Uzunca bir zamandır gelecekle ilgili birçok alanda birçok konuyla meşgulüz. Bunlar arasında tarımla ilgili olanlar da olmakla birlikte, belki sayısının az olması belki de yeterince ilgi çekmediği için ya da tarımın kendisi yeterince önemsenmediğinden ciddiyetle üzerinde durulduğuna, yazılıp-çizildiğine az rastlıyoruz.
Bir kere daha hatırlatalım, günlük yaşamımızda en vazgeçilmez yere sahip olan gıdalara, tekstil ürünlerine, ilaç hammaddelerine ve daha nicelerine tarım sayesinde sahip oluyoruz. Bunları istediğimiz miktarda, istediğimiz kalitede ve karşılayabileceğimiz fiyatlarla elde edebilmeyi istiyorsak, tarımla ilgili her konuya büyük ilgi göstermeliyiz ve biraz iddialı gibi görünse de, geleceğimizi nasıl inşa edersek edelim temelinin kesinlikle tarım olacağını, hiç akıldan çıkarmamalıyız. Aç insan fiziki olarak da ruhsal olarak da yetersiz kalır, ancak açlığını doğru beslenerek gidermeyen bireyler de birçok bakımdan eksiklik, rahatsızlık hisseder, sağlıksız, verimsiz hatta bazıları da mutsuz bir yaşam sürer. Beslenme ile ilgili olarak hem ulusal hem de yerel medyada kafa karıştıracak kadar çok ve bazısı yanıltıcı olabilen bilgiler verilmektedir.
Gıda, beslenme, kozmetik vb. konularda uzman olanların aktardıkları bilgiler içinde dikkate alınması ve uygulanması faydalı olabilecek bilgiler çoğunlukta olsa da bu uzmanların bir kısmının bile belki bilmediği belki atladığı önemli nokta tavsiye ettikleri ürün, gıda, karışım vb. sinin, anlattıkları veya yazdıkları faydaları sağlayabilecek özellikte olmayabileceğidir. Buna işaret ettiğim geçmiş yazılarımın bir veya bir kaçında 'Ya içinde yoksa' ifadesini kullanmıştım. Aynısını yineliyorum. Doğru beslenme ve/veya çeşitli uygulamalar için önerdiklerinin içinde, söyledikleri faydaları sağlayacak mineraller olmayabileceği gibi, bazı mineraller olmadığında bazı vitaminler de vücuda yararlı hale gelemez, bazı minerallerin fazlalığı bir diğerinin etkisini engeller, kısaca vücut gizli açlık çeker, beslenme sağlıksız olur ve önerilen bir uygulamadan söylenen ölçüde, bazen de hiçbir yarar sağlanamaz. Topluma hitap ederken, onlara tavsiyelerde bulunurken, ciddi bir sorumluluk taşıyanların bu konulara dikkat etmesi ve nedenleri konusunda bilgi sahibi olması gerekir.
Peki 'içinde nasıl var' olacak. İster doğrudan tüketilsin, ister ham madde olsun bitkiler yetiştikleri ortamda mevcut olan bitki besin maddeleri ile beslenir, büyür ve ürün verir. Verdikleri ürün içinde de bu ortamdan aldıkları ve bunlarla sentezlediği maddeleri taşır. Bitkilerle beslenen hayvanlardan elde edilen ürünlerde de benzer durum söz konusudur. Bitkilerin kendi tür özelliklerine göre sentezleyebildikleri besin öğeleri bulunmaktadır fakat mineral maddeleri sentezleyemezler ve mutlaka ya yetiştirildikleri ortamdan almaları gerekir ya da kendilerine dışarıdan verilmelidir. Bitkilerin yetiştirildikleri ortam çok büyük bir ölçüde topraklardır. O zaman bitkiler öncelikle yetiştirildikleri toprakta ne varsa onu alacaktır. Topraktaki bitki besin maddeleri eksik veya yetersiz olabilir, bazen bir maddenin fazla bulunması, bir kısım diğer maddelerin bitkilerce alınmasını engeller. Biliniyorsa, bu eksiklikler ya da olumsuzluklar toprağa ya da bitkilere yapılan uygulamalarla giderilebilir. Buna gübreleme diyoruz. Eksiklik ya da fazlalıkların ya da olumsuz özelliklerin bilinmesi için topraklara ve bitkilere analizler uygulanır. Ya da ülkemizin tarım alanlarının çok büyük kısmında olduğu gibi bu uygulamalar önemsenmez, bitkilerin en çok ihtiyaç duyduğu bazı besin maddeleri, kimyasal maddeler diğer adıyla kimyasal (ticari) gübreler halinde verilmekle yetinilir, besleme veya fayda verme kalitesini çok etkileyen, önemli diğer besin maddeleri hiç dikkate alınmaz.
Bu koşullarda yetiştirilen ürünlerle beslenen birçok bireyin, vücudun çeşitli fonksiyonları yanında bağışıklık sistemleri de yetersiz kaldığı için sağlık kurumları hastalıklı kalabalıklardan geçilmez hale gelmiş bulunmaktadır. Toplumuzun geleceği için birinci öncelik her bakımdan sağlıklı bireyler yetiştirmektir. Bunların hem doğru hem de sağlıklı gıdalarla beslenmesi için topraklarımızın ciddi oranda bir kısmının bugün içinde bulunduğu sömürülmüş, fakir, düşük verimli halden kurtarılmasını ve sağlıklı ürünler için en doğru bitki besin bileşimlerine sahip gübrelerin kullanılmasını sağlamalıyız. İçeriğinde ürünlerin özelliklerine göre gereken mikro elementleri de içeren organomineral gübreler geleceğin önemli gübreleri olma potansiyeli göstermektedir. Bu gübrelerin yaygınlaştırılması için tatmin edici teşvik uygulamalarına ihtiyaç bulunmaktadır.