Son aylarda dünyada ve ülkemizde insanlığın sağlığını tehdit eden 'Covid- 19 Salgını' ile demokratik yaşamın özünü kemiren 'Diktatörlük Salgını' iyice azgınlaştılar. Azgın karanlıkları çok seven demokrasi düşmanlarının hınzırca hazırladıkları gündem saptırma senaryolarının ise biri bitmeden öteki başlıyor…
Böylesine azgın karanlıklarda kısır tartışmalar içine balıklama dalmak yerine, bilim ve demokrasinin yol göstericiliğine daha sıkı sarılmak gerekiyor.
Toplumsal yaşamımızdaki 'anma günleri/ yıl dönümleri', konuyla ilgili belleğimizin, bilincimizin ve umutlarımızın tazelenmesi için çok önemli bir fırsattır.
Geçen haftaki yazımda belirttiğim gibi biz Kesit köşemizde, Köy Enstitülerinin 81. Kuruluş Yıldönümünü yaşadığımız şu günlerde, konuyla ilgili yanlış algıların ve saplantıların tuzaklarına düşmeden, bilinçlerimizi birlikte tazeleme çabalarımızı sürdüreceğiz.
ESKİŞEHİR, KÖY ENSTİTÜLERİNİN KAYNAĞIDIR
Eskişehir, Köy Enstitülerinin gerek kuruluş gerekse uygulama aşamalarında birçok 'ilk' yaşanan en önemli merkezdir.
'İlk Köy Eğitmen Kursu'nun, ilk Köy Öğretmen Okulu'nun ve ilk enstitü olan Çifteler Köy Enstitüsü (ÇKE)'nün Eskişehir'de açılması, ÇKE'de deneyim kazanan birçok eğitimci ve yöneticinin diğer enstitülerin kurucusu olarak görevlendirilmeleri, bu saptamanın önemli örnekleridir.
Köy Enstitülerinin baş mimarı olan İsmail Hakkı Tonguç'un 1919- 1921 yıllarında Eskişehir Muallim Mektebi'nde öğretmen olarak görev yapması, Eskişehir'in merkez olarak seçilmesinde önemli etken olmuştur.
Dahası, 1915- 1917 yıllarında Eskişehir Maarif Müdürlüğü yapan sosyalist aydın Ethem Nejat'ın yaptığı yenilikçi uygulamalar da ilk önemli örneklerdir. Ethem Nejat'ın 'Köye Göre Öğretmen Yetiştirme Projesinin' de Türkiye' de 1940'larda hayata geçirilen 'Köy Enstitüleri düşüncesine kaynak olduğu' bilinmektedir.
Köy Enstitülerinin 1954'te resmen kapatılmasından sonra, ÇKE'nin ardılı olan 'Yunusemre İlköğretmen Okulu' da o dönemlerin nitelikli bir eğitim kurumu olarak tarihe geçmiştir.
Ülkemizin eğitim tarihinde önemli yerleri olan bu iki seçkin kuruluşun Eskişehir kent belleğinde derin izleri vardır. Eskişehir'in bu gerçekleri, Köy Enstitüleriyle ilgili tüm yazılı kaynaklarda açıkça vurgulanmaktadır.
ESKİŞEHİR'DE 1990 SONRASINDA GELİŞEN KÖY ENSTİTÜLERİ KÜLTÜRÜ
1990 yılı, ülkemizde demokratik öğretmen hareketinin 'EĞİT- DER' öncülüğünde 'yeniden' örgütlenmeye çalıştığı yıllardır. O yıllarda ülkemizde henüz 'Köy Enstitüleri' adıyla kurulan vakıf ya da dernek yoktur. (Örneğin, Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı 1996' da, Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği ise 2002 yılında kuruldu.)
Ülkemizde uzun yıllar özellikle akademik çevrelerde adeta 'yasaklı' kalmış olan Köy Enstitüleri konusunda, 17- 18 Nisan 1990 tarihlerinde, 'EĞİT- DER Eskişehir Şubesi ile Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi tarafından birlikte etkinlikler yapılması', 1990 verilerine göre Türkiye'nin 'ilk' örneklerindendir…
Bu güzel ilkin arkasından Eskişehir'de güzel bir 'gelenek' oluşmuş; 1990'dan 2014 yılına kadar 'Eskişehir'de EĞİT- DER koordinatörlüğünde, eğitim örgütleri, üniversiteler ve belediyelerin işbirliğiyle yapılan etkinlikler' Türkiye çapında iz bırakmıştır.
Eskişehir'deki etkinlikler, özellikle 1999 yılında yapılan yerel seçimlerden sonra göreve gelen sosyal demokrat belediye başkanlarının desteğiyle büyük ivme kazanmıştır.
Bu bağlamda Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç ve göreve geldiği 2014 yılından sonra Odunpazarı Belediye Başkanı Av. Kazım Kurt'un sağladıkları destekler her türlü takdirin üzerindedir.
Ayrıca 1990- 2014 yılları arasında Anadolu Üniversitesi ve Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Rektörleri ve Eğitim Fakültesi Dekanları da konuya sıcak ilgi göstermişler ve bu kurumlarla birlikte birçok ortak etkinlik yapılmıştır.
Ancak 2014'ten sonra, artık tamamen AKP'lileşen üniversite yöneticileri yüzünden, üniversitelerin kapıları Köy Enstitülerine tekrar kapatılmıştır.
2014 yılında Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Eskişehir Şubesi'nin kurulmasından sonra, Köy Enstitülerini anma etkinliklerinde iletişim kopukluğundan kaynaklanan sıkıntılar yaşanmaya başlamıştır. Son yıllarda ilgili eğitim örgütleri arasında ortaya çıkan 'iletişim kopukluğunun' mutlaka giderilmesi gerekmektedir…
Eskişehir'de 1990- 2019 Yılları arasında yapılan Köy Enstitüleri Etkinliklerinde konuşmacı/ katılımcı olarak görev alan bilim, sanat, düşün insanlarının (benim özel arşivimde isimleri yazılı) sayısı 150'nin üzerindedir.
Abartmadan söylüyorum ki; 'Ülkemizde Köy Enstitüleri konusunda düşüncesi/ emeği olan kim varsa, son 30 yıl içinde bir biçimde Eskişehir'deki Köy Enstitüleri etkinliklerine katılmıştır…'
Tüm bunların doğal sonucu olarak, Eskişehir'de Köy Enstitüleri konusunda çok zengin bilgi ve kültür birikimi oluşmuştur.
Yine abartmadan söylüyorum ki 'Eskişehir'deki eğitimcilerin, yerel yöneticilerin ve genel olarak Eskişehirlilerin, Köy Enstitüleri konusundaki kültür birikimi Türkiye ortalamasının üzerindedir…'
Geçtiğimiz 30 yılda bu zengin birikimin oluşmasında, etkinliklerin konuyla ilgili Eğitim Örgütleri, Belediyeler ve Üniversiteler tarafından 'birlikte yapılması'; kaliteden taviz verilmemesi ve katılım konusunda titiz davranılması çok önemli etkenlerdir. Sözün özü, bu başarının anahtar sözcükleri 'Birlik, Kalite, Katılım'dır.
Bu bağlamda, geçtiğimiz 30 yıl boyunca Eskişehir'de 'Köy Enstitüleri' konusunda gerçekleştirilen ve Türkiye çapında iz bırakan çalışmalarda 'Eşimle birlikte birinci derece sorumluluk yüklenmiş olmaktan onur duyduğumuzu; sağ ve sağlıklı olduğumuz sürece katkıda bulunmak için azimli ve kararlı olduğumuzu…' sizlerle paylaşmak istiyorum.
Dileğimiz, geçtiğimiz 30 yıl boyunca Eskişehir'de 'EĞİT- DER'in koordinatörlüğünde, eğitim örgütleri, üniversiteler ve yerel yönetimlerin işbirliğiyle yapılan' ve bu konuda Türkiye çapında iz bırakan böylesi etkinliklerin günümüzde ve gelecek yıllarda da sürdürülmesidir.
Bugün, Eskişehir'deki 30 yıllık geleneksel birikimi görmezden gelerek bireysel, grupsal ya da örgütsel olarak sekter davrananlara fırsat verilmemelidir.
Güncel görev, Eskişehir'de güçlü olarak parlayan Köy Enstitüleri ışığının 'demokratik birlik içinde' korunması, geliştirilmesi ve yarınlara ulaştırılmasıdır…
Gelecek yazımızda Köy Enstitülerinden geleceğe bakacağız.
Sağlıkla, sevgiyle, dostlukla…