Türkiye demokrasi tarihi açısından önemli bir deniz olan Eskişehir'de; gün ışığına çıkarılacak, tarihe kayıt düşülecek ve geleceğe aktarılacak o kadar çok güzellik var ki…

Yaşamımızda dünden yarına zincir oluşturmak deyince, benim aklıma öncelikle 'demokratik öğretmen örgütlenmesi' gelir.

Çünkü 50 yılı aşkın bir süredir, birçok önemli görevler yüklenerek, demokratik eğitim mücadelesinin içinde yaşıyorum.

'EĞİT- DER ESKİŞEHİR ŞUBESİ' VE SENDİKAL MÜCADELE

Anımsanacağı gibi, 12 Eylül 1980 darbesinden sonra oluşturulan faşist sistemin neden olduğu kış uykusundan ilk uyananlar 'öğretmenler' olmuştu.

1986'dan itibaren 'abece Dergisi ve EĞİT-DER kuruluş sürecinin' demokratik öğretmen örgütlenmesi tarihinde çok önemli bir yeri oldu.
Ülkemizde 1980 sonrasında memur sendikacılığının temeli EĞİT-DER tarafından atıldı. Bu süreçte, demokratik örgütsel yaşam alanımızda çok önemli deneyimler kazanıldı.

Bilindiği gibi Eğit- Der'in ilk şubelerinden birisi, 25 Mayıs 1989 tarihli yetki belgesiyle 30 Mayıs 1989 tarihinde Eskişehir'de kuruldu.

Eğit- Der Eskişehir Şubesi'nin kurulduğu ilk aylarda, dernek yönetimiyle çalışan öğretmenler (fahri üyeler) arasındaki ilişkiler 'bireysel gönüllülük' biçiminde sürüyordu.

Şube yönetim kurulunun isteği doğrultusunda, 15 Ekim 1989 tarihinde çalışan öğretmenlerin yoğun olarak katıldığı bir toplantıda, 'çalışan öğretmenlerden bir 'Eğit- Der Danışma Kurulu' oluşturulması' konusu görüşüldü.

Toplantıda söz alarak, 'Bu görevin önemini, göreve sahip çıkmak için gönüllüğün esas olduğunu…' vurgulayan bir konuşma yaptım ve önce kendi adımı tahtaya yazarak; 'Görev almak isteyenler adını yazdırsın…' dedim.

Ve yapılan değerlendirmelerden sonra, şu isimlerden bir 'Danışma Kurulu' oluştu: İbrahim GEREDE, Emin DAĞLI, Muzaffer YEŞİLLİ, Sedat SÜMBÜL, Durmuş ORMAN, Cemal ÜNLÜ.

Bu yapılanmadan sonra Eğit- Der çalışmaları, şube yönetimi ve danışma kurulu eşgüdümü içinde sürdürüldü.

Daha sonra, Eğit- Der Şube yönetiminin 20 Ocak 1990- 38/12 tarih/ sayılı kararıyla 27 Ocak 1990 günü fahri üyelerle sohbet toplantısı yapılmasına ve bu toplantıda 'Eğit- Der Eskişehir Şubesi Sendika Girişim Kurulu' seçilmesine karar verildi.

Yönetim kurulunun kararı doğrultusunda yapılan bu toplantıda, 15 Ekim 1989 tarihinde oluşturulan 'EĞİT- DER Eskişehir Şubesi Danışma Kurulu' yerine; çarşaf liste/gizli oy/ açık sayım yöntemiyle yapılan seçim sonuçlarına göre: İbrahim GEREDE, Sedat SÜMBÜL, Muzaffer YEŞİLLİ, İlhan GÖCEN, Selçuk ÖNK, Nurettin ALDEMİR; Münir EDEER, 'Sendika Girişim Kurulu' na seçildiler.

Bu kurul daha sonra, 'Eğit- Der Eskişehir Sendikal Haklar Komisyonu' adını aldı.

EĞİT- DER Eskişehir Şubesi Yönetim Kurulu ve Sendikal Haklar Komisyonu'nun koordinatörlüğünde, Eskişehir'deki diğer meslek kuruluşlarının katılımıyla 'Eskişehir Sendikal Dayanışma Kurulu' nun oluşturulması gerçekleştirildi.

OTUZ YIL ÖNCESİNDEN GÜNÜMÜZE SESLENİŞ

'Eskişehir Sendikal Dayanışma Kurulu', 18 Şubat 1990 tarihinde basına ve kamuoyuna bir açıklama yaptı. Islak imzalı örneği benim özel arşivimde bulunan bu açıklama aynen şöyle:

*****

'Kamuoyunun Bilgisine,

Demokratik toplum, örgütlenmiş kurumlaşmış toplumdur. Çağdaş demokratik toplumların en belirgin özelliği, yurttaşlarının örgütlenme hakkına sahip olmalarıdır.

Tüm çalışanların, hiçbir ayırım gözetmeden, çağdaş örgütlenme biçimi olan sendikalarda örgütlenmeleri de örgütlenme hakkını doğal bir sonucudur.

Ne var ki, herkesin demokrasi savunucusu kesildiği ve Avrupa Topluluğu'na girmenin bir özlem, bir yaşamsal amaç sayıldığı ülkemizde, kamu çalışanları sendika hak ve özgürlüklerinden yoksundur.

Avrupa Topluluğu ülkelerinde memurlar uzun yıllardan beri 'Grevli, toplu sözleşmeli, sendikal haklara' sahiptirler.

Ayrıca 1982 Anayasasında ve diğer ilgili yasalarda 'memurların sendika hakkını yasaklayan hiçbir hüküm de yoktur.'

Anayasamızın 90. maddesi gereğince 'TBMM'de onaylanmış uluslararası sözleşmeler yasa olup, yürütme ve yargı organlarını bağlamaktadır…'

Bu bağlamda memurlara sendika hakkı tanıyan; İnsan hakları Evrensel Bildirgesi, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi, 98 No'lu ILO Sözleşmesi, iç hukukumuzun geçerli ve reddedilemez unsurları olmuştur.

Bu gerçeklerin ışığında, anayasal ve yasal olanaklardan sonuna kadar yararlanmaya çalışmamız, yalnızca hak değil, aynı zamanda demokratik bir görevdir.

Bu nedenlerle, memur statüsünde çalışanların, ülkemizin birçok yerindeki sendikalaşma girişimlerini olumlu karşılıyoruz.

Bu hareketlerin başarıya ulaşması için, her türlü yasal desteği sağlamak üzere 'Eskişehir Sendikal Dayanışma Kurulu' oluşturulmasına ve geliştirilmesine tüm gücümüzle katılıyoruz. 18 Şubat 1990

(İmzalar)

'EĞİT- DER Eskişehir Şube Başkanı Murat KÂHYAOĞLU,

DDY Derneği Eskişehir Şubesi Başkanı Zeki ADER,

Eskişehir Eczacılar Odası Başkanı Adil ALPAR,

Eskişehir- Bilecik Tabip Odası Başkanı Sıtkı ÜNAL,

Eskişehir Diş Hekimleri Odası Başkanı Ahmet ATAÇ,

Elektrik Mühendisleri Eskişehir Temsilcisi Hüsamettin TANATAR,

İnşaat Mühendisleri Eskişehir Temsilcisi Mustafa ÜNAL,

Makine Mühendisleri Eskişehir Temsilcisi Ali İhsan KARAMANLI…'

VE O GÜNDEN YARINLARA…

'Eskişehir Sendikal Dayanışma Kurulu', bu konuda ülkemizde 'ilk' oluşturulan bir yapılanmaydı. Ve o yıllarda birçok il ve ilçeye örnek olmuştur.

Bu kurul tarafından kamuoyuna açıklanan yukarıdaki ortak bildiride vurgulanan; 'demokratik toplum, örgütlenme hakkı, sendikal haklar, uluslararası hukuk, ortak sorumluluk, birlik…' gibi kavramlar, adeta günümüz (2020 yılı) Türkiye'sine seslenen haykırışlardır.

'Eskişehir Sendikal Dayanışma Kurulu', ülkemizde Mayıs 1990'dan sonra kentimizde kurulan ilk memur sendikalarının toplumsal ve yasal zeminini hazırlamıştır.

Ayrıca bu kurul, ilerleyen süreçte başka ortak çalışmalar da yapmıştır ve Eskişehir'de 1993 yılında oluşturulan 'Eskişehir Demokrasi Platformu' nun temeli olmuştur.

Yaşamın her alanında 'Dünü bugüne, bugünü yarına bağlayabilmek için…':

Bilimin DOĞRUluğu, demokrasinin İYİliği ve sanattın GÜZELliğiyle…

Sağlıkla, sevgiyle, dostlukla ve mutlaka 'birlikte'…