Bu yıl hem geç gelen hem de aşırı miktarlarda düşen yağışlar, birçok yörede ve pek çok alanda su baskınları, seller, toprak kaymaları, göllenmeler gibi pek çok zarar yaptı. Bu beklenmedik tarz yağışların önüne geçmek mümkün değilse de etkisini, zararını azaltabilecek yol ve yöntemler bulunmaktadır. Bu yol ve yöntemlerin neler olduğu çok iyi bilinmekte, karşılaşıldığı zaman ve arkasından kısa bir süre oldukça hararetli konuşulmakta, anlatılmakta, sonrası pek gelmemektedir.
Tarım açısından bakıldığında özellikle, kıraç yamaç arazilerde ekili ürünlere yararlı, eğimi az ve taban arazilerde ise yararı kadar hatta daha fazla zararı olabilen bu gibi yağışların önemli bir kısmını toprağın içine, aşağı tabakalara kadar indirip, orada depolanmasını sağlamak mümkündür. Kıraç arazilerde, toprak içine depolanmış sudan bir sonraki üründe yararlanılacağı gibi, eğimli olan arazilerde yüzey akışı daha az ve daha yavaş olacağından verimli üst toprak sürüklenmeleri azalacaktır. Düz ve taban arazilerde ise göllenmeler azalacak, göllenen su kısa sürede toprak içine sızdığından ürünlerde yatma, çürüme, olmayacak veya az olacaktır.
Ülkemizde sulanan alanlarda aşırı su tüketimi nedeniyle taban sularının seviyesi düşmüştür. Toprakların su rezervinin toparlanması bakımından da yer altı su kaynaklarının beslenmesine katkı sağlayacak bu yağışların toprak içine alınmasının büyük önemi bulunmaktadır. Bu sayede derin kuyulardan yapılan sulamalarda hem daha temiz ve daha çok su kullanılabilecek hem de sulama için daha az enerji sarf edilecektir. Bütün bunların sağlanmasına yardımcı olacak olan alet 'Dipkazan'dır. Dipkazan, hasat bittikten sonra ve 'toprak kuruyken' 90-100 cm aralıklı (en fazla teker izinden) olarak, tarlanın bir düzüne ve bir tersine 45-60 cm derinlikten çekilmelidir. Bu işlem 4-5 yılda bir tekrarlanırsa çok yararlı olmaktadır. Bu derinliklerde oluşan sert katmanı (taban taşı, kist, pulluk tabanı vb.) parçalayan dip kazan, hem tarlaya gelen suyun kolayca derinlere inmesini, hem de bu tarlaya ekilecek bitkilerin köklerinin zorlanmadan, eğilip-bükülmeden derinlere gitmesini salar. Böylece bitkiler hem toprağa daha iyi tutunur hem de alt tabakalardaki sudan ve besin maddelerinden yararlanabilir.
Ancak kuru tarım yapanlar, sadece nadasa bırakacakları tarlalara dipkazan çekmelidir, çünkü zaten yıllık yağışı düşük olan bu yerlerde dipkazan çekilen yıldaki yağışların bir kısmı derine gideceği için ilk yıl verim kaybı görülebilir, fakat bundan sonraki yıllarda çok faydası görülür. Başta sulu tarım yapanlar olmak üzere bir kısım üreticide 'anız patlatan', 'dip patlatan', 'dip kabartan' gibi adlar verdikleri 5-7 hatta istenirse daha fazla ayaklı olabilen 'çizel' bulunmaktadır. İlk sürümü kulaklı pullukla yapmak yerine, daha kolay çekilen, toprağı alt-üst yapmayan daha az yakıt harcattıran bu aletle, 30-35-40 cm ye kadar işleyebilen üreticiler bunun 'dipkazan' yerine geçtiğini sanmasınlar. Dipkazan toprak 'takır-takır' kuruyken çekilmelidir, dipkazanın faydasının büyük kısmı arkasına takılı olan top sayesindedir.
Kurumuş toprağa dalan çizel bıçak ağzının açtığı yere girmeye çalışan top, kolay giremeyecek ve toprağı zorlayarak alt tabakanın sağlı-sollu parçalanmasını, çatlak ve yarıkların oluşmasını sağlayacaktır. Sularda, köklerde kolayca buralardan aşağıya gidebilecektir. Çizelle bu yapılamaz. Bu yılki yağışlar topraklarda yıkanma yoluyla epey bir besin maddesi kaybına neden olmuş gözüküyor. Bunun ana nedenlerinden birisi topraklarımızın çoğunun organik madde bakımından fakir olmasıdır. Bir kısım topraklarımız ise çok fakirdir. Organik maddesi yeterli olan topraklar, yağışları kolayca toprak içine sızdırır ve önemli bir kısmını bünyesinde tutarak muhafaza eder, sonra bitkilerin ihtiyacı kadarını verir. Besin maddelerinin yıkanarak kaybolmasını önler. Topraklarımız, gücünü kaybediyor, bir an önce tedbir almalıyız.