Yıl 2016…

Temmuz ayının ortalarıydı yanlış hatırlamıyorsam.

TÜLOMSAŞ Genel Müdürü Hayri Avcı basın toplantısı yapmıştı.

O basın toplantısında söylemiş olduğu 'Tramvayda yaparız, hızlı trende' sözünü o yıllarda çalıştığım Anadolu Gazetesi'nde manşet yapmıştık.

Bende aynı başlıkla köşemde yazmıştım.

Sayın Avcı'nın bu söylemi Eskişehir'de büyük ses getirmişti.

Yine Genel Müdür Hayri Avcı'nın bu sözlerine Eskişehirli sanayicilerden büyük destek geldi…

Raylı Sistemler Kümelenmesini oluşturan sanayiciler de bu konuda kendi üzerlerine ne düşüyorsa hazır olduklarını söylemişlerdi.

TÜLOMSAŞ gerçekten Türkiye'nin en önemli sanayi kuruluşu idi.

O basın toplantısında Hayri Avcı'dan öğrenmiştik.

'TÜLOMSAŞ 2016 yılında Türkiye'nin en büyük 500 firması sıralamasında bir önceki yıla göre 106 sıra birden yükselerek 295'inci sırada yer aldı.'

* * *

Yıllarca birilerinin 'TÜLOMSAŞ ne yapıyor. Adamlar yattıkları yerden maaş alıyorlar' diye küçümsedikleri TÜLOMSAŞ Türkiye'de 500 büyük firma arasında 295'nci sırada yer almayı başarmıştı.

Demek ki çalışanlar yattıkları yerde maaş almıyorlarmış.

2015 yılında yapılan lokomotifler, vagonlar ve Van Gölü Feribotlarına takılan motorlar ile 106 basamak yükselmişti.

Sadece 'vida sıkan-boya yapan' algısıyla küçümsenen TÜLOMSAŞ'ın, 2011-2016 yılları arasında yan sanayiye aktardığı kaynak miktarı 460 milyon lira, 2015 yılı ihracatı ise 91 milyon lira, 2015 yılı cirosu ise 399 milyon lira olmuştu.

TÜLOMSAŞ'ın bu hızlı yükselişini fark eden dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli Yüksek Hızlı Tren setlerinin Eskişehir'de yapılacağının müjdesini de vermişti.

O basın toplantısında TÜLOMSAŞ'ın Genel Müdürü Hayri Avcı, Milli Yüksek Hızlı trenlerin TÜLOMSAŞ'ta üretilme projesini Başbakan tarafından kazandırılmış önemli proje olduğunu, TÜLOMSAŞ'a üretme görevi verilen Yüksek Hızlı Tren'in (YHT) Eskişehir'e sağlayacağı en büyük kazanım; kenti dünyanın önemli YHT merkezlerinden birisi haline geleceğini de özellikle vurgulamıştı.

Bir YHT setinin fiyatı yaklaşık 34 milyon avro idi o yıllarda.

Başlangıçta yüzde 53 yerli malzemeler kullanılacaktı.

Başlangıç olarak yüzde 53 yerlilik oranı ile ayda 18 milyon avro, yaklaşık 58 milyon lira katma değer sağlanacaktı. Başlangıçta yan sanayilerle birlikte en az bin kişi istihdam edilecekti.

O yıllarda Anadolu Üniversitesi ve Eskişehir Osmangazi Üniversiteleri vardı.

Her iki üniversitede de YHT üretimine destek sağlamak amacıyla yeni bölümler açacaktı.

Sayın Genel Müdür, Milli Hızlı Tren Setleri ile birlikte Yerli ve Milli Tramvay Üretimi içinde önemli bir adım atılmış olacağının da altını çizmişti.

Örnek olarak da Gaziantep Tramvaylarını göstermiş ve 'Gaziantep ilinde çalışan tramvaylara bakın. Bu tramvaylar bize geldiğinde yürümüyordu. Şimdi Gaziantep halkına hizmet ediyorlar' sözleriyle de inovasyon ilkesinin ışığında modern teknolojileriyle, yetişmiş insan gücüyle kalkınma hedeflerine doğru kararlılıkla yürüyeceğinin de mesajını vermişti...

* * *

1894 yılında kurulan TÜLOMSAŞ, 1940 yılında insanüstü özverinin sonucunda daha önce yapılmayan birçok makine parçalarının, hatta takımların imalatı gerçekleştirdi. Yine o dönemde, Cer Atölyesi bünyesinde kurulan Kaynak Evi aynı zamanda Türkiye'de dünya standartlarında kaynakçı yetiştiren çok önemli bir merkez olmuştu.

1946 yılında 2.Dünya Savaşı sona erip seferberlik kaldırılınca geri dönen işçilerle birlikte artan üretim kapasitesi ile Cer Atölyesi adı atölye olsa da bir fabrika gibi çalışmaya başladı. Cer Atölyesi Türkiye'nin gözde kurumları arasında yerini almıştı.

Artan enerji ihtiyacını karşılamak için kurulan kuvvet santralı Eskişehir'in bazı bölümlerini de karanlıktan kurtarmıştı.

Bugün Cumhurbaşkanı Kararnamesiyle TÜRASAŞ'a bağlanan temeli 1894 yılında atılmış TÜLOMSAŞ, 1961 yılında, Türk işçi ve mühendislerinin üstün gayretleriyle 1915 beygir gücünde, 97 ton ağırlığında, 70 km/h hız yapabilen ilk Türk buharlı lokomotifi KARAKURT'u da üretmişti.

Yine bugün yanlış politikalar nedeniyle giderek işlevini kaybeden TÜLOMSAŞ'da o günkü adıyla Eskişehir Demiryol Fabrikalarında, 1961 yılında üretilen Türkiye'nin ilk yerli otomobili DEVRİM ülke sanayisinin adeta gurur anıtı olmuştu…

1968 yılında Alman MAK Firmasının lisansıyla 360 Beygir Gücünde DH 3600 tipi Dizel Manevra Lokomotiflerinin yapımına başlanıp 1975 yılına kadar 25 adet üretildi.

1968 yılında Fransız Semt Pielstick Firması ile yapılan lisans anlaşmasıyla 16 PA4 V-185 tipi motorların imalatına geçildi.

TÜLOMSAŞ'ın yıl yıl neler imal ettiğini yazacak olursam herhalde gazetenin 2 tam sayfası yetmez.

Yıl 2003…

TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğünün 89 adet Anahat Lokomotif ihtiyacının karşılanabilmesini teminen General Motors / ABD Firmasından yapılan teknoloji transferi çerçevesinde DE 33000 tipi Dizel Elektrikli Anahat Lokomotifinden ilk 6 adedini üretti. 83 adet lokomotifin 36 adedi 2006 yılı sonuna kadar %51'lik yerli katkı ile üretilmişti.

2009 yılı sonuna kadar 47 adet lokomotif %55 yerli katkı oranı ile üretilerek toplam 89 adet DE 33000 lokomotif TCDD filosuna kattı.

* * *

Mazisi bu kadar başarılarla dolu Türkiye'nin en önemli sanayi kuruluşları arasında yer alan TÜLOMSAŞ, eğer desteklenip modernize edilmiş olsaydı belki de bugün Türkiye'nin 500 firması sıralamasında 295'inci sıradan 95'nci sıraya yükselebilirdi.

Dönemin başbakanı bugün Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan Recep Tayyip Erdoğan ile AK Parti hükümetleri gereken desteği vermiş olsaydı TÜLOMSAŞ Milli Hızlı Tren Setlerinin yapımına başlamış olacaktı.

Geçtiğimiz mart ayında Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi'nin bağlı ortaklıkları olan Türkiye Vagon Sanayi (TÜVASAŞ), Türkiye Lokomotif Motor Sanayi (TÜLOMSAŞ) ve Türkiye Demiryolu Makinaları Sanayi (TÜDEMSAŞ)'ın birleştirilmesiyle Türkiye Raylı Sitem Araçları Sanayi Anonim Şirketi (TÜRASAŞ) kuruldu.

* * *

YHT Setleri ve Tramvay yapmayı hedefleyen TÜLOMSAŞ, üretim kapasitesinin artırılarak yeni istihdam oluşturmasını, yerli ve milli üretim merkezlerinden birisi haline gelmesini beklerken adım adım küçültüldü.

Ne amaç güttüğü tam anlaşılamayan bu yanlıştan mutlaka dönülmelidir!

TÜLOMSAŞ, TÜDEMSAŞ ve TÜVASAŞ'ın tek bir çatı altında toplanması son derece yanlış bir karardır.

Buralar üretim yapan gelişmeye açık yerlerdir. Eğer karar mekanizmalarını uzaklaştırırsanız, araya bürokratik engeller koyarsanız ne yazık ki sonuç üretimin azalmasına, kapasitenin azalması ve istihdamın azalmasına neden olacaktır ki bir süre sonrada özelleştirmeye yani satılmaya müsait ortam oluşturacaktır.

Ancak yapılan yanlıştır…

Bu karar Eskişehir için büyük kayıplara neden olacaktır.

Eskişehir de üretim ve istihdamın düşmesinden başka bir sonuç doğurmayacaktır.

Eskişehir'den doğan 126 yıllık Türkiye'nin en önemli markası yok edilmiştir.

Eskişehir'imizde her ailede mutlaka bir demiryolcu vardır.

TÜLOMSAŞ gibi önemli bir markanın yok olmasına üzülerek söylemeliyim ki; demiryolcular çalışanları, emeklileri, demiryolcu aileleri, çocukları dahi sessiz kaldılar.

Bana en çok bir demiryolcu evladı olarak bu dokundu.

* * *

Han ve Yolcu

Günlerden bir gün, zamanın ünlü bir bilgesi hükümdarın sarayının kapısına geldi. Muhafızların hiçbirisi saygıları nedeniyle onu durdurmaya çalışmadı. Bilge, sonunda hükümdarın tahtında oturduğu odaya girdi. Ziyaretçisini hemen tanıyan kral saygıyla ayağa kalkıp sordu:

'Ne istiyorsun? Sana nasıl yardım edebilirim?'

'Bu handa uyuyacak bir yer istiyorum' cevabını verdi bilge.

'Ama burası han değil ki' dedi kral hafif kızgınlıkla, 'Benim sarayım.'

'Sorabilir miyim: Senden önce bu sarayda kim yaşıyordu?'

'Babam. O öldü ama.'

'Ondan önce kim yaşıyordu?'

'Büyükbabam. O da öldü.'

'O zaman burası insanların kısa bir süreliğine gelip kaldığı, sonra da terk edip gittiği bir yer demek ki. Neden ona han demeyeyim?

*-*****