Pek çok tartışma yapılmış sanatın ne olup ne olmadığı üzerine.
E tabii sanat, sadece bizim yazı sanatından ibaret değil.
Yıllar önce Deli Ozan
Çamdeviren
Yani Faruk Nafiz de epey kafa yormuş bu işe.
'Sen raksına dalarken için titrer derinden
Çiçekli bir sahnede bir beyaz kelebeğin,
Bizim de kalbimizi kımıldatır yerinden
Toprağa diz vuruşu dağ gibi bir zeybeğin.

Fırtınayı andıran orkestra sesleri
Bir ürperiş getirir senin sinirlerine,
Istırap çekenlerin acıklı nefesleri
Bizde geçer en hazin bir musiki yerine'
***
1860'ta, Tanzimat Edebiyatı'yla başlayan; sanatın, şiirin ne olup ne olmadığı tartışması alevlenerek devam etmiş yıllarca.
Namık Kemaller
Ziya Paşalar
'Harabat'
'Tahrib-i Harabat' derken…
Aslında Ziya Paşa, arkadaşıydı Namık Kemal'in. Birlikte çıkmışlardı batılılaşma yoluna. Hürriyet gazetesini de birlikte çıkarmışlardı Londra'da.
Ama sonra Ziya Paşa'nın hece ölçüsü için,
'Eşek anırması' demesi Namık Kemal'i öfkelendirmişti.
***
Yahya Kemal de,
'Köylü vezni' demişti hece ölçüsü için.
E tabi Yahya Kemal'in tuzu kuruydu…
Milletvekilliği, elçilik, büyükelçilik…
Köylüyü de köylü veznini de küçümsemesi doğal.
İnce duyarlılıkları yazacak elbette.
'Dağ gibi bir zeybeğin toprağa diz vuruşu' falan…
Anadolu, memleket, memleket edebiyatı…
Edebiyat çevresinde, 'İstanbul şairi' diye bilinen Yahya Kemal için fasa fiso şeyler bunlar.
Ahmet Haşim'le, Arap Haşim'le, kafa kafaya verip 'saf şiir' diye; süslü, sanatlı, aruzlu bir şiir tutturup gitmişlerdi.
'Yarin dudağından getirilmiş
Bir katre alevdir bu karanfil' diye yazmıştı Arap Haşim
Orhan Veli de,
'Hakkınız var, güzel değildir ihtimal
Mübalağa sanatı kadar
Varşova'da ölmesi on bin kişinin
Ve benzememesi
Bir motörlü kıtanın bir karanfile
'Yarin dudağından getirilmiş'' diye karşılık vermişti.
O zamanlar böyleydi edebiyatçılar arasındaki tartışmalar.
Sanat, edebiyat, dil, memleket üzerineydi…
Bugünlerde ise kimin kimi taciz ettiği üzerine…
'Ünlü yazar' genç kızları taciz etti mi etmedi mi?
Ne büyük bir tartışma!
Bu arada, bugüne kadar bir tek kitabını dahi okumuş değilim o 'ünlü' yazarın…
Biliyorum ki bizimki gibi ülkelerde ünlü olmanın pek çok yolu vardır.