Ders kitapları, bilgi üretim ve iletişim teknolojilerindeki hızlı gelişmelere rağmen, öğrenme sürecinin vazgeçilmez araçları olma özelliklerini ve merkezi rollerini korumaya devam etmektedirler.
Ulusal kimlik ve yurttaşlık inşa etme sürecinde, ders kitaplarında doğrudan veya dolaylı biçimde ideal toplumsal cinsiyet rolleri de tanımlanır. Bu rollerin, laik, çağdaş toplumsal değerler ile bezenmiş olması ve kadın erkek eşitliğinden yana demokratik yurttaşlık temeline dayanması gerekir.

CUMHURİYETİN İLK YILLARINDAKİ KİTAPLAR
Cumhuriyetin ulusalcı ve laik dünya görüşüne uygun eğitim anlayışını temsil eden ders içerikleri ve kitapların yazımı, 3 Mart 1924 tarihli Tevhid-i Tedrisat (Eğitim-Öğretim Birliği) Kanunu sonrasında mümkün olabildi.
Cumhuriyetin ilk yıllarında izlenen eğitim politikalarında, gereksinim duyulan insan gücünü yetiştirmede vatandaşlık eğitiminin yaygınlaştırılması çok önemliydi. Bu nedenle, ders kitaplarının büyük bir çoğunluğunda çocuklar 'Küçük Vatandaşlar' olarak kabul edilirken, yaşadıkları toplumun değerlerini, kurumlarını ve işlevlerini ayrıntılı bir şekilde öğrenmeleri amaçlandı.
Cumhuriyetin ilk yıllarındaki ders kitaplarında, toplumda ve aile içinde dayanışmayı güçlendirmeyi hedefleyen örnekler çok fazla. Dönemin tüm ders kitaplarında kadının toplumsal görünürlüğünü sağlamaya önem verildiğini görebiliyoruz.
Cumhuriyetin ilk yıllarından günümüze kadar ders kitaplarını inceleyen araştırmacılara göre; kadının yemek masasında evin eşit bir bireyi olarak oturan anne rolünden zamanla evin adeta hizmetkarına dönüşümü kolaylıkla gözlenebiliyor. ( Dr.C. Aratemur ve Dr.S Bayhan 'Değişen Ders Kitaplarında Sekülerizm ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği')
Son yıllarda yayımlanan kitapların bazıları bilim dışı içerikleri ve çağdışı cinsiyetçi yaklaşımları ile çocuklarımız için adeta 'zararlı yayınlar' haline gelmeye başladı.
Değiştirilen öğretim programları ile birlikte yenilenen (!) kitapların yazımı, basımı ve dağıtımının ekonomik getirisi ; akılcılık, bilimsellik, ve çağdaşlıktan uzak anlayışlar ile birleşince ortaya 'evlere şenlik' bazı ders kitaplarının çıkması kaçınılmaz oldu.

KİM İYİ, KİM TACİZCİ?...
Milli Eğitim Bakanlığının (MEB) hizmet içi eğitimleri kapsamında rehber öğretmenlere dağıttığı kitapta yer alan görseller bu kez 'evlere şenlik ötesi..!'
Bakanlığın doğal afet, terör ve cinsel istismar gibi olaylar karşısında psikolojik destek sağlamak amacıyla başlattığı, 'Psikososyal Önleyici Destek Programı' kapsamında hazırlanan kitapta başı açık kadınlar çocuklara şiddet ve istismar uygularken, türbanlı kadınlar 'sevecenlik' gösterirken resmedilmiş
Söz konusu kitapta bıyıklı erkeklerin 'sevecen, iyi insan', bıyıksız erkeklerin ise 'cinsel istismar yapan' görsellerine yer verildiği de ortaya çıktı.

ÇOCUKLARIN ÜZERİNDEN ELİNİZİ ÇEKİN....
Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, TBMM'ye kitapla ilgili bir soru önergesi verdi. Aynı zamanda bir eğitimci olan Sayın Kaya önergesinde şunları vurguladı;
'Çocuklarımızın üzerinden herkesin elini çekmesi gerekiyor. Vakıf ve cemaat yurtlarında çocuklarımızın cinsel istismara uğradıkları ne yazık ki; mahkemelerin aldığı ağır mahkumiyet cezalarıyla da tescillenmiştir. Bunlarla mücadele etmek gerekirken, MEB, rehber öğretmenler aracılığıyla tüm okullarda bir algı daha yaratarak; toplumdaki insanları, kıyafetleri, giyim tarzları, kişisel tercihi olan başörtülü/başı açık ya da bıyıklı/bıyıksız olup olmama seçimi üzerinden iyi insan veya sapık diye ayrıştırıp, toplumda bölünmeye yol açıyorlar. '
Bir yandan, Cumhuriyetin ilk yıllarındaki çok zor koşullara rağmen ders kitaplarının içeriklerine ve görsellerine yansıyan aydınlık eğitim anlayışına bakıyorum bir yandan da günümüzde 'rehberlik..!' amaçlı yayımlanan kitaplara bakıyorum aklıma sadece özlü bir söz geliyor;
'Herkes gider Mersin'e, biz gideriz tersine.....'