En büyük rakiplerimize evimizde puan kaybedince, umutlarımız nerede ise hiç kalmamıştı.Matematiksel olarak hala şansımız devam etmesine rağmen, futbol olarak da, kafa olarak da ligi bitirdiğimizi Erzincan deplasmanında tescil etmiş olduk.
Neredeyse A takım ve U19 kadrosunda yer alan bütün futbolcularımız 2.Lig B kategorisinde forma giydi. Yetenekli futbolcularımız var. Fakat göze çarpan futbolcumuz neredeyse hiç yok. Tam 6 yıldır transferi kapalı olan, besleneceği tek yer olan alt yapıdan hala dişe dokunur bir futbolcu çıkaramamışsa, sorunu bu gençlerde aramayın. Sorunun çok başka yerlerde olduğunu görmek için kahin olmaya gerek yok.
Alman teorik fizikçi Albert Einstein'in bir sözü vardır. 'Aynı şeyitekrar tekrar yapmak vefarklı sonuçlar beklemekdeliliktir.' Bizde yönetimler gelip geçiyor, teknik direktörler gelip geçiyor, kişiler değişiyor ama değişmeyen tek şeyin ne olduğunu bulursanız sorunu da hemen bulursunuz.
Tüm Türkiye'de Eskişehir'in bir futbol kenti olduğu söylenir. Artık bu söyleme zerre kadar katılmıyorum. Bundan 30-40 yıl önce üç tane ve her liglerde profesyonel takımı olan bu şehrin, bugün sadece 3.Lig'e giden bir tane futbol takımı kaldı. Demirspor, Şekerspor ve ESKİbugün ortalarda yoklar. Amatör kulüplerin idman yapacak sahaları yok. Belediye destekleri olmasa mahalle takımları kilit vurup gidecek. Hafta sonu Anadolu Üniversitesi- Yunusemrespor Bal ligi derbi maçı vardı. Maça ilgi çok büyüktü ama sahada futbol diye bir şey yoktu. Futbolun içinde olan hemen herkes oradaydı. Maç sonundastadyum diyemeyeceğim, tribün diyemeyeceğim, saha kenarlarımı desek bilemiyorum, artık adını siz koyun. Futbol seyreden ve hoşnut ayrılan bir kişi yoktur. Sonra adımız futbol kenti öyle mi? Artık bazı gerçekleri kabul edelim. Bu şehirde kalan tek efsane Eskişehirspor Taraftarı kaldı. Hala onların kredisini ve kaymağını yiyoruz farkında değiliz.
En son 1996 yılında AMilli takım forması giyen kalecimiz Ömer Çatkıç'tansonra iki tane Alper Potuk'u da sayarsak,Dorukhan Toköz harici milli takıma çağrılan futbolcumuz yok. Onlarda İstanbul takımlarına gittiği için davet edildiler. En son süper lige transfer ettiğimiz Bilal Ceylan tek maç oynamadan, Bandırmaspor'a kiralık verildi. Sezonu tamamlamadan devre arası oradan da gönderildi Şu an süper lig ve TFF 1.Ligdahil düzenli oynayan bir tek futbolcumuz yok. Şimdi bu şartlarda bize alt yapımız başarılıdır diyebilir misiniz? Hiç kimse kimseyi kandırmasın. 2016senesinde transfer yasağımız başladığında o gün U17 takımında oynayanlar bugün 23 yaşına, U19 takımı 25 yaşına geldi. Bu sene Barcelona neredeyse bu yaş ortalaması ile şampiyonlar ligi ve UEFA kupası mücadelesi veriyor. Sevilla'yı porsuğa döktük zaferlerini anlatıp duruyoruz ama aynı Sevilla'nın neler yaptığını görmüyoruz. Keşke o gün porsuğa biz dökülseydik de, onların yaptıklarını bugün biz yapabilseydik.
Sonra bu çocuklara kızıyoruz. Siz bu çocuklara hangi imkanı sağladınız. Bir tane turnuvaya götürdünüz mü?Kaç tanesinin okul masraflarını karşıladınız?Kaç tanesinin cebine harçlık koydunuz?Daha A takıma çıkmadan başka kulüplere pazarlamaya kalktınız. Yönetici akrabası diye profesyonel yaptınız. Siyasetçinin, müteahitin yeğenine forma verdiniz. İşte sonuç ortada. Bu eser bu şehrin seçilmişleri ve siyasilerinindir demek, hatalarınızı hasıraltı etmektir. Bu şehre Yugoslavları doldurup Partizan kulübü forması giydirildiği günden beri bu kulübün yüzü gülmedi. Güldürmesi gerekenlerde onların izinden gitti. Üretmenin ne kadar büyük bir erdem olduğunu hala anlayamadık. Anladığımızda da iş işten geçmiş olur.Şimdi soruyorum sizce hiç futbol şehrinde bunlar olur mu?