Dolar 17 EURO ise 18 liraya doğru tırmanıyor. Bırakın saati, dakika başı değişen döviz kurlarının bu hızına ayak uydurmak mümkün değil.

Yılsonunda Dolar'ın 20, Euro'nun ise 25 TL olacağı iddia ediliyor.

Eğer bu iddialar gerçekleşirse iğneden ipliğe her şeyin fiyatı tekrar artacak.

Döviz kurundaki artışlar ve asgari ücretin yüzde 50 yükseltilmesi yerel gazeteleri ve TV'leri de çok ciddi etkiledi.

AK Parti Hükümeti tarafından kapatılan SEKA Kağıt Fabrikası geçmişte gazetelere indirimli gazete kağıdı veriyordu.

Yani başka bir deyişle sübvansiyon yapıyordu.

Yerel gazeteler yıllar önce siyah-beyaz çıkarken aldıkları resmi ilanlarla yaşamlarını çok rahat sürdürebiliyorlardı.

Daha sonra renkli olarak çıkmaya başladılar.

O'na rağmen hiçbir zaman ekonomik sıkıntı yaşamadılar.

SEKA kapanıp kağıt ithal edilmeye başlanınca fiyatlar yükseldi.

Gazete kağıdı, mürekkep, kalıp, bilgisayar, bilgisayar parçaları ithal…

Yani maliyetler çok ciddi oranda arttı buna karşın resmi ilan gelirleri de hızla azaldı.

Hatırlayın 20 yıl öncesine kadar yerel gazetelerin resmi ve dini bayramlarda çıkan sayılarında sayfalar ilanlarla dolardı.

Hatta bazı ilanlar hemen bayramın ertesi günü çıkan gazetelerde de yayımlanırdı.

Son 5 yıldır özel sektör ve odalar, dernekler yaşadıkları sıkıntılar nedeniyle bırakın tam veya yarım sayfa ilan vermeyi çeyrek sayfa vermekte bile zorlanıyor.

Hatta 'sıkıntımız var' diyerek geçiştiriyorlar.

Eğer yerel gazetelere ucuz kağıt desteği ve sübvansiyon yapılmazsa gelecekte ekonomik gücü yeterli olmayan gazeteler kapanabilir.

UYDU KİRALARI DÜŞÜRÜLMELİ VE TL'YE ÇEVRİLMELİ

Gazeteci kökenli CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer'in göndermiş olduğu elektronik postayı okudum.

Her fırsatta olduğu gibi TBMM'de yerel gazetelerin, yerel televizyonların sorunlarını yine gündeme getirmiş.

'Döviz kurunda yaşanan artış Anadolu'da televizyon kanallarını ve gazeteleri de vurdu' diyerek TV kanalları ve gazetelere destek istemiş.

Yukarıda yerel gazetelerin içerisinde bulunduğu ve yaşadıkları sorunları yazdım.

Anadolu'dan yayın yapan TV kanallarının durumları da yerel gazetelerden farklı değil.

Onlarda yükselen döviz kuru nedeniyle ciddi ekonomik sıkıntı yaşıyorlar.

Reklam paraları 'Ulusal Kanallar' diye hitap edilen merkezleri İstanbul'da olan televizyon kanalları gibi dövizle tahsil edilmiyor.

Ancak TÜRKSAT'a 7 bin 500 ile 9 bin dolar civarında uydu kira bedeli ödüyorlar.

TL'ye çevrildiğinde çok ciddi bir rakamı buluyor.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'Yastık altı dövizlerinizi TL'ye çevirin' diyerek halka çağrıda bulunuyor.

Ama TÜRKSAT'a 'uydu kiralarını TL olarak alın' demiyor.

Çakırözer,' TÜRKSAT uydu bedellerinin Türk lirasına çevrilerek, sabitlenmeli. Ulusal kanallar ile yerel televizyon kanallarından alınan ödemeler de değiştirilmeli. Yerel kanallar ile ulusal kanallar aynı kategoriye konulmamalı. Basın İlan Kurumu Yasası düzenlenerek, televizyon kanallarımız için de destek çıkarılmalı' demiş.

Yüzde yüz haklı.

Dövizle reklam alan, kanallarını açtığımızda 15 dakika reklam izlettiren İstanbul merkezli TV'ler ile yerel televizyonlar aynı kategoride olmamalı.

TBMM'de Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu'nda Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına ilişkin kanun teklifinin görüşmeleri sırasında söz alan CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çaközer, teklife yerel televizyon ve gazeteler için de bir destek düzenlemesi eklenmesini istemiş.

'Meclis'e torba teklif getiriyorsunuz limanlarımızı peşkeş çekiyorsunuz! Eskişehir'de, Anadolu'nun dört bir yanında gazeteler, televizyon kanallarımız bu torbadan kendilerine destek çıkmasını bekliyorlardı! Ama bakıyoruz Anadolu basınımıza destek yok, yandaşa peşkeş var! Bu kabul edilemez' demiş.

Çakırözer bir de şöyle öneride bulunmuş:

'Televizyon kanallarımız da kamusal hizmet yapmaktalar. Onun için Basın İlan Kurumu Yasası'nda bir değişikliğe gidilerek yerel televizyon kanallarımız için de bir destek mekanizması oluşturulmalı. Ya da kamu spotları yerel kanallar için TÜRKSAT uydu kiralarına karşılıklı gelecek şekilde ücretlendirilmeli'.

* * *

Bakalım Utku Çakırözer'in yerel televizyonların desteklenmesi anlamında yaptığı bu öneri dikkate alınacak mı?

* * *

'menajerlikle kazandığı paraları

fitre, zekat OLARAK dağıtıyor'

Eskişehirspor Kulübünün kısa dönemde olsa başkanlığını yapan, başkanlığı döneminde transfer tahtasını açmayı başaran Kaan Ay, adeta içini dökmüş.

Son üç-dört yılda Eskişehirspor Kulüp Başkanlığı yapan en beğendiğim ve başarılı bulduğum isimdir Kaan Ay.

Tıpkı bugün Mehmet Şimşek ve yönetim kurulu üyelerininki gibi kulübü yaşatmak için büyük gayret sarf etti.

Ama bunun karşılığında bazı kesimler tarafından yapılan eleştirilere daha fazla tahammül edemeyerek istifa etti.

Belki o çirkin iftiralar yapılmamış ve takdir edilmiş olsaydı belki de Siyah-Kırmızılı Kulüp yeniden süper ligde mücadele ediyor olabilirdi.

Süper lige çıkmamış olsa da en kötü birinci ligde kalabilirdi.

Ama maalesef Eskişehirspor da doğru iş yapanları o makamlarda barındırmıyorlar.

Öyle bir hastalık var.

'CEMALİ İLE TRANSFER TAHTASININ AÇILMASININ ALAKASI YOK'

Eskişehirspor'un eski başkanı Kaan Ay, başkan olduğu dönemde transfer tahtasını açtıklarını ancak bunu birilerinin Cemali Sertel'nin Başakşehir'e satılmasıyla gerçekleştiğini söylediklerini, ancak bu söylemlerin gerçek olmadığını da şöyle anlatmış:

'Eskişehirspor'un o günkü kur ile 90 milyon TL borcu vardı. Bundan 3 yıl önce. Eskişehirspor'un transferi açarken benim dostluklarım bile bozuldu. İsmini vermek istiyorum. Ali Şaşal Sivasspor kalecisiydi. Yanlış hatırlamıyorsun 600 bin TL alacağı vardı. Dedim sana 200 bin TL vereyim sen imzayı ver en azından ben transferi açayım. Olmaz abi dedi. Sonra gönül yaptı. Aradı beni. Kaan abi ben para istemiyorum imzayı vereceğim ama bir daha da görüşmeyelim dedi. O günden beri Ali'yle görüşmüyoruz. Çok sevdiğim çok düzgün bir insandır. Maalesef bazen dostluklarınızı da kaybediyorsunuz. O zaman kulüpten alacaklı 83 futbolcu, 6 tane FIFA dosyası var. Hepsini çözmek durumundasınız. Tabii o isimlerden çoğu benim arkadaşımdı. Onlardan imzalarını aldık. Kısmi ödemeler yaptığımız oyuncular vardı. Ben bunları hiçbir zaman çıkıp basında anlatmadım. Neden anlatmadım? Eskişehirspor zarar görmesin diye. Bunları anlattığın zaman insanlar buna farklı bakıyor. Hayalim önümüzdeki yıl iyi bir kadro kurup şampiyonluğa oynamaktı. Ayın 18'inde seçildik. 30'unda transfer kapanıyordu. Seçildikten sonraki 12-13 günlük süre zarfında görüşmeleri yaptık. Cemali Sertel transferi vardı. Herkes Beşiktaş'a gideceğini sanıyordu ama biz onu Başakşehir'e verdik. Bu transfer tahtasının açılmasında benim üzüldüğüm bana ve yönetim kurulu arkadaşlarıma yapılan saygısızlıktı. O da şudur: Cemali Sertel satılarak Eskişehirspor transfer tahtasını açmadı. Bunu herkes net bilsin. O ayrı bir hikayedir. Cemali o dönem 2 milyon 850 bin TL'ye o günkü kurla satıldı. İki futbolcuyu kiralık aldık. Bu transfer başarısıdır. O iki oyuncu da Eskişehirspor'a ücretsiz geldi. Ben ve yönetici arkadaşlarıma yapılan saygısızlık şu; Cemali Sertel satıldı, Eskişehirspor transferi açıldı. Böyle bir şey yok. Evet, Eskişehirspor Cemali Sertel'i sattık. O günkü yönetim üstüne 3 milyon 133 bin TL para koyarak transfer yaptık. Hepimizin maddi manevi emeği var ve yönetici arkadaşlarla transferi açtık.'

'ESKİŞEHİRSPOR'DA BİRİ VAR Kİ!'

Kaan Ay'ın yaptığı açıklamalarının içerisinde en çok dikkatimi çeken bölüm ise şöyle:

'Bazı isimlerin kulübün üzerinden para kazanıp sonra da kulübe yardım yapıyorum algısı yaratma gayreti içerisinde. Biri var ki, Eskişehirspor'da menajerlikle kazandığı paralarla fitre, zekat dağıtıyor. Bu Eskişehirspor'un parası. Çıkıyorlar, tesiste bir yer yapılmış diyorlar. 40 liraya yaptırıyorsun, 300-400 liraya yaptırdım diye gazetelere bastırıyorsun. Bunlar doğru şeyler değil. Ne zamandan beri insanların değerleri parayla ölçülüyor. Eskişehirspor'a 1 TL bile destek olan insandan Allah razı olsun. Her zaman başımın üstünde yeri vardır. Ama doğru olan şeyler yazsın. Faturası yok, bir şeyi yok yazıyorlar. İnanılırlık kalmıyor. Aklı başında bir insan baktığında oraya, o kadar para harcanmadığını anlar'.

Kaan Ay isim vermemiş.

Ancak açıklamasını okuyanlar kim olduğunu anlamışlardır.

Birileri Eskişehirspor için çay kaşığı ile yardım toplarken demek ki birileri de kepçeyle toplanan paraları çarçur etmiş!

Bakın Kaan Ay başka neler söylemiş:

'YENİ BİR SAYFA AÇMAMIZ LAZIM'

'Eskişehirspor her görüşten insanı birleştiren bir kurum. Bunu yıktılar. Şimdi insanlar girmek istemiyor. Destek olacağız. İnsanların gönlünü almamız lazım. Yeni bir sayfa açmamız gerekiyor. İyi bir sinerjiyle birlik olarak kim kırıldıysa tamir için yola çıkmanın zamanı geldi'.

'ESKİŞEHİRSPOR BU BADİREYİ DE ATLATACAK'

'Eskişehirspor Kulübü'nün yaşadığı zorlu süreci atlatacağına da inanıyorum. Ben bu kulübe emek veren, her ne olursa olsun bütün başkanlarımıza, Eskişehirsporlulara, personele, gerçek taraftarlara çok teşekkür ediyorum. Eskişehirspor şu an zor bir süreçte olabilir ama bunu atlatacaktır. Eskişehirspor ilk defa bu duruma düşmedi. Bu durumdan kurtulacaktır. Kurtulacağına canı gönülden inanıyorum. İnşallah iyi bir noktaya gelecektir'.

'MEHMET ŞİMŞEK VE EKİBİ BAŞARILI'

'Eskişehirspor Başkanı Mehmet Şimşek ile zaman zaman telefonda görüşüyoruz. En son deplasman konusunda görüşmemiz oldu. Onları başarılı buluyorum. İnşallah daha iyi bir yere getirebilirler. Mesela tesisler yıkıldı. Yıkıldığını gazeteci bir arkadaşımızdan öğrenmiştim. Futbolcuların hepsi zor durumda. A takımının olduğu tarafa bir yer yapmışlar. 15 tane alt yapı oyuncusunun kalma durumu oluyormuş. Eskişehirspor'un geleceği kesinlikle altyapısıdır. Benim dönemimde de altyapıya çok önem verdim'.

* * *

'Yarını göremezsiniz yatırım

yapma ve üretme şansınız da yok'
Eskişehir Ticaret Odası Başkanı Metin Güler, Merkez Bankasının faiz düşürme kararı ardından sosyal medya hesabından açıklamalarda bulundu.

Güler gelinen noktayı Acı tablo olarak değerlendirirken, 'Yarını göremezsiniz yatırım yapma ve üretme şansınız da yok' diyor.

ETO Başkanı Metin Güler, geçtiğimiz perşembe günü MB'nin politika faizini 100 baz puan daha indirmeden önce şu sosyal medyadan şu paylaşımı yapmıştı:

'Merkez Bankası bugün para politikası kurulunda faiz kararını açıklayacak. Merkez Bankası'nın zaten çok yüksek olan dövizi daha da artıracak değil de düşürecek bir karar almasını temenni ediyorum. Umuyorum ki bu yönde bir karar alınır!'.

MB'nin politika faizini 100 baz puan daha indirme kararı sonrasında bir kez daha paylaşımda bulunan Başkan Güler'in o paylaşımı da şöyle:

'Merkez Bankası'nın dövizi artıracak değil düşürecek bir karar alması gerektiğini söyledim. Ne yazık ki acı tablo ortada! Bu artış dövizle mal alıp üretim yapan ve TL ile satan tüm firmaları zorlayacak. Yarını göremezsiniz yatırım yapma ve üretme şansınız da yok.'
* * *

Merkez Bankası iş adamlarının, sanayicilerinin 'faizi indirme yerine dövizi artıracak değil düşürecek karar almalı' diye yaptıkları uyarıları dikkate almayarak 100 baz puan daha indirme kararı aldı.

Bu karardan sonra döviz daha önce yapılan faiz indirimlerin ardından yükseldiği gibi bu kez çok daha hızlı artış gerçekleşti.

Önlem alınamaz ise yılsonunda dolar 20, EURO ise 22-23 TL olabilir.

İşte o zamanda dövizle mal alıp üretim yapan ve TL ile satan tüm firmalar kepenk kapatabilir fabrikalar ise üretimlerini durdurabilirler.

Elbette ki yüksek faizden herkesin canı yanıyor.

Ama tırmanışı bir türlü durdurulamayan döviz daha çok can yakıyor…

* * *