Küresel tehdit devam ediyor. Hepimizin kabul ettiği bir gerçek var oda yüzyılda bir görüşebilecek kriz ile karşı karşıya olduğumuz. Gerçekten hepimiz için çok zor günler bu günler. Hepimizin her alanda dayanışmaya ihtiyacı var. Yaşananların bize gösterdiği, hatırlattığı, öğrettiği durumlar var;
Bu süreçte bir kez daha görülmüştür ki; bilime, eğitime ve sağlığa daha fazla para ayrılmalıdır. Kamusal sağlık ve eğitim sistemine zaman kaybetmeden geçilmelidir. Mümkün olan işlerde ve işyerlerinde uzaktan çalışmaya geçilmeli, zorunlu mal ve hizmetlerin üretilmediği ve virüsten korunma koşullarının sağlanamadığı tüm işyerlerinde çalışanlar derhal ücretli izne çıkarılmalıdır.
Ekonomideki olumsuz gelişmelere paralel olarak işsizlikte yaşanabilecek artışlara karşı işsizlik sigortası ödeneğinden yararlanma koşulları kolaylaştırılmalıdır. Salgın sürecinde işsizlik maaşı kesilecek olan çalışmayan yurttaşlara bu maaş verilmeye devam edilmelidir. Tüketici, konut ve taşıt kredileri ile kredi kartı borçları ve elektrik, su, doğalgaz ve iletişim faturaları salgın riski boyunca ertelenmelidir. Bu süreçte vatandaşların sağlığa erişimi ücretsiz olmalıdır. Bunları söyleyen, uyarıları yapan sivil toplum örgütlerini, sendikaları, sağlıkçıları, bilim insanlarını ciddiye almak gerekiyor. Fakat gördüğümüz şu ki dikkate almak yerine sadece ülkemizi yöneten hükümetin en üst seviyesinde Cumhurbaşkanımızdan sadece tavsiye kararları çıkmaktadır. Çünkü Amir hükmünde olanlar çoğunlukla uygulanmamakta sanki her şey normalmiş gibi hayat devam ettirilmektedir. Örnek mi? Daha önce de vermiştim tekrar vereyim; Hatırlarsanız Cumhurbaşkanımız 'herkes maske takacak' dedi ama vatandaş nasıl takacak? Nerede takacak? Nereden temin edecek? Soruları cevaplanmadı. Ve günlerce Cumhurbaşkanın genelgesi söyleyecekleri beklendi adım atılamadı. Bu bekleyiş esnasında inanılmaz bir kaos yaşandı. Yine Cumhurbaşkanımız 'başta kamu işyerleri olmak üzere herkes dönüşümlü çalışacak' dedi. Ama yine genelgesi olmadan nerdeyse yaprak kıpırdamadı. Bazı Kamu işyerleri günlerce dönüşümlü çalışmaya geçemedi. Konuya ilişkin ikinci bir genelge yayınladı dönüşümlü çalışmayı yine ciddiye alsak uygulayan olmadı. Örnekler çoğaltılabilir ama peki bunlar neden yaşanıyor?
Çünkü sistem işlemiyor!! Cumhurbaşkanı söylüyor ama devleti yönetenlerden kimse Bakanlar dahil soru soramadıklarından genelgelerde başka bir şey başka bir talimat olur endişesiyle genelge çıkıncaya kadar talimat veremiyor yazamıyor. Şayet yazarlarsa da çok rahat boşa çıkıyorlar. Ama olan aşağıda çalışan ve talimatlara uygun sağlığını korumaya çalışanlara oluyor. Ciddi risk altında insanlar günlerce bu riski alarak çalışmaya zorlanıyor. Aslında sistem içinde olması gereken nedir? Devlet Kurumları karar alır üzerinde çalışır Cumhurbaşkanına sunar Cumhurbaşkanı da çıkar bu kararları açıklar. Ama maalesef işler tersine gidiyor. 3 aydır servislerde %50 doluluk olacak kararı bu nedenle bir gün de değiştirilip her şey normalmiş gibi gösterilebiliyor.
Ve Sistemin sakıncaları öyle sırıtıyor ki kendi bünyesinde Covid 19 ile mücadelede başarılı bir grafik sergileyen kendi Bakanını bile arka plana düşürebiliyor. Sözün özü bu sistem içerisinde ne yaparsanız yapın olan biten size 'bu nasıl normalleşme?' Dedirtiyor.
Sonuç olarak şunu söylemek gerek; bunlardan dolayı istenmeyen bir durum ortaya çıkarsa bunun sorumlusu bugüne kadar İşçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin politikaları belirleyenler, kararları sosyal tarafları görmezden gelerek alanlar, işyerlerine uygun olmadığı halde ruhsatları verenler, işyerlerini yeterince denetlemeyenler, uzmanların, hekimlerin eğitimlerine, yetersiz oldukları halde mesleki eğitimlere ilişkin yetkililer olacaktır. Şayet zamanında bunlar gerekli devlet ciddiyeti ile yapılsaydı sistem rahatlıkla işler halk olarak da bugün bu endişeleri taşımazdık!...