Hayatta gün gelir,
Para;
İyi niyet, güven, ilgi, sevgi… hepsinin önüne geçer…
Acı da olsa böyle…
Mustafa Akgören ve yönetimi işbaşına geldiğinde, şehirdeki hemen herkes derin bir nefes almıştı…
Kaybolmaya yüz tutan güven ortamı yeniden oluşmuş,
Takım sanki daha bir iyi oynamaya başlamıştı…
İstanbulspor maçından eli boş dönünce, buna hayıflanmaya fırsat bulamadan Başkanın açıklaması gündeme oturdu…
'Acil 2 milyon Euro bulmamız gerekiyor…'
'Eğer bu parayı bulamazsak bugüne yaptıklarımızın hepsi boşa gidecek…'
2 milyon…
Ama Euro cinsinden…
Tl'ye çevirince 12 milyon, yani 12 trilyon lira falan ediyor…
Yani,
240 kişinin 50'er bin lira,
Ya da 120 kişinin 100'er bin lira vermesi lazım…
12 bin kişi, kişi başına 1000 TL verirse de olur bu iş…
Şaka bir yana;
Bu yönetimle ilgili pembe tablo da çok geçmeden solmaya başladı…
'1-1 buçuğunu biz kendi aramızda topladık, eksik kalanı da şehirden bekliyoruz' demiyor Başkan;
'Acil 2 milyon Euro para lazım' diyor…
***
Şimdi şu soruyu sormak kaçınılmaz hale geliyor...
Bu yönetim bu gerekli ve acil miktarın ne kadarını kendi arasında toplayacak?
Zira, bu işe girerken, böyle durumlarla karşılaşacaklarını biliyor olmalılar…
İş eninde sonunda gelip paraya dayanıyor…
En azından,
Akgören ve arkadaşlarının Eskişehirspor yönetimini almaları konusunda onları ikna edenlerin verdikleri destek sözlerini yerine getirmeleri gerekmiyor mu?
Örneğin önceki yönetim, bu parayı bulabilseydi onlar da pekala yollarına devam edebilirlerdi…
Osman Taş, bol keseden 'söz veriyor' ama hiç birini yerine getiremiyordu…
Bu yönetimin onlardan tek farkı,
Yalnızca 'söz vermemeleri' mi?
Osman Taş yönetiminden tek farkları bu mu?
***
Evet, güvense güven,
İlgiyse ilgi, sevgiyse sevgi, saygıysa saygı…
Evet,
'Eskişehirspor'a öncelikle para değil, kurumsal saygılık gerekiyor' diyenler sonuna kadar haklıydılar…
Güven ve saygınlık tarafı tamam…
Parayla saadet olmuyor, ona da tamam…
Ama acı gerçek şimdi karşımızda,
'Parasız saadet hiç olmuyor…'