İkinci Yozgat Ayaklanması (5 Eylül- 30 Aralık 1920)
Akdağ'da kurulan cepheye gönderilmek üzere Yozgat'ta toplanan Akdağ Milli Alayı'ndan bir kısmı asker, korkup kaçarak, tekrar ayaklanmaya sebep olur. Genelkurmay, alayın cepheye gönderilmesinden vazgeçmiştir aslında. Bununla birlikte dağılma devam eder. Yozgat'ta 38 mevcutlu Erzurum müfrezesinden başka bir kuvvet kalmamıştır. Bu arada ilk Yozgat ayaklanmasına katılanlar da 500 kişilik bir kuvvet toplamışlardır. Asiler 9 Eylül de, Zile'nin Ortaköy bucağını basarlar ve gönderilen kuvveti de dağıtırlar. 9 Eylül de, Yozgat'la Tokat arasındaki Çengelhan basılarak, halkın ticari eşyası yağma edilir. Karşı gelenler de öldürülür. Kırşehir'in Nogaykızılözü Köyü'nde toplanan asiler, gün geçtikçe kuvvetlenmektedirler. Önce Düzce isyanını bastırmak için gönderilmiş olan Binbaşı İbrahim Bey'in kuvveti (İkinci Kuvay-ı Seyyare) Yozgat'a getirilir. 21 Eylül günü Akdağmadeni istikametinde ilerler. Yozgat'ın Doğusunda Ayvalı'da, Aynacıoğlu ve Katil Mustafa çetelerini dağıtır. Kuzeye kaçan asileri takip ederek, 25 Eylül'de, Aynacıoğlu kuvvetini tam bir hezimete uğratacaktır. Bundan sonra küçük kuvvetlerle bölgenin eşkıyadan temizlenmesi işine devam edilir. Seyyar kuvvet Akdağmadeni'nde toplanır. Daha sonra seyyar kuvvet, Zile dolaylarında tarama yapmaya başlar. Bu sırada 18 Ekim Akdağmadeni asiler tarafından basılarak kasaba yağma edilir. Halk savunmaya devam etmektedir. 19 Ekim günü bir müfreze yetişerek eşkıya püskürtülür. Baskın olayında ilgisi olan Belediye Başkanı ile 2 kişi idam edilir. İkinci seyyar kuvvet komutanı İbrahim Bey, Akdağmadeni olayının kısaca sona erdiğini öğrenince, Zile dolaylarındaki tarama hareketine devam eder. Bir çok asi 'aman' dileyerek teslim olur. Böylece, İkinci Yozgat hareketi de sona erer.
Konya Ayaklanmaları
Daha önceki ve halen sürmekte olan isyan ve ayaklanmalardan esinlenen ve dış desteklerle motive edilen hainler, Konya'da da bir ayaklanma ortamı hazırlarlar. İstanbul'da oturan Konyalı Zeynel Abidin, kardeşleri ve adamları İngilizlerin de desteği ile ayaklanma hazırlığına çoktan başlamışlardır.
1919 Bozkır ayaklanmasının tertipçisi olan Delibaş Mehmet, Çumra'nın Alibey höyüğü Köyü'nde, 500 kadar silahlı isyancı toplar. 2 Ekim 1920 günü Çumra'yı basar. Bu ayaklanmayı bastırmak için dönemin İçişleri Vekili olan Albay Refet Bey görevlendirilir. Fakat ayaklanma Konya vilayetinin büyük kısmına yayılmaya başlamıştır. Afyon'daki 12. Kolordu Karargahından gönderilen küçük bir kuvvet, Sarayönü istasyonuna çekilmeye mecbur olur. 5 Ekim günü Kolordu Başveterineri Selahattin Bey komutasında bir müfreze yola çıkarılır. Selahattin Bey müfrezesi, Meydan istasyonundaki bir asi grubunu dağıttıktan sonra, 5 Ekim de Konya'nın 5 km. kuzeyindeki Horozluhan yakınına kadar gelir. Bu sırada Kurmay Binbaşı Derviş Bey (Korgeneral Derviş) 150 insan ve 4 makinalı tüfekle gelerek, Selahattin Bey müfrezesini de emri altına alır. Konya Valisi Haydar Bey, toplayabildiği kuvvetle şehrin önemli yerlerini savunmaktadır. 2-3 Ekim gecesi Konya'ya giren asiler, cezaevindeki hükümlüleri serbest bırakırlar. Asiler yalnız savunulan yerlere değil, 'Millici' sandıkları insanlara da saldırmaktadırlar. Valinin savunduğu Alaaddin Tepesi'ndeki Konyalı erler kaçtıkları için, Vali savunmadan vazgeçmek zorunda kalır.
6 Ekim de isyancılar, Horozlu Han'da bulunan Derviş Bey'in müfrezesine saldırırlar. Bu sırada Albay Refet Bey'in bir süvari alayı ile yetişmesi üzerine, asiler dağılarak Konya alınabilecektir. Albay Refet Bey, 8 Ekim akşamına kadar Konya'nın 40 km. güneyindeki alanı da asilerden temizler. Ereğli'den gönderilen bir müfreze de Karaman'ı alacaktır. Ancak asiler dağlık bölgeye çekilerek, 'Halife' uğruna mücadeleye devam edeceklerini bildirirler. 16 Ekim gününe kadar çeşitli çarpışmalardan sonra Albay Refet Bey kuvveti, Bozkır'a girer. Asiler, Kaymakamı, Jandarma Komutanını ve Askerlik Şubesi Başkanını şehit etmişlerdir. Refet Bey 18 Ekim'de Seydişehir'i, 19 Ekim'de de Beyşehir'i baskınla alır. 21 Ekim'de asilerin Bozkır'a yaptıkları taarruz başarılı olmaz. 22 Ekim günü Beyşehir'den Kuzeye ilerleyen Refet Bey, Ilgın'dan Güneye doğru ilerleyen Osman Bey kuvveti ile Çığıl'da birleşerek, 23 Ekim'de buradaki ayaklanma da bastırılır. Bu bölgedeki daha önce yapılan harekatları da şöyle özetlemek mümkündür; Çığıl'daki ayaklanmayı bastırmak için Hacı Şükrü Bey müfrezesi Afyon'dan trenle Ilgın'a gönderilir. Ancak, büyük bir asi grubunun Ilgın'a doğru ilerlemesi yüzünden bu küçük müfreze Ilgın'dan dışarı çıkamaz. 9 Ekim günü asiler Ilgın'ı işgal eder. Bunun üzerine Yarbay Osman (Kasap Osman) müfrezesi, trenle Ilgın Batısında Çavuşçu İstasyonuna çıkarılır. Yarbay Osman Bey, yarım saatlik bir çarpışmadan sonra Ilgın'ı alır ve sonra da Akşehir istikametinde ilerler. Halk ilk gönderilen birliği iyi karşılar. Ancak, 15 Ekim'de Yalvaç'a giren asileri halk, dini törenle karşılar. Akşehir'den gönderilen tabur Yalvaç'taki asileri dağıttıktan sonra Alaşehir'e döner. Ancak, 12 Ekim'de Akşehir'e baskın yapılır. Yerli halkın da savunmaya katılması üzerine asiler kasabaya giremez. Yarbay Osman Bey, iki taburla yetişince, asiler perişan bir surette kaçarlar. Aydın cephesinden Demirci Mehmet Efe de 500 kişilik kuvvetiyle, ayaklanma bölgesine getirilir. 16 Ekim günü Karaağaç'a varan Demirci Mehmet Efe, etrafta tarama yaparak 318 kadar asiyi ve 100 silah ele geçirir. Bir çok asi de öldürülecektir. Demirci Efe, Akşehir'de Albay Refet Bey kuvvetiyle birleşir ve sonra da Akşehir Güneyindeki dağlık bölgede temizleme harekatına devam eder. 4 Kasım'da Antalya'da ve 22 Kasım'da Isparta'ya ulaşır. Bir buçuk ay süren ayaklanmada, mahkeme kararı ile ölüm cezaları infaz edilenlerin sayısı 250 kişidir. Konya ayaklanması asayişin ve askeri durumun iyileştiği bir döneme rastlar. Ancak, İstanbul Hükümetine ve düşmana yeni umutlar da vermiştir. Milli kuvvetlerin içinden de bazı ayaklanmaların başlaması, düşmanın daha da ümitlenmesini sağlayacak yeni kalkışmalar ardı arkasınca gelecektir. Mustafa Kemal, Konya ayaklanmalarına dair Nutuk'ta şunları söylemektedir;
'Efendiler, Çopur Musa hadisesine denk gelen bir fesat hareketi de Konya'da oldu. 5 Mayıs 1920 tarihinde, Konya'da bir fesat cemiyeti belirlendi. Bu cemiyete mensup olanların ileri gelenleri tutuklanmaya başlandı. Bir gün sonra, tutuklanan bu ileri gelenler, halkı da kandırarak ederek Konya içinde bir isyan çıkarmaya gayret ettiler. Bir kısım halk da dışarıdan gelerek hep beraber isyan ettiler. Konya'da bulunan kumandan, sahip olduğu kuvvetlerle cesurane hareket ederek isyancıları dağıtmaya ve önayak olanları tutuklamaya ve takibe muvaffak oldu' (Devam Edecek),