Bir yıl içerisinde 3 kongre yapmışsın, transferin kapalı, devre arası takımın çoğunu kaybetmiş, üç teknik adam değiştirmişsin, her şey aleyhine işlerken, biz daha ölmedik diyen genç yürekli futbolcuları ile adeta tarih yazmaya devam ediyor.
Eskiler sık sık 'her şerde bir hayır vardır' derlerdi. Maddi imkansızlıklardan dolayı mecburen özümüze ve alt yapıya dönmek zorunda kalacaktık. Yeni yönetimin almış olduğu radikal kararlar bu süreci hızlandırdı. İster kabul edin, isterseniz etmeyin ama bu makus kaderi yaşamak zorundaydık. Fakat bunun sancılarını ve zorluğunu inanın hiç kimse tahmin dahi edemezdi. Bu kötü kadere dur diyecek ve en iyi şekilde atlatmamıza sebep olanlar sanırım sahaya yüreğini koyanlardır. İyi antrene edilince, birazda kendilerine güven gelince, ortaya neler çıkıyor hep birlikte görüyoruz.
İşte şer olarak görülenler, bizlere nasıl hayırlı olarak geri dönüyor görüyoruz. Şimdi biz herkesten bir adım daha öndeyiz. Bugün bizlerin yaşadıklarını çok değil üç beş yıl sonra bu ligdeki takımların % 90'ın dan fazlası yaşayacak. İşte bu nedenle de artık Eskişehirspor örnek olarak gösterilmesi gereken rol model bir takım olmuştur.
Bu seri galibiyetler biraz daha sürsün Eskişehirspor'un nasıl sempatik bir takıma dönüştüğünü de göreceksiniz. Bu çıkış basit ve tesadüfi bir çıkış değildir. Tarihin sayfalarında gelecek nesillere aktarılacak ibretlik bir çıkıştır.
Şimdi hiç kimsenin aklından çıkarmaması gereken tek şey, bu birlik ve beraberliğin bozulmadan, artarak devam etmesidir. Hiç bir camiayı küçük görmeden, kazanırken de bazı değerleri beraberinde kazanma dönemidir. Artık sadece puan değil, saygıyı da kazanarak devam etmeliyiz. Eskişehirspor bu günden sonra teslimiyetçi bir takım hüviyetinden çıkmış, isyankar, baş kaldıran, direnişci ve savaşan bir takım hüviyetine bürünmüştür. 1965'lerde tekelleşen futbola karşı direnen Eskişehirspor, bugünde endüstriyelleşen futbola karşı direniş başlatmıştır. Bu savaştan galip çıkılır ya da çıkılmaz ama yolunda dökülen ter de, emekte bundan sonra kutsaldır.
Her ne kadar keyifler, moraller yerinde olsa da, zafer sarhoşluğuna girmemek gerekir. Kazandıklarımız sadece cephe savaşlarıdır. Zafer kazandık diyebilmemiz için sezon sonunda bu savaştan galip çıkmamız gerekir. Her haftaya aynı ciddiyet ve aynı arzu ile hazırlanmalıyız ki, bu yaşadıklarımız ve çekilen çilelerin bir anlamı olsun.
Bu zaferin bir parçası olmak, gelecek nesillere güzel anılar aktarabilmek için bu takımı yalnız bırakmayın. Çünkü alınan her galibiyet ve puanlarda katkın olması seni sadece sporsever veya taraftar yapmaz, bu zaferin bir parçası yapar. Şimdi herkes bu kutlu yolda hazırlıklarını ona göre yapsın. Çünkü keyifli günler kapımız da. Beklesin bizi zafer şarkıları, daha yazılacak destanlarımız var.