Elçibey, Türkiye ile olan ilişkilerde Rusya ile de karşı karşıya gelinmemesi gerektiğini, Azerbaycan'ın Türkiye ile olan yakın ilişkisinin Rusya ile de ilişkileri geliştireceğini savunur. Bunun nedeni olarak da hala Rusya federasyonu içerisinde en fazla Türk'ün yaşamasını gösterir.
Elçibey'in bütün bu gayretine rağmen ülkesinde çok rahat değildir. Azerbaycan İçişleri Bakanı İskender Hamitoğlu ve Savunma Bakanı Rahim Gaziyev ülkede olağan üstü tedbirlerin alınmasını istemektedirler. Darbe girişiminden bahseden Hamitoğlu, çok ilginç ve tarihe not düşecek bir açıklama yapar. Bir darbe organizasyonu hazırlandığını belirterek; 'Beni birkaç yıl içerisinde kurşuna dizecekler o zamana kadar bende Azerbaycan'ın bağımsızlığı için çalışacağım' diyecektir.
Elçibey döneminde Rusya-Azerbaycan arasında azınlıkları ilgilendiren karşılıklı işbirliğine dayanan bir anlaşma yapılır. Bu dönemde işinin ne kadar zor olduğunu Azerbaycan DPT Müsteşarı Korkmaz Cihangiroğlu ; Ermenilerin Rusya'nın yardımı olmadan bu savaşı sürdüremeyeceğini, Kuzey Kafkas Cumhuriyetleri bağımsızlığını kazanmadan Rusya'nın burası ile bağının devam edeceğini ayrıca Kuzey Azerbaycan'ın Güneyle birleşme potansiyeli sebebiyle de İran'ın Ermenistan'a yaklaştığını savunmaktadır.
Bağımsız Türk Cumhuriyetleri Türkiye'de alınan karalar çerçevesinde ilişkilerini geliştirmek için 30 Kasım 1992 tarihinde Dışişleri Bakanları düzeyinde Bakü'de toplanacağı duyurulur. Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin gelişmesi için Refah Partisi Lideri Necmettin Erbakan yanında bilim adamları ve iş adamlarından oluşan 150 kişilik bir heyetle Azerbaycan'ı ziyaret eder ve burada başta Cumhurbaşkanı Elçibey olmak üzere birçok görüşmeler yapar.
Elçibey Azerbaycan'ın millileştirilmesi için de adımlar atar. Örneğin Azerbaycan KGB'si 'Milli Tehlikesizlik Nazırlığına' (Milli Güvenlik Bakanlığına) dönüştürülmüş, yine Azerbaycan Parlamentosu 17 Aralık 1992 tarihinde aldığı kararla da Azerbaycan Türkçesinin ülkenin resmi dili olmasına karar verir.
Azerbaycan Savunma Bakanlığı Başkan Vekili Leyla Yunusova yaptığı açıklamada, Rus-Ermeni birlikteliğine karşı Azerbaycan'ı destekleyen tek ve gerçek dost ülkenin Türkiye olduğunu belirtmektedir. Elçibey, Bağımsız Türk Cumhuriyetleri arasında medeni, kültürel, sosyal ve ekonomik birlikteliğin mutlaka sağlanacağını ifade eder. Azerbaycan Harita, Kadastro ve Ticaret İşleri Bakanı Adil Sultanoğlu Sultanov Türkiye'de incelemelerde bulunmak üzere Konya'ya gelir ve Sümerbank'ta incelemelerde bulunarak benzer bir kuruluşu Azerbaycan'da kurmak istediklerini belirtir.
Türkiye'nin Ermenistan'a insani amaçlı buğday yardımında bulunması ve uluslararası toplumların insani yardımlarına izin vermesi Azerbaycan'da büyük tepkiye neden olur. Azerbaycan Anavatan Partisi protesto gösterisi düzenler ve Türkiye'yi uyarır. Bu olay üzerine Türkiye'nin Bakü Büyükelçisi Altan Karamanoğlu gösterilen tepkiler üzerine yaptığı açıklamada Türkiye'nin Azerbaycan'ın aleyhinde olacak hiçbir harekette bulunmayacağını belirtecektir.
TBMM, Türkiye ile Azerbaycan arasındaki 'Askeri Eğitim ve İşbirliği Anlaşmasını' 2 Mart 1993 tarihinde onaylar. Türkiye-Azerbaycan arasında 'Konsolosluk Sözleşmesi' de onaylanır ve böylece Türkiye ve Azerbaycan arasında daha geniş işbirliği zemini hazırlanır.
Türkiye, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki çatışmaların şiddetlenmesi üzerine arabuluculuk yapmak üzere harekete geçer ve Türk Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin hazırlamış olduğu barış planını Bakü'de açıklar. Bu plana göre, birinci aşamada; taraflar şartsız olarak ateşkes yapacaklar. İkinci aşamada; Karabağ çevresindeki yabancı askerler çekilecek. Üçüncü aşamada; Ermenistan'a ve Azerbaycan'a giden ulaşım yolları açılacaktır.
9 Mart 1993 tarihinde Türkiye ile Azerbaycan arasında imzalanan 'İşbirliği ve Dayanışma Anlaşması' onaylanır. Yine 10 Mart 1993 tarihinde Türkiye ile Azerbaycan arasında imzalanan 'Hava Taşımacılığı Anlaşması' TBMM'nde onaylanır. 11 Mart 1993 tarihinde ise Azerbaycan ile Türkiye arasında imzalanacak olan 'Dostluk İşbirliği ve İyi komşuluk Anlaşmasının' onaylaması amacıyla Dışişleri Bakanlığı'nın hazırladığı rapor görüşülür. Yapılan görüşmede Kayseri Milletvekili Osman Develioğlu yaptığı konuşmada, Sovyet KGB'si ve İran'ın Türk Cumhuriyetlerinde Türk Hakimiyetini önlemek için ellerinden geleni yaptığını, Azerbaycan'ın Türkiye'den dört talebi olduğunu, Bunların; Alfabe birliği, Kültür birliği Öğretmen talebi ve din adamı talebi olduğunu ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı Elçibey aleyhinde KGB ve İran'ın çalıştığını bu nedenle Türkiye ile Azerbaycan arasında imzalanan anlaşmaların çok önemli olduğunu ifade eder.
Bu dönemde Azerbaycan'ın ciddi şekilde buğdaya ihtiyacı olduğu için Elçibey Türkiye'den buğday talebinde bulunmaktadır. Süleyman Demirel; 'Neyimiz varsa paylaşırız' sözleri ile karşılık verecektir. 12 Mart 1993 tarihinde Azerbaycan Başbakan 1. Yardımcısı Abbas Abbasoğlu'nu kabul eden Süleyman Demirel, geçen yıl 100 bin ton hibe 460 bin ton buğdayın Azerbaycan'a verildiğini, bu yıl 50 bin ton hibe 500 bin ton buğdayın Azerbaycan'a verileceğini açıklar.
Azerbaycan Milli İstiklal Partisi Lideri İtibar Mehmedoğlu yaptığı açıklamada, Türkiye'nin Ermenistan'a yardımı konusundaki söylentilerden incindiklerini belirtmektedir. Azerbaycan'dan yükselen bu tepkiler üzerine Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Süleyman Demirel bir açıklama yaparak, 3 Nisan 1993 tarihi itibari ile Ermenistan'a Türkiye üzerinden yapılan bütün yardımların durdurulduğunu belirtir. Nisan ayında Rusya destekli Ermenistan'ın işgal ve katliamlarının artması sebebiyle Kelbecer'de 60 bin Türk mahsur kaldığından Elçibey, Demirel'i arayarak helikopter talebinde bulunur. Ancak Demirel bu talebe verdiği cevapta bugün için bu mümkün değildir diyerek geri çevirir. Bu yardım gerçekleşmeyince Kelbecer bölgesindeki Türkler Ermeni katliamından kurtulabilmek için dağlara kaçmak zorunda kalırlar. Azerbaycan Devleti de bunun üzerine Birleşmiş Milletlere başvuru yapmak için girişimlerde bulunur. Türkiye Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü'de bu başvuruyu desteklediklerini açıklayacaktır.
Diğer yandan Türkiye, Ermenistan'a giden uçakların aranacağını da kamuoyuna duyurur. Türkiye bu önlemlerin yanında Türkiye üzerinden yapılan tüm yardımların geçişini durdurduğu gibi Ermenistan'a buğday sevkiyatını da tamamen durdurur. Ayrıca Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Üyeleri olan; ABD, Rusya, İngiltere, Fransa ve Çin Ankara Büyükelçileri Dışişleri Bakanlığı'na çağrılarak Ermenistan saldırılarına son verilmesi için gerekli tedbirlerin alınması ister.
Elçibey, Rusya destekli Ermeni saldırılarının katliamlara dönüşmesi üzerine, Başbakan Süleyman Demirel'e bir mektup göndererek, Ermeni saldırılarının durdurulması için; 'Otoritenizi ve tüm imkanlarınızı kullanmanızı istiyoruz' diyerek çağrıda bulunur. Başbakan Demirel ise 'Bizim Azerbaycan'a askeri yardımımız başkalarının Ermenilere yardımını getirir' diyerek fiili yardım yapılamayacağını dile getirir. Diğer yandan Cumhurbaşkanı Turgut Özal Azerbaycan'ı ziyaret ederek Bakü'de bir açıklama yapar. Yaptığı açıklamada; Ermenistan'ın oldu bittilerle Azerbaycan'ın öz topraklarını işgal etmesinin son derece tehlikeli bir yol olduğunu, bu konu ile ilgili Türkiye'nin sabrının test edilmesinin bir hata olduğunu dile getirir.
Türkiye, Azerbaycan'da göçebe durumuna düşen soydaşlarımıza, barınma için gerekli olan malzeme gönderir. Türkiye'nin girişimi ile İKT da toplanır ve Ermenistan'ın işgaline karşı ortak bir karar alır. Azerbaycan Dışişleri Bakanı Tevfik Kasımov da karardan memnuniyetini dile getirir. Büyükelçi Nüzhet Kandemir, Büyük Ermenistan hayali ile yaşayan Ermenilerin Azerbaycan topraklarını işgaline dünyanın seyirci kaldığını belirtir ve Karabağ'da etnik temizlik yapıldığını vurgular.