Eskişehirspor yönetimin ne yapmak istediğini vallahi anlamış değilim

Anlayan varsa ve bana anlatırsa bende öğrenmiş olurum.

Yönetime geldiklerinin üzerinden yaklaşık 14 ay geçti.

Her fırsatta ben eleştiriye açığım diyen Eskişehirspor Kulübü Başkanı Sayın Mustafa Akgören'in kimseyi dinlediğini de pek sanmıyorum.

Bu 14 aylık süre içerisinde üç hoca değişikliğine gitti.

Dördüncü de yolda.

* * *

Mustafa Özer ile yollar ayrıldıktan sonra sevgili Osman Cemoğlu ile birlikte ES TV ekranlarından yaptığımız programlarda ısrarla, 'Dışarıdan isim aramayın. Eskişehir'de Eskişehirspor'u çalıştıracak hocalar var' dedik. Hatta bu hocaların bazılarının UEFA Pro Lisansları olduğunu da sık sık vurgulamıştık.

En son geçtiğimiz cuma günü yaptığımız programda İlhan Var ile de yolların ayrılmasından sonra, artık 'yerli ve milli hocalara dönün' dedik.

* * *

Gerçi Eskişehirspor Kulübü Başkanı Mustafa Akgören, 'Eskişehirli antrenörler önce BAL Ligi'nde çalışıp kendilerini geliştirsinler' dese de onu dil sürçmesi olarak değerlendirdik!

Takımın başına Eskişehirli teknik direktör ile yardımcılarının getirileceğine inancımızı korumuştuk.

Biz, biz derken Eskişehirlileri, Eskişehirspor sevdalılarını kastediyorum.

Çünkü İlhan Var ile yolların ayrılmasının sonra sosyal medyada yorum yapanlar 'Eskişehirli hoca istiyoruz' diyerek adeta Eskişehirspor yönetimi uyarmaya devam ediyorlar.

* * *

ES TV'de Cemoğlu ile hazırlayıp sunduğumuz ESSpor Programı'na konuk ettiğimiz Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu Başkanı Sadri Atam ile Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği Eskişehir Şubesi Başkanı Ahmet Bingöl de siyah-kırmızılı takımın başına bu şehirde yetişmiş ve burada yaşayan teknik direktörlük diplomaları bulunan hocaların getirilmesini üzerine basa basa söylemişlerdi.

* * *

İlhan Hoca ile yolların ayrılmasından sonra, 'Başkan Mustafa Akgören ve yönetim kurulu yaşadıklarından gerekli dersleri çıkararak Eskişehirli hocalara gözlerini dikmişlerdir' diye düşünürken dün öğrendim ve adeta şok oldum!

* * *

Sütten ağızları yandı artık yoğurdu üfleyerek yiyeceklerdir derken başkan ve yönetim teknik direktörlük için Eskişehir dışından bir isme teklifte bulunmuş.

O isimde Ümit Özat.

Birileri bana anlatsın.

Nasıl bir akıl tutulmasıdır bu…

Özat, 2019-2020 sezonunda Adanademirspor'u Play-Off'a taşıdı. Elinde önemli yıldızlara sahip olmasına rağmen Play-Off finalinde fazla şans tanınmayan Fatih Karagümrük'e penaltılarla 6-7 elenerek süper lig biletini elleriyle rakibine hediye etmişti.

* * *

Adanademirspor Kulübü buna rağmen 2020-2021 sezonuna da Ümit Özat ile başladı. Üstelik kadrosunu yaptığı transferlerle daha da güçlendirerek…

Beklenen sonuçlar alınamayınca Ligin 14. haftasında deplasmanda alınan 2-0'lık Giresun mağlubiyetinden sonra Özat, istifa etmek zorunda kaldı.

Daha doğrusu kulüp başkanı tarafından istifa ettirildi.

* * *

Ümit Özat, Adanademirspor'dan ne kadar maaş alıyordu bilmiyorum ama herhalde Mustafa Özer, İlhan Var, hatta 'maliyeti yüksek' diye gönderilen Çoşkun Demirbakan'ın aldığı rakamların çok çok üzerinde olduğundan eminim. Bir taraftan sürekli parasızlıktan, imkansızlıklardan şikayet ederken diğer taraftan ikinci lig bileti elinde, gelecek sezon bir alt ligde mücadele etmesi kuvvetle muhtemel bir kulübe maliyeti yüksek bir hoca getirmek ne kadar doğru?

* * *

Bu kulübün çöpe atılacak 1 kuruş bile parası yok.

Özat'ın elinde sihirli değnek mi var da bir dokunuşta ligin ikinci yarısında oynanacak 17 maçtan en az 12 maçı mı kazandıracak?

Şayet Özat'ın elinde merhem olsaydı Adana Demirspor'un o güçlü kadrosuna sürerdi…

* * *

Yeter artık Mustafa Akgören!

İn artık şu tribünlerden!

Bu kulübün taraftarlarının sabrıyla daha fazla oynama.

Kaldır artık o gözündeki kalın perdeyi…

Gör artık bu şehirdeki hocaları…

İçlerinden hangisini seçersen seç hepsi de bu takımı Ümit Özat'tan daha iyi çalıştırır.

Hem de iki asgari ücret parayla.

* * *

Takım dün ikinci yarı hazırlıkları için Antalya Side'ye kampa gitti.

Kamp pazar gününe kadar sürecek.

Takımı kampta Hürriyet Güçer ve Serdal Eroy birlikte hazırlayacakmış.

Muhterem Başkan'a buradan tekrar hatırlatmak isterim; ikinci yarı 24 Ocak'ta start alacak. İlhan Var'ın ayrıldığı yaklaşık 10 gün oldu ve hala bu takımın başına bir hoca getirmediniz ya da getiremediniz.

Bu nasıl bir gaflet, nasıl bir vurdumduymazlıktır.

O zaman takımı kampa niye gönderdiniz?

Antalya'da beş yıldızlı otel de 'Turistik tatil yapsınlar' diye mi?

* * *

Yanlış anlaşılmasın.

Konu Hürriyet ve Serdal değil…

Yeni hoca gelecek onlara 'siz işinize bakın' denilecek.

Mademki kampta takımı Hürriyet ile Serdal hazırlayacak.

O zaman hoca aramaya ne gerek var!

İkinci yarıda takımı bu ikili çalıştırmaya devam etsin.

En azından büyük umutlarla (!) getirmiş olduğunuz Mustafa Özer ve İlhan Var'dan çok daha başarılı olurlar.

* * *

Devletin verdiğini bir

ilçe belediyesi de veriyor

Yaşanan pandemiyle birlikte aylarca işletmeleri kapalı olan küçük esnaf çaresizlik içinde devletin kendilerine vereceği hibe destekleri adeta dört gözle bekliyorlardı.

İşyerleri kapalı ancak elektrik, su, doğalgaz, kira, stopaj ve vergiler çalışıyor.

Yanlarında istihdam ettiklerinin maaşlarını ödeyemez oldular.

* * *

'Kira ve bazı destekler gelecek' müjdesi verilmişti.

Müjde geldi!

Büyükşehirlerdeki kira desteği 750, diğer illerde 500 TL olarak açıklandı.

Bu da üç ay süreyle ödenecek.

İşyeri kira bedeli kira desteği tutarının altındaysa, işyeri kira tutarı kadar destek ödenecek.

* * *

Kira desteği alamayanlar da var.

Bakın onlar ne diyor:

'750 TL kira desteği açıklandı. Girdik sisteme, karşımıza çıkan sonuç, sadece esnaf odasına kayıtlı olanlar dendi. Ticaret odalarına kayıtlı, Nace kodu uysa dahi alamıyor.

Bizim yaptığımız faaliyet konusu ile diğerleri aynısını yaparken biz neden destekten faydalanamıyoruz? Sözünü ettiğiniz 750 TL bizim devlete ödediğimiz kira stopajının yarısı bile etmezken bizi ondan neden mahrum bırakıyorsunuz? Bizden aidat alan sözde meslek birliği olanlar karara neden ses çıkartamıyor, neden benim tüzel şirket üyelerim faydalanamıyor demiyor. Kimse bunu sorgulayamıyor. Bizler genelgeyle 2020 yılında toplamda 6 ay çalışamadık. Hala kapalıyız. Kapalı işyerlerimizin kredilerini ötelemek için bile bankalar bizden faiz istiyor, elektriğinden tutun, suyu, doğalgazı kesilme tehdidi altındayız. Mükellefi olduğumuz devlet bizleri gözden çıkardı.'

* * *

Herhalde onların sesini duyması gerekenler duymuştur.

Ayrımcılık giderilir.

Nace kodu uymayanlarda hibe kira desteğinden yararlanırlar.

* * *

Kira desteği derken Tepebaşı Belediyesi'nden gelen bir mail aklıma geldi.

Maili açıp okudum.

Tepebaşı Belediyesi işyeri kapalı esnaflara maddi destek yapmak istemiş.

Ancak mevzuata uymuyor.

Nakit yardıma mevzuat uymuyorsa, 'Bu esnaflara nasıl destek verebiliriz? Çorba da bizim de nasıl katkımızı olabilir' araştırması yapılmış.

Sonuçta, nakdi yardım yerine alışveriş kartı verilmesinde yasal bir sıkıntı olmadığı belirlenince işletmeleri kapalı olan esnafların bağlı oldukları odaların başkanları ile yapılan istişareler sonucu 328 esnaf belirlenmiş.

Bu esnaflara Tepebaşı Belediyesi 500'er TL'lik alışveriş çeki verilecek.

* * *

Büyükşehir, Odunpazarı ve Tepebaşı Belediyeleri pandemi sürecinde geçmişte de esnaflara gıda kolileri dağıtarak 'az veren candan, çok veren maldan' diyerek bu zorlu süreçte yanlarında olduklarını gösterdiler.

Tepebaşı Belediyesi'nin bu uygulaması örnek olur belki de.

Diğer belediyeler benzer uygulama yapıyorlar mı bilmiyorum.

Diğer derken Eskişehir dışındaki belediyeleri kastediyorum.

Yapmıyorsa onlarda Tepebaşı Belediyesi'nin başlatmış olduğu uygulamayı örnek alarak kendi illerindeki esnaf ve sanatkarlara destek olurlar.

* * *

Yazımı bitirirken şunu da yazmadan noktayı koymayacağım.

Yukarıda da yazdım.

Belediyelerin gücü ile hazinenin gücü bir mi?

Değil elbette…

400 bin nüfusa sahip bir belediye sayısı çok olmasa da 328 esnafa 500 TL alış veriş çeki verebiliyorsa, devlette bütün iş kollarındaki esnaflara, kira desteğini üç ay değil de pandeminin etkisinin azalacağı var sayılan sonbahara kadar uzatabilir.

Bunun yanı sıra Tepebaşı Belediyesi gibi küçük esnaf ve sanatkarlara ayda 500 TL alış veriş çeki vererek sıkıntılarını bir nebze de hafifletebilirler.

* * *

Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç'ı küçük esnafın yanında olmasından ve verdiği destekten dolayı kutluyorum.

Yapılan destek yarayı tam olarak iyileştirmese de 9 aydır işletmeleri kapalı olan esnafın ağrısını hafifletse bile önemli bir destek sayılmalıdır.

* * * *

ÜZGÜN PALYAÇO

Bir gün psikiyatristin muayenesine çok üzgün vaziyette ağlayan birisi gelmiş ve başlamış anlatmaya;

– Benim ekonomik durumum iyi. Maddi anlamda bir sıkıntım yok. Sağlık sorunumda yok. Ancak başka bir sorunum var.

– Nedir o?

– Neşelenemiyorum. Sürekli moralim bozuk. Şöyle gülmek, bazen kahkaha atmak, eğlenmek istiyorum. İşte bunun için size geldim.

– Arkadaş, işin doğrusu bu olay, benim uzmanlık alanıma girmiyor. Ancak sana bir öneride bulunabilirim. Şu karşıya 10 gün önce bir sirk geldi. Bir de palyaço var.

Ben gittim. Çok güzeldi, özellikle de o palyaço harikaydı. Gülmekten yerlere yattım, o kadar çok eğlendim ki… Sana da o sirke gitmeni özellikle o palyaçoyu seyretmeni öneririm.

Bunun üzerine adamın suratı iyice asılmış ve adeta fısıltı halinde demiş ki;

– O palyaço var ya… O benim işte

- - - - - -

Çevrenizdeki insanların mutluluğu için çabalarken acaba siz mutlu olmak için ne yapıyorsunuz?

(alıntı)