Ligin sonlarına doğru yaklaştıkça heyecan da, puan mücadelesi de zirve yapmaya başlıyor. Eskişehirspor matematiksel olarak düşmese de bu heyecanın ve mücadelenin hiç bir yerinde yer almıyor. Artık oynanan maçlar bizi çok ilgilendirmiyor. Biz sadece saha da onurlu ve karakterli mücadelenin peşindeyiz. Haftalardır boşuna sahaya yüreğinizi ve hırsınızı koyun demiyoruz. Çünkü onların mücadelesi, hem kendilerinin, hem de camianın şerefi ve onurudur.

Sezon bittiğinde nerede olduğunuz değil, sahada neler yaptığınız konuşulur. Şampiyonluk mücadelesi ve küme düşmeme mücadelesi veren camialar Eskişehirspor'u özellikle takip ederler. Çünkü kendi yetersizliklerini görmeyip, rakibi suçlayarak kendi hatalarını görmezden gelirler.

Oysa bırakın kadro yapılarını dünyanın hangi ülkesinde olursa olsun, puan sıralamasını gösterin size maçın mutlak favorisini söylesinler. Bunun için futbol otoritesi olmaya gerek yok. Demek ki dost Adana Demirspor'lu teknik ekip ve futbolcular da aynı şeyi düşünmüş olmalı ki, maçı oynamadan kafalarında kazanıp, üç puanı da hanelerine yazmışlar. Ne yani size kaleyi açmalarını mı bekliyordunuz. Eskişehirspor'un son maçlarını takip etselerdi 2-3 haftadır sahada koşmaya ve mücadele etmeye çalışan bir Eskişehirspor'un kolay teslim olmayacağını görürlerdi.

Ben onlara buradan ellerindeki kadroyu ve Eskişehirspor'un kadrosunu yan yana getirip şöyle bir göz gezdirselerdi eminim aldıkları skordan dolayı utanç duymaları gerekirdi.

Hele hele sosyal medya da bazı Adana Demirspor'lu taraftarların teşvik almışlar suçlamalarına itibar etmeyip, ellerindeki kadronun 18-19 yaşlarındaki çocukları eze eze yenmeleri gerektiğini de çok rahat görürlerdi. Fakat yıllardır süper lig kapısından dönen, dün kovdukları futbolcuya bugün kucak açan bir kulübün ve aldıkları skordan dolayı kendi hatalarını görmeyip, rakibi eleştiren ve suçlayan bir camianın neden yıllardır süper lig kapılarından geri döndüğüne de çok şaşırmamak gerekir. Sizin bu seneki tek doğrunuz Samet Aybaba idi. Ama hedef oklarını başka yere çekerek bu doğrudan da sapıyorsunuz haberiniz yok. Bu sizlere dost tavsiyem olsun.

Yıllardır tribünlerde olan birisi olarak benim futbol felsefeme göre bu dostlukları yürütmenin çok zor olduğunu gördüm. Karşı çıkmam ama bu tür dostlukların sadece bir skora baktığını çok net bilirim. 2017 yılında sahamızda 4-2 yenerek bir anlamda şampiyonluk yolunda ağır darbe aldığımız maçtan sonra dahi, skora bağlı olmaksızın örnek davranış göstererek, alkışlarla gönderdiğiniz camiadan aynı hassasiyeti görmek istemeniz, sizin en doğal hakkınızdı. Biliyorum içiniz acıyor, kırıldınız. Ama dostlukları da yürütmenin sadece sizin çabalarınızla değil, karşılıklı olduğunu da artık anlayın. Bu da size tavsiyem olsun.

Son olarak hafta içinde görüştüğümüz kaptan Sezgin'e 'artık santrafor oyna, biraz da rakip kaleye gol at' diyerek takılmış oda 'sallamadıkları bir tek o mevki kalmıştı orada da sallasınlar' diyerek gülüşmüştük. Şaka bir yana kaptanı tebrik ediyor ve iki maç sonra Eskişehirspor tarihinde en fazla forma giyen ilk 5 futbolcudan biri olma onuruna erişecek olan örnek kaptanımıza Allah o şerefi ve onuru nasip eder, yeni mevkisin de de gollerine devam diyorum.