Bireysel ve toplumsal yaşamımızda 'dün- bugün- yarın zincirinin güçlü olması' yadsınamaz bir gerçekliktir. Yaşam zincirinin güçlülüğünü korumak ve geliştirmek ise zincirin halkası olan unsurların diri tutulmasından ve paylaşılmasından geçiyor.

'Bellek yitimi' ya da 'bellek zayıflığı' bir insanın yaşamını nasıl allak bullak ediyorsa, belleğini güçlendirmeyen kentlerin/toplumların yaşamları da karmakarışık olmaya mahkûmdur. Eğer sağlıklı bir 'kent belleği' oluşturulamazsa, o kentteki tüm bellekler bir utanç kaynağına dönüşebilir.

Bilindiği gibi kentsel yaşamı canlı bir organizmaya benzeten değerlendirmeler çok yaygındır. Konumuzun başlığında geçen 'kent belleği': 'Bir kentte kuruluşundan bu yana yapılanların, yazılanların, belgelerin, bulguların korunup saklanması ve yaşatılmasıdır…'

2021 yılı Ocak ayında basılan ve Eskişehir kentsel yaşam kültürünün korunması ve geliştirilmesi açısından çok önemli bulduğum iki kitabı sizlerle paylaşmak istiyorum.

'ESKİŞEHİR SÖZLÜ BASIN TARİHİ'

Anadolu Üniversitesi Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Erkan YÜKSEL, Prof. Dr. Halil İbrahim GÜRCAN, Prof. Dr. Kemal YAKUT, Doç. Dr. Alaaddin F. PAKSOY tarafından yayına hazırlanan ve Dorlion Yayınları tarafından basılan 'Eskişehir Sözlü Basın Tarihi' isimli kitap, dopdolu 596 sayfadan oluşuyor.

Öncelikle, uzun süredir merakla beklediğim bu kitabı, eşim ve benim adıma imzalayarak bize ulaştıran değerli dostumuz Prof. Dr. Kemal YAKUT'a çok teşekkür ediyorum. Kitaba emeği geçenleri yürekten kutluyorum.

Kitap, yayına hazırlayan hocaların ufuk açıcı sunumlarıyla başlıyor. Üç bölümden oluşan kitabın 'Giriş' bölümünde, bir akademik çalışmanın titizliğiyle hazırlanmış bilgiler yer alıyor. 'İkinci Bölüm'de, 'Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Eskişehir Basını' anlatılıyor. Kitabın esas ağırlığını oluşturan 'Üçüncü Bölüm'de ise Eskişehir yerel basınında uzun yıllar emek vermiş 32 gazeteciyle yapılan görüşmeler var. Çoğuyla yakından tanıştığımız basın emektarlarımızı söylediklerini okurken, benim belleğimde de birçok anı canlandı…

Hemen belirteyim ki bu kitap, Eskişehir yerel basın tarihinin önemli sorunu olan 'yazılı kaynak yetersizliği' konusunda önemli bir boşluğu dolduruyor, bu konuda çok güzel bir örnek oluşturuyor ve gelecekte yapılacak çalışmalara ışık tutuyor. Dileğim bu tür çalışmaların sürdürülmesidir.

'Eskişehir Sözlü Basın Tarihi' kitabını okurken içimde oluşan bir 'keşke' duygusu sonunda kocaman oldu: Gerçi Erkan Yüksel hocamız sunuş yazısında bu 'keşke'yi dile getiriyor ama ben yine de buraya yazmak istiyorum: 'Keşke bu kitabı sevgili dostum Önder BALOĞLU da görebilseydi…'

Elbette biliyoruz ki 'keşke'ler geçmişi geri getirmez ama geleceğe ışık tutabilir. Bu amaçla kitaptan esinlenerek gelecek için düşündüğüm bazı çıkarımlar paylaşmak istiyorum:

*Sözlü tarihte yer alacak kişiler için belli sınırlar getirilmesi doğrudur. Ancak 'kapsayan yıllarda çalışan ama bugün yaşamayan' kişiler için canlı kaynaklara dayalı özel bölümler oluşturulabilir.

* 'Geçimini gazetecilikten sağlamayan' ama sürekli ve belli bir süre 'köşe yazarlığı' yapanlar için yer açılabilir.

* 'Belirlenen çalışma süresini doldurmayanların isimleri', bir liste halinde kitapta yer alabilir.

* Meslek örgütlerinin, belediyelerin ve üniversitelerin ortak çalışmasıyla 'Eskişehir'in en eski gazetesi olan Sakarya'nın mevcut arşivindeki haber ve yorumlar dijital ortama taşınabilir.'

'Eskişehir Sözlü Basın Tarihi' kitabını Eskişehir İnsancıl Kitabevi'nden edinebilirsiniz.

'Söz uçar, yazı kalır' özdeyişinde olduğu gibi, sözlerin ve sözlü tarihlerin uçup gitmemesi dileğiyle…

***

'MİHALIÇÇIK ve KÖYLERİ'

'Mihalıççık ve Köyleri' kitabının çıkışı, bir Malıçlı olarak beni çok mutlu etti. Çünkü Mihalıççık üzerine yapılan araştırmalar ve yazılı kaynaklar nicel ve nitel olarak o kadar yetersiz ki…

Ben size önce kitabın yazarı Rıdvan ARAS'ı kısaca tanıtmak istiyorum. İlk, orta ve lise öğrenimini Mihalıççık'ta tamamlayan yazar, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü mezunu. Çankaya Belediyesi'nde iç denetici olarak görev yapıyor. Rıdvan Aras'ın yayımlanmamış bir yüksek lisans tezi ve 'Geçmişten Günümüze Çalçıköy' isimli bir kitabı var. Ayrıca yerel yönetimler ve yerel tarih konularında çok sayıda makalesi yayımlanmıştır.

Aras'ın uzun süredir üzerinde çalıştığını bildiğim araştırma/ inceleme tarzı bir kitap olan 'Mihalıççık ve Köyleri', Favori Yayınları tarafından basıldı ve 544 sayfadan oluşuyor.

Beş bölümden oluşan kitapta zengin yazılı kaynaklar eşliğinde Mihalıççık'ın coğrafi konumu, tarihsel gelişimi ve idari yapısı, kültürü, yerleşim ve demografik yapısı ve ekonomik yapısı inceleniyor. Kitabın en geniş ve özgün bölümü Dördüncü Bölüm'de ilçeye bağlı tüm köyler ayrıntılı olarak tanıtılıyor. Kitabın sonunda yer alan 'Kaynakça'da, Mihalıççık ile ilgili araştırma yapacaklar için önemli bir liste yer alıyor.

Kaynaklarda da görüldüğü gibi, Mihalıççık'ın coğrafi konumundan kaynaklanan etkenler nedeniyle bu yörede Antik, Roma, Bizans dönemlerinden kalan fazla tarihsel kalıntı ve yazılı kaynak yok. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden kalan yazılı kaynaklar ise daha çok 'tımar sistemi' ile ilgili kayıtlardır. Yani yöre halkının yaşam tarzı kayıtları yetersizdir.

Bu nedenlerle bence Mihalıççık yöresiyle ilgili araştırmalar daha çok 'Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet' dönemleriyle bugünkü yaşam üzerine yoğunlaşmalı; geleceğe yönelik çıkarımlar içermelidir.

'Mihalıççık ve Köyleri' kitabını Türkiye çapında büyük kitabevlerinden ve ayrıca Eskişehir'de Salih Güven'den, Mihalıççık'ta Ramazan Öztürk'ten edinebilirsiniz.

Böylesi önemli bir eser ortaya koydukları için Mihalıççıklı Yazar Rıdvan Aras kardeşimizi ve kitaba destek veren hemşerilerimizi kutluyorum.

Sağlıkla, sevgiyle, dostlukla…