Nas 1400 yıldır var olan bir gerçek. Herkesin bildiği ve asırlardır üzerinde konuşulan bir konu zaten. Ama şimdi Cumhurbaşkanı'nın faiz indirimi ile ilgili yaptığı açıklamalar sonucunda tekrar gündem oldu.

Peki tüm dünyada faizin arttığı ve enflasyonist bir baskının olduğu, pandeminin etkisini devam ettirdiği bir dönemde faizi düşürmeye çalışmak doğru mu ?

Faizle mücadele etmek doğru bir karar fakat 20 senelik iktidar sürecinde bugüne kadar bekleyip şimdi bunu gündeme almak ve olağan üstü şartlara rağmen ısrar etmek yanlıştır. Her doğruyu her zaman her yerde söylemek doğru değildir. Son alınan kararlar ise üstü örtülü ve ucu açık bir faiz artışıdır. Kelime oyunu yapmak, kavram kargaşası yapmak anlamsız. Dolar faiz oranının altında olduğu sürece sorun yok, faiz artışı da olmayacak. Peki ya dolar yine artarsa ?

Bir taraftan faizi düşürelim derken, bir taraftan da faiz oranında üst limitte sınırı dövize endekslediler. Döviz ne kadar artarsa o kadar daha yüksek bir faiz getirisi ve devlet garantisi var artık…

Devlet garantili ve dövize endeksli bir faiz politikası sürdürülemez maalesef. Kısa vadeli bir çözüm ve biraz zaman kazandırır sadece.

En önemli konu güven ve kredibilite. TUİK tarafından açıklanan enflasyon oranları ile halkın yaşadığı sokaktaki enflasyon çok farklı. Eğer kurumlar halka güven vermezse piyasa kendi kurallarını devreye alır .

Ama tabi doğruları söylemek de zor. 15 temmuz darbe teşebbüsünden 10 sene önce verdiğim konferanslarda uyarmama rağmen Fetö'nün gayri İslami bir örgüt olduğunu tepeden bombalar yağana kadar anlamayanlar veya anlamak istemeyenlere sormak isterim, Nas dediğiniz 1400 yıllık bir hakikati de şimdimi öğrendiniz veya zaten biliyor idi iseniz yirmi yıldır niye beklediniz? Neden bunca yıldır günah işlediniz ve günaha teşvik ettiniz bu milleti ?

Faize savaş açmak için şartların olgunlaştığını ve doğru bir zaman olduğunu kim söyleyebilir !

Ekonomik sistemin sağlıklı işleyebilmesi, ihtiyaçların karşılanmasına olduğu kadar, etkin bir hukuk sisteminin varlığına da bağlıdır. Ekonomik refah ve bunun topluma yayılması doğrultusunda, hukuk ve ekonominin birbirlerini tamamlamaları esastır.

Hukuk ve ekonomi birbirinden bağımsız olarak tartışılamaz. Hukukun olmadığı veya sağlıklı işlemediği bir toplumda ekonomik krizlerin ve sorunların varlığı beklenen bir sonuçtur.

Ülkede yatırım yapmak isteyen vatandaşlar da, yabancı sermaye sahipleri de öncelikle kendi emeği ve sermayesini koruyacak bir hukuk sistemi olup olmadığını araştırır. Yabancı yatırımcılar hukuk güvenliğini öncelikle değerlendirir ve buna göre başka bir ülkede yatırım kararı alır.

Keza Anayasa ve sosyal güvenlik hukuku ilkelerinin toplumda ne derece de uygulandığı, gelir dağılımı ve vergi sisteminin ve yine rekabet hukukunun nasıl uygulandığı da ekonomik alana müspet veya menfi yönde yansır.

Son günlerde yaşanan fahiş fiyat artışlarında sıkça konuşulan başka bir konu da stokçuluk. Peki senin hukuk sistemin bu bir avuç stokçunun fiyatları toplum aleyhine değiştirerek ekonomik istikrarı bozmasına karşı ne gibi tedbir ve müeyyideler öngörüyor. Uygulama da bu gibi durumları bertaraf edecek güçlü bir hukuk sistemin var mı ?

Doların artmasını bahane ederek dolar ile hiç ilgisi olmayan ürünlerde bile fahiş zamlar yapıp dolar düşüncede göstermelik indirimlerle milletin aklı ile alay eden zincir marketlere karşı etkili bir hukuk sistemin var mı ? YOK !

Emeklilere ödenen maaşlar arasında ki fark kimsenin anlayamadığı şekilde farklılık arz ediyor. Geçmişte emekli olanlarla bugün emekli olanlar arasındaki fahiş maaş farkını ekonomik şartlara ve değişen yasaya göre göre izah etmek yeterli mi ? Ekonomik şartlara göre prim ödeme gün sayısı, emeklilik yaşı ve maaş hesabı katsayıları değiştirildi, her şey yasaya uygun görünüşte. Fakat bu öncekiler ile sonrakiler arasındaki maaş farkını hakkaniyet ve adalet ilkelerine göre nasıl izah edebilirsiniz .Gelir dağılımı konusunda hukuk uygulanıyor mu yoksa kanun devletimi olduk ? Zamana ve sürekli değişen yasal mevzuata göre bazı vatandaşlar mağdur bazıları da ayrıcalıklı mı oluyor ? Bir uygulamanın kanuna uygun olması hukuka da uygun olduğu anlamına gelmez.

Ekonomik istikrarı sağlamak mı istiyorsunuz ? O zaman sadece iktisat kurallarını ve ekonomik verileri tartışmaktan vazgeçin. İçinde hukukun, adaletin ve hakkaniyetin olmadığı bir sistemde ne ekonomik istikrarı sağlayabilirsiniz ne de toplumun refah seviyesini kalıcı olarak artırabilirsiniz.


Ekonomik istikrarın ilk şartı 'HUKUK' ! Kanun devleti değil hukuk devleti olmak zorundayız. Hukuk sağlıklı, adil ve hızlı işlemediği sürece o ülkede ekonomik istikrarı ve refahı beklemesin kimse …