Düşünürün dediği 'Rüyalarınızı gerçekleştirmenin ilk adımı uyanmaktır' sözünü hatırlatarakyazıma başlamak istiyorum.
Kongre sürecine girildiği günden beri gene şehirde bir sürü söylentiler dolaşmaya başladı. Alıştığımız için artık bunları kanıksamıyoruz. Çünkü yıllardır uygulanan, yapılan şeylerden bir türlü ders alamadık. Sıkıntısız kongreye girmediğimiz için dedikodular da yayılıp gidiyor. Bu sene de her sene olduğu gibi ETİ ve Belediyeler hedef gösterilerek destek olmaları yönünde demeçler veriliyor. Şimdi buna siyasi gözle bakmadan, bu işten en karlı kimler çıkıyormuş hep beraber düşünelim.
İlk olarak ETİ'nin isim hakkı ile ilgili çıkan söylentilerden başlayalım. Öncelikle isim hakkını verebilmemiz için stadın kullanım hakkının bizde olması gerekir. Gerçi çok problem değil, bunlar teferruattır, halledilebilir. Ama her ETİ ismi ön plana çıkarıldığında ETİ zaten reklamını bedava yapmış oluyor. Her sene zorlama ile elinden geldiğince de destek oluyor. Artık ETİ Eskişehirspor ile özdeşti buna lafımız yok. Ama burada Eskişehirspor menfaatleri var ise açıkçası her firma denenebilir. Neden ETİ'ye bunu şehir baskısı ile yaptırmak istiyoruz. Neden Eskişehir'de Şehir hastaneleri projesi ile ticari faaliyetine başlayan, iktidara en yakın müteahitlerden Hamdi Akın'ın firması AKFEN'in ismi ön plana çıkarılmaz. Madem siyasilerden destek bekliyoruz bundan güzel fırsat mı olur. Yok mu ona verebilecek başka projelerimiz diyerek, diğer konu ile bağlantısını kurarak şimdilik bunu geçiyorum.
Sakın birilerini koruduğumu, bu konuda taraf olduğumu falan düşünmeyin. Sadece yıllardır Eskişehirspor üzerinden siyaset yapanların nasıl kazanç sağladıklarına bir bakın derim. 1980'li yıllardan itibaren Yılmaz Sezer'den beri siyasete soyunan hiç kimse sandıktan çıkamadı. Buna şimdi ki başkanımız Halil Ünal ve efsane bakanımız rahmetli Kemal Unakıtan'da dahildir. Farkında mısınız bilmem ama tek karlı çıkan,her seçim döneminde ismi ön plana atılarak hedef tahtasına koyulan Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen'dir.
Geçen gün yaptığı basın toplantısında açık ve net şekilde söyledi. 'Hangi kanuni ve yasal yollardan yardım yapabiliyorum bana açıklayın bende elimden geleni yapayım' diyor ve ekliyor. 'Şirketleşerek arazi satın alın bizde imara açalım ve buradan sağlanan gelirle borçtan kurtulun' diyerek bombayı da muhatapların eline verdi. Açıkcası'dernekle, şirketleri yenemezsiniz' diyerek de yol göstermiş oldu. Şimdi söyleyin haksız mı? Aynı yolla Bursaspor 200 Milyon gibi bir parayıkulübün kasasına koyacak. İşte belediyeler böyle yardım yapıyor.
Şimdi bu söylemlerden sonra böyle projeyi yüklenebilecek, iktidarın en büyük müteahhitfirması şehrimizde faaliyet gösterirken, Yılmaz Büyükerşen'de açık kapı bırakıp yolunu göstermişken, neden bu işi tek kişinin omuzlarına yüklüyoruz. Orta da birleşelim, herkes kazansın. Sadece yapmamız gereken, dinamikleri harekete geçirecek bir abi ve güçlü bir yönetim kurulu oluşturmak veya mevcut yönetim etrafında birleşmek.
Yazımıza başlarken söylediğimiz gibi, beyler artıkrüyadan uyanmanın zamanı gelmedi mi?