Oyladık geçti.
'Evet' oylarının sayesinde, 16 Nisan'da 'Anayasa Değişikliği Kanunu' yüzde 51 ile yürürlüğe girdi.
Devlet olmanın gereği yasalarla yönetmekse, yurttaş olmanın gereği de yasalara uymaktır.
Bizler, Anayasa'ya saygılı, yasalara uygun davranan insanlarız.
Demokrasilerde yasalar kişilerin üzerindedir.

***

Neredeyse yılı geliyor referandumun. Yine de yaşananları irdelemenin, yapılan hataların tekrarlanmasını önleyeceğini düşünüyorum.
'Anayasa Değişikliği Kanunu'nun maddelerini okumuşsunuzdur herhalde!
Peki, 16 Nisan'da oyladığımız yaklaşık bir buçuk sayfa olan gerekçelerine hiç göz attınız mı?
Okumadınız mı?
Ne! Hiç duymadınız mı?
16 Nisan'da nasıl oy verdiniz be kardeşim?

***

Dinleyin öyleyse!
Gerekçede özetle diyor ki;
'Anayasalar, devleti hukukla sınırlayan metinlerdir. Türkiye'de ise, vesayetçi elitlerce devleti değil, toplumu hizaya sokmayı amaçlamaktadır.'
Baştaki tanım iyi de, değişiklik devleti hukukla sınırlayabilecek mi? Yoksa tek kişinin ağzından çıkan emirle mi hizaya gelecek devlet ve toplum.
Hukukun sınırları diyorum, hukukun…
Ne dersiniz?

***

'Eski anayasalar vesayetçi, seçimle oluşan iktidarı bölmek ve zayıflatmak düşüncesinde…'
Anayasa'nın üstünlüğünü sağlayan yargı organı olan AYM'nin, vesayet organı olduğunu söylemek hangi algının sonucudur acaba?
'Yürütme, yasama, yargı' erklerinin 'fren denetim mekanizması' gereği, iktidarın/devletin gücünün bölünmesi doğal ve demokratik bir gerekliliktir. Bunun yolu da yürütmeyi, yasamayı, yargıyı hukukla sınırlamaktan geçer.
Yoksa demokrasinin olmazsa olmazının güçler ayrılığı ve yasal denetim olduğunu;
Bu kurumların görevlerini 'Türk Milleti adına' yaptıklarını bilmiyor musunuz?

***

'Yasama zayıf, iktidar çift başlı ve az yetkiyle çalışamaz durumda…'
Yasama işi, TBMM'nin görevi; özel zamanlar dışında KHK ile yasa yapmak, dikta rejimlerinin işidir. Yapılan değişiklik yasama organının elini mi, yoksa tek bir kişinin yetkilerini mi güçlendirdi sizce?
İki başlı yönetim, parlamenter rejimlerin gereğidir.
Kurumlar ile makamların görev ve sorumlulukları, yetkileri Anayasa'nın kuyumcu terazisi hassasiyetiyle yazılmış maddelerinde belirlenmiştir.
Bugüne değil, yarını düşünerek, gücün tek elde toplanmasının sakıncaları aklınıza gelmedi mi? Değişiklikle yürütmeyi, mevcut duruma göre tek kişiyi her şeye egemen yaptığınızı fark etmediniz mi?

***

'15 Temmuz'da başkaldıran vesayetçi anlayış, millet iradesiyle oluşan iktidarı hazmedemeyenlerdir…'
Anlayamadığım şey, bu darbeciler Anayasa'nın hangi maddesinden yararlanarak devlete sızdılar acaba?
Anayasa'yı, yasaları, devlet onurunu hiçe sayanların sayesinde olmasın!
Anayasa'nın hangi maddesi 'cemaatlere istediğini verin' diyor.

***

Ben de kalkmış, 'Gerekçeyi okudunuz mu?' diyorum.
Yasa maddelerinin bile doğru dürüst okunmadığı, tartışılmadığı bir ortamda, gerekçeler okunur mu Allah aşkına. Sonra da haykırıyoruz:
'Kabile devleti değiliz!'
Öyleyse kabile üyesi gibi de davranmayalım diyeceğim ama…!
(Devam edeceğiz.)