Takımın yaş ortalaması, 21,6…
Kadronun toplam değeri, 1 milyon 730 bin Euro…
Futbolcu başı ortala değer 64 bin Euro…
Değeri en yüksek futbolcu Mehmet Özcan, 250 bin Euro…
Değeri 100 bin Euro'nun altında olan 15 futbolcu var…
Kulübün toplam borcu, kur farkları itibariyle sanırım 170 milyon TL'nin üzerinde…
Yani borç, elimizdeki kadronun bugünkü toplam değerinin 12 katı…
Transfer kapalı,
Canımız burnumuzda, her an gelebilecek yeni cezaları bekliyoruz…
Belki puan bilinmesi, belki küme düşürülmesi…
İşte tüm bu ahval ve şerait altında, takımın sahaya çıkıp çatır çatır top oynamasını istiyoruz…
Tamam, isteriz tabi, istemek ayıp mı?
Değil…
Ben de istiyorum…
Ama istemekle olmuyor işte…
***
Dorukhan Özen,
Eğer sakatlanmadan önceki form durumu ve verimliliğiyle, uluslararası piyasadaki değeri bizim borcumuzun yarısına eşitti…
Pandemi krizi sonrasında Avrupa'da sayılı birkaç takım dışında yüksek transfer paraları ödenir mi bilmem…
İşte biz bu Dorukhan'dan yalnızca yetiştirme bedeli kazanabildik…
İş bilmezlik mi dersiniz, beceriksizlik mi dersiniz orasını bilemem…
***
Doğrusunu söylemek gerekirse,
Geçtiğimiz saçma sezonun sonunda liglerden düşmenin kaldırıldığını ilk öğrendiğimde, sevineyim mi, üzüleyim mi bilemedim…
Zira aynı kabusu, hatta daha kötüsünü, ilk haftasını geride bıraktığımız sezonda yaşayacağımız o kadar belliydi ki…
Kayda değer hiçbir kaynak bulunamadı…
Ne stat ne takımın isim hakkı…
Sanırım tek Metehan Altuntaş'ın satışından elde edilen gelir var…
O para da, bankaları, hacizleri filan aşıp kulübe gelmeye gücü yeterse…
Yine de,
Hali bizden betermiş gibi görünen Ankaraspor'a karşı hiçbir şey oynayamadan kaybettik…
Ve ilk haftanın ardından teknik direktör ve oyuncuların tüm umut ve şevklerini kıracak şekilde paylaşımlar yapmaya, haberler yayınlamaya başladık…
Henüz ilk hafta…
Tünelin sonunda ışık varmış gibi görünmese de, yine de takıma, teknik direktöre ve oyunculara 7-8 haftalık bir sabır göstermek gerekmez mi?
Bence gerekir…
Bu gencecik çocuklar bu sabrı hak etmiyorlar mı sizce de?