüsünün Arif Bey'i karşılayarak asilerin dağıldığını, halkın sabırsızlıkla kendisini beklediğini söylemesi üzerine Arif Bey Nallıhan'a gitmeden kısa yoldan Çarşamba (Seben) istikametine yönelir. 29 Nisan'da çetin bir çarpışmadan sonra kasabayı alır. Yarbay Arif, Seben Dağı'ndaki asileri de dağıttıktan sonra, Bolu'ya doğru yönelir. Bu arada, Zonguldak'tan gönderilen 23. Piyade Alay Komutanı 'ben de halifeciyim' diyerek, asilere katılmıştır.
Yarbay Arif Bey, büyük bir kuvvetin Bolu'yu basacağını öğrenerek Bolu'ya girmez. Şehirdeki Alay'dan Binbaşı İhsan Bey'i çağırarak, elinde kalan kuvvetlerle şehirde asayiş ve güvenliği sağlamasını bildirir. 2 Mayıs günü Düzce asileri, Bolu'nun civar köyleri halkı ile, Bolu üzerine yürümeye başlarlar. 3 Mayıs günü de Bolu'ya saldırırlar. Savunma sırasında Binbaşı İhsan Bey şehit olur. Çapulcular onu soyarlar ve çıplak bir halde yolun ortasında bırakırlar. Bir genç subayı da soyarak Bolu sokaklarında dolaştırırlar. Sonra da vücudunu delik deşik ederek, bir yere atacaklardır. Subay ölmemiş, bir doktor onu hastaneye götürmüştür. Bu haber alınınca yaralı subayın boynuna ip geçirerek, onu sokaklarda sürükleyerek öldürürler. Sonunda da Şeyh, 'İslamın fetvası yerine geldi' diye nağralar atacaklardır. Saldırıya uğrayan Yarbay Arif Bey müfrezesi de düzenli bir süratle Karadoğan Boğazı'na, sonra da Kızılcahamam'a çekilir. Yarbay Arif Bolu'dan çekilirken, 5 Mayıs günü 58. Alay (260 er, 2 makineli tüfek) Çerkeş'ten Gerede'ye doğru yürümektedir. Gerede'de bir bölük bulunmaktadır. Jandarma Komutanı da Gerede halkının alayı iyi karşılayacağını bildirir. Alay kasabaya yaklaşınca şiddetli bir ateşle karşılanarak dağılır. Bazı erler kasabanın 5 km. Doğusunda tekrar bir araya gelir. Alay Komutanı elinde kalan 95 erle Çerkeş'e döner. 6 Mayıs'ta Kızılcahamam'dan gönderilen 400 kişilik müfreze de kasabanın Güneyinde baskına uğrayarak dağılır. Müfreze Komutanı Binbaşı Rüştü Bey elinde kalan 89 kişi ile Kızılcahamam'a döner. Durumun kötüye gittiğini gören Mustafa Kemal Paşa, Bursa'da bulunan Ali Fuat Paşa'ya milli varlığın tehlikeye girdiğini bildirerek bu işleri idare etmek için kendisini Ankara'ya davet eder. Aynı gün Konya Ereğli'sindeki 2. Tümenin Ankara'ya gelmesini emreder. Bu Tümen Pozantı'daki Fransız kuvvetlerinin karşısında bulunmaktadır. Kızılcahamam'da bulunan müfrezenin komutanı Yarbay Arif Bey de 11-12 Mayıs gecesi çadırında şehit edilmiştir. Bunun üzerine Karakeçili erlerin ısrarı üzerine iki nöbetçi, Arif Bey'in Emir Subayı ve Binbaşı Rüştü tevkif edilir.
Ali Fuat Paşa toplayabildiği kuvvetle Geyve Boğazını tutmuştur. Çerkes Ethem kuvvetleri geldikten sonra iki taraftan Düzce ve Bolu üzerine harekete geçecektir. Yunan cephesinden Ethem kuvveti Niğde'den 2. Tümen gelinceye kadar asiler Ankara'ya kadar gelmişlerdir. Fakat isyan hareketi bir elden idare edilmiyor, idare, askerlikten anlamayan cahil insanların elinde bulunmaktadır. Asi köylüler de kendi bölgelerinden uzaklara gitmek istememektedirler. Çerkes Ethem müfrezesi geldikten sonra, Ali Fuat Paşa 22 Mayıs'ta verdiği emre göre, 23 Mayıs'ta hareket başlayacaktır. Ethem Bey müfrezesi ile Geyve Boğazı'nda bulunan birliklere Adapazarı istikametinde ilerleme görevi verilmiştir. Albay Refet Bey komutasında Mudurnu'da bulunan kuvvetle, Mudurnu'dan Bolu istikametinde ilerleyecektir. Çerkes Ethem, Sapanca ve Adapazarı'nı olaysız alır. Çerkes Ethem Adapazarı'na ilerlerken, silah kullanan köylüleri tamamen yokeder. 25 Mayıs günü Hendek'e varır. 26 Mayıs günü de olaysız Düzce'ye girer. İsyan elebaşlarından 3 kişi ile, İstanbul'dan hareketleri idare etmek için gönderilen Kurmay Yarbayı Hamdi Bey idam edilir. Mudurnu'da Albay Refet Bey emrindeki Binbaşı Nazım ve İbrahim Bey müfrezeleri, iki piyade taburu, 4 top, 7 makinalı tüfek, 600 gönüllüden oluşmaktadır. Binbaşı Nazım Bey müfrezesi 27 Mayıs günü Bolu'ya girer. Bundan faydalanan asiler Mudurnu'da bırakılan Çolak İbrahim Bey müfrezesini kuşatırlar. Bunu haber alan Nazım Bey, bir kısım kuvveti ile Mudurnu'ya dönerek asileri dağıtır. Bolu'da halk askeri iyi karşılar. Gerede'deki Abhazlar çekilmişler, yerli asiler de dağılmış durumdadırlar. Nazım Bey, 31 Mayıs'ta Gerede'yi alır. Böylece bir buçuk ay süren isyan söndürülmüştür artık. Ayaklanmaların bastırılması üzerine Ferit Paşa, 9 Haziran'da İngiliz Yüksek Komiseri Amiral De Robeck'den asilere karşı 50 bin kişilik bir kuvvetin silahlanmasını ister. Bu işi 13 gün sonra Yunan ordusu yapacaktır.

İkinci Düzce Ayaklanması

Birinci Düzce Ayaklanmasını bastıran kuvvetlerin çoğu, Yozgat isyan bölgesine, Yunan taarruzunun başlaması üzerine de bir kısım kuvvet cepheye gönderilmiştir. Düzce'den gidip, Yozgat ayaklanmasına katılan Abhazlar, Çerkes Ethem'in Yozgat'a birlikte götürdüğü Çerkesler, yağma eşyalarıyla Düzce'ye dönmüşlerdir. Bölgede tekrar kuvvet kalmadığını gören asiler, çeteciliğe başlamışlardır. İşte bu esnada çarpışmalar bu taifeyle olmaktadır. 4. Tümen Komutanının 22-23 Temmuz tarihli raporuna göre, ayaklanan Abhazların düşünceleri, Adapazarı'na kadar ilerleyip, İzmit'teki Yunanlılarla birleşmektir. 8 Ağustos 1920 sabahı 300 kadar Abhaz, Düzce'yi sararak, kısa bir savunmadan sonra, kasabaya girer, Kaymakam ve Jandarma Komutanı ile subay ve erleri esir alırlar (Devam Edecek).