Son yıllarda sık sık adını duyduğumuz bir sınav var: PİSA.
Ülke eğitiminin dünyadaki yerini belirleyen, geleceği kurgulama yolunda mevcut durumun sorgulanmasını sağlayan, ne yazık ki bizim 60-70 ülke arasında nal topladığımız, bütün dünyada kabul gören bir sınav.
Ülkelerin eğitim düzeyinin berberi!
Saçın ak mı kara mı, önüne dökerek gösteriveriyor.
PİSA Direktörü Andreas Schleicher, bir söyleşide şöyle diyor:
'Türk öğrenciler öğrendikleri bilgileri üretmede çok iyi. Ellerindeki bilgiyi yaratıcı bir şekilde uygulamaları istendiğinde zorlanıyorlar.'
Açıkça, 'siz ezberci yetiştiriyorsunuz; araştırma, sorgulama, akıl yürütme, yorumlama falan yok.' diyor.
Ne var bunda demeyin!
Eğitimin ezberci musluğu, sonuçta hayatımızı besliyor.
Demek ki 'ezberle yetişiyoruz!'
Yumurta tavuk döngüsü gibi;
Böyle eğitimden böyle yurttaş, ya da böyle yurttaşa böyle eğitim…
Öyle olunca da 'ezbere yaşıyoruz!'
***
Bu ülkede okumuşundan okumamışına, ilgilisinden hiç ilgisi olmayanına kadar herkes aynı kanıda birleşir, eğitim uzmanı edasıyla eğitimi eleştirir.
'Ezberci eğitim ne berbat bir şey!'
Ne yazık ki, serzeniş sahiplerinin içinde eğitimciler de var.
Yakınırlar, paneller düzenlerler, laf üretirler; sonunda yine ezberci eğitimin yoluna revan olurlar.
Tıpkı yeni gelin gibi;
'Hem ağlar, hem aynı yolda giderler.'
***
Madem ezbere dayalı eğitim artık önemsenmiyor,
Niye kuru bilgiler yüklemeye çalışıyoruz tazecik beyinlere. Niye 'kutu işaretleme' becerisine göre ölçüp değerlendiriyoruz.
Artık; ezber bilgilerle, A'dan B'ye seyahat etmeyle, gelen giden tren seferleriyle, dolup boşalan havuzlarla olmuyor bu iş.
Çağdaş eğitim,
Araştırma becerisi istiyor, akıl süzgeci istiyor, yaratıcılık istiyor, bilimsel kuşku istiyor!
Bunları bilmiyor muyuz?
Bal gibi biliyoruz. Niye kimse parmağını kıpırdatmıyor?
Çünkü, piyasanın rant beklentisine uygun insana ihtiyaç var.
Siyasetin de biat kültürüyle donanmış yurttaşa ihtiyacı var.
Bunu sağlamanın en iyi yolu, çağdaş gereklerin tersini yapmak!
***
Okullar, nitelikli niteliksiz diye sınıflanarak; öğrenciler, sınavlarla kategorize edilerek, eğitim sistemi her bakan değişiminde yapboz tahtasına çevrilerek, adeta bir 'eğitim cinayeti' işleniyor.
Kafalarındaki kodlara göre, 'her yol İmam-Hatip'e çıkar' düzenlemesiyle eğitimin sorunlarını çözeceğini zannedenler,
Ne yazık ki, bu makineden dindar nesillerin de, çağdaş nesillerin de çıkmayacağını görmüyorlar.
Oysa hepimiz biliyoruz ki,
'En iyi sistem, her öğrencisini başarıya götürendir.'
***
Peki, nereden başlayacağız?
Öncelikle; eğitime ait her şey, inanç kurumlarının ve siyasetin üzerinde bir dokunulmazlığa kavuşmalı.
İkincisi ise, öğretmen yetiştirme politikası değiştirilmeli.
En iyi sistemi kursan da, sistemi başarıya taşıyacak olan öğretmendir.
'Öğretmen iyiyse, sistem de iyi olur.'
İhtiyacımız olan,
Bilgiyi yaşama katacak, demokrat ve açık fikirli, donanımlı,
'Ezberi bozacak eğitimciler!'