Sevgili okurlar,
Geçtiğimiz günlerde Çalışan Gazeteciler Gününü kutladık, önce bazı meslekler vardır ki bunların emeklilik hakları yoktur, işte gazetecilik özellikle yazar arkadaşlarımızın elleri ve beyinleri iflas etmediği sürece, ömürlerinin sonuna kadar daha da tecrübe kazanarak hem halkına hem genç kalemlere örnek olması bir nevi parasız üniversitedir.
Çocukluğumuzda yurtta okurken günlük harçlıklarımızdan biriken para ile kimi sigara alır, yasak olmasına rağmen gizli gizli okul dışında içerdi, kimi tatlı alır onu yerdi, bende harçlığımla birkaç gazete alır onu 3,4 gün okurdum nice sivri kalemler vardı, hatta o yazıya istinaden, hükümette bakan değişikliğine gidilirdi basın o kadar etkili idi.
Tüm bunların yanında esas olan vatandaşların, yetkililere ulaşamadığı. İstek ve dileklerini gerekli yerlere ulaştırmak ve neticesini de takip etmektir. Zamanımızda her branşın muhabiri, her konumun hemen hemen bir yazarı var, daha sağlıklı, bilgi almak çok daha kolay ve gerçekçi oluyor, bunun yanında gündemde kalmak için aslı astarı olmayan, asparagas, haber yapıp suçsuz kişilerin haysiyeti ile oynamakta hiçbir zaman gazetecilik değildir.
Yüce peygamberimiz A.S. gerçek bir Müslüman, kendisine yapılmasını istemediğini bir fiili, işi başkasına asla yapmaz, buyuruyor, bu nedenle silinmesi mümkün olmayan ve hayatı boyunca acısını çekeceği bir gerçek dışı haberi yapan gazeteci arkadaşımız da bunun manevi ezikliğini ölünceye kadar hissedecektir.
Bunun için haberleri gerçek yerlerden alarak Allah korusun İslam'da en büyük günahlardan olan iftira çukuruna da düşmemek lazım. Zira kul hakkıdır ancak kulun bizzat kendisinin helalliği ve rızasıyla belki affı mümkündür, zira kişinin alacağı, aslı olmayan bir leke ölünceye kadar onun alnından silinmeyecektir. Gazeteciler Gününü gayri meşru bir şekilde değil de geçmişleri de hayır ile dualarla mevlitlerle yad ederek kutlasak daha güzel olmaz mı? Zira gideceğimiz son ve ebedi alem orasıdır.