Söz vermek, borçlanmak demektir. (Hz. Muhammed)

Söz verdiğinizde, onu yerine getiriniz. (Kur'an-ı Kerim)

YapabiIeceğin kadar söz ver, sonra söz verdiğinden daha fazlasını yap.- Aldous Huxley

Verilen söz, vaktinde verilmesi gereken bir borçtur. Hz. Ali

Politikacılar dünyanın her yerinde aynıdır, nehir olmayan bir yere köprü yapacaklarına söz verirler. Nikita Khrushchev

İyi bir aydın, inanmadığı sözleri söylemez, başaramayacağı işe girişmez, yapamayacağı iş için kimseye söz vermez Sadece yerine getirebileceği şeyler için söz verir. V. Mahavira

* * *

Bu sözleri neden yazdım?

Hani sık kullanılan bir söz vardır ya; 'Yahudi bakkal sıkışınca eski defterleri karıştırırmış' diye.

Bende sokak kısıtlaması nedeniyle evde oturup internette gezinirken eşim 5-6 poşet dolu gazeteleri getirip önüme koydu.

'Sadi bu gazeteleri niye saklıyorsun? Evde kalabalık yapıyor. İşine yaramayanları at' dedi.

Ben de mecburen poşetlerdeki gazetelere tek tek bakarak işime yarayacakları ayırırken 30 Ocak 2020 tarihli Eskişehir'de yayınlanan yerel gazeteler gözüme ilişti.

Hepsinin manşeti hemen hemen aynı idi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2020 yılının mart ayında görevden aldığı Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanı Cahit Turan, 29 ocak 2020 tarihinde Eskişehir TÜLOMSAŞ'ı ziyaret etti.

Bakan daha sonra vilayete geçerek valiyi ziyaret etti.

Ziyarette gazetecilerin sorularını yanıtlayan dönemin Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanı Turan, Milli Hızlı Tren üretimi ile ilgili çalışmaların başladığını belirterek şöyle devam etmişti:

'Eskişehir'deki ARGE Merkezimizde 100'ün üzerinde mühendis çalışıyor. Bu mühendislerimizin yaptıkları çalışmalar, vereceği projeler ve bunların imalata dönüşmesiyle yollarımızda insanımızı taşıyacak olan Milli Yüksek Hızlı Treni Eskişehir'de inşa etmiş olacağız.'

Bakan yine valilik ziyaretinde,'Güney Çevre yolu projesi de tamamlandı' demiş.

* * *

Bakanın ziyaretinin ertesi günü gazetelerdeki çıkan haberlerin başlıkları şöyle atılmıştı:

-Anadolu Gazetesi: TÜLOMSAŞ'a Milli Görev

-Sonhaber : Milli YHT Eskişehir'de üretilecek

-İstikbal : Hızlı Tren'i Eskişehir üretecek

-Sakarya : TÜLOMSAŞ'a YHT müjdesi

-2Eylül :TÜLOMSAŞ'la üreteceğiz

-Şehir : YHT projesi TÜLOMSAŞ'ın

* * *

Bakan Turan'ın açıklamalarıyla Eskişehirliler olarak ne kadar da heyecanlanmıştık.

Hatta Milli Yüksek Hızlı Tren Setleri'nin Eskişehir de üretilecek olmasından gururlanmıştık.

Aradan bir yılı aşkın süre geçti.

Eski adı TÜLOMSAŞ, bugünkü adı ise TÜRASAŞ da Milli Yüksek Hızlı Tren çalışması ile atılan bir adım dahi yok.

* * *

Diyeceksiniz ki, 'o gün söz veren bakan bugün görevde değil'.

Olabilir.

Devlette devamlılık esastır.

O günkü bakan Cahit Turan, bugün bakanlık koltuğunda oturmasa bile söz verildiğine göre proje başlamalıydı.

'Eskişehir'deki ARGE Merkezimizde 100'ün üzerinde mühendis çalışıyor. Bu mühendislerimizin yaptıkları çalışmalar, vereceği projeler ve bunların imalata dönüşmesiyle yollarımızda insanımızı taşıyacak olan Milli Yüksek Hızlı Treni Eskişehir'de inşa etmiş olacağız' demişti bakan.

100'ün üzerinde mühendisin üzerinde çalıştığı projeye ne oldu?

Cumhurbaşkanlığı Kararı ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan'ın görevine son verilerek, yerine atanan Adil Karaismailoğlu, 'ben bu projeden vazgeçtim mi?' dedi.

Malum şimdi gündemin başında Ay'a gitme projesi de var.

Acaba şimdilik o proje dursun önce Ay'a gidelim falan mı dediler (!)

Bakan görevden alınınca mühendislerin üzerinde çalıştıkları projeler çöp'e mi atıldı?

Veya bakan değişince Eskişehir TÜRASAŞ'taki mühendislere, 'Milli YHT setlerinin Eskişehir'de üretilmeyecek. Sizde proje üzerinde çalışmayın' diye talimat mı verildi?

Öyle ise ARGE kapatıldı mı?

Bakan Cahit Topçu'nun yerine gelen Adil Karaismailoğlu, bakan yardımcısı olarak görev yapıyordu.

Konusunda uzman bir isim.

* * *

Şimdi buradan kendisine soruyorum.

-Eski adı TÜLOMSAŞ bugünkü adı TÜRASAŞ'ta Milli YHT'lerin üretiminden vaz mı geçildi?

-Vaz geçildi ise gerekçesi ne?

Yazımın sonunda Sayın Bakan'a yukarıdaki sözleri bir kez okumasını tavsiye ederim.

* * *

Soykırım mı?

ABD Başkanı Joe Biden'ın, 1915 olaylarının yıl dönümüyle ilgili 24 Nisan'da yapacağı konuşma çok merak ediliyordu.

Biden, 24 Nisan'da yaptığı konuşmada, 1915 olayları için 'soykırım' ifadesini kullandı.

Bu ifade Türkiye'de hemen hemen her kesim tarafından esefle karşılandı kınama ve tepki yağdı.

Başta Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Cuhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın, bakanlar, CHP ve İYİ Parti ile STK'lar tepkilerini göstererek Biden'i şiddetle kınadılar.

Hatta ABD'li tarihçi Prof. Dr. McCarthy'in, 'Osmanlı'nın soykırım işlemediği' sözleri belki de en dikkat çekicisi.

Şu bir gerçek ki, Türkiye olarak Ermeni Soykırımı safsatasını asla kabul etmiyoruz! Tarihle yüzleşmek istemeyen, politik hesaplaşmalarla hakikate müdahale etmeye çalışanların kirli oyunlarını aziz milletimiz bozmaya ve gerçekleri her zaman olduğu gibi gün yüzüne çıkarmaya devam edecektir.

En önemlisi ise ABD'li tarihçi Prof. Dr. McCarthy, 1915 olaylarına ilişkin, Osmanlıların Ermenileri tehcir etmesi için çok iyi nedenleri olduğunu ifade eden 'Osmanlı'nın soykırım işlemediği' sözleri.

ABD Başkanı Joe Biden'ın, 1915 olaylarının yıl dönümüyle ilgili 24 Nisan'da yaptığı konuşmasına kimler nasıl tepki gösterdiler:

'GERÇEKLERİ GÖRMEK İSTEYENLERE ARŞİVLERİMİZ AÇIKTIR'

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay: 'Siyasi hesap uğruna tarihin çarpıtılmasının bir göstergesi olan Biden'ın 1915 olaylarına ilişkin değerlendirmesini reddediyoruz. Ermenilerce kurgulanan asılsız iddiaları temel alan ve Ermeni isyancılar tarafından katledilen Türklerin ızdırabını, acılarını göz ardı eden bu açıklamanın milletimiz ve tarih karşısında hiçbir değeri yoktur. Gerçekleri görmek isteyenlere arşivlerimiz açıktır.'

'SOYKIRIM İDDALARI TARİHİ BELGELERLE YALANLANDI'

Eski Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, Ermeni soykırımı iddialarının tarihi belgelerle yalanlandığını ifade etti.

Halaçoğlu, Ermenilerin geçmişten bu yana batılı devletlerin yönlendirmesiyle soykırım iddialarını gündemde tuttuğunu kaydederek şunları kaydetti:

'İlmi araştırmaları bir kenara bırakıp sadece siyasi düşüncelerle hareket eden bir propagandist hareketin sonucu Ermeniler, kendilerinin 1915 yılında soykırıma tabi tutulduğunu, bazıları 1,5 milyon bazıları 2 milyon Ermeni'nin katledildiği gibi iddialarla ortaya çıkıyorlar. Bir iddia var, bunun yanında bir de gerçekler var. Bu gerçekleri görmezden gelen, tamamen siyaset yapmaktalar. Ermeni meselesinin çözüme kavuşmasını ABD ve Batılı ülkelerin istemiyor. Yaşananların soykırım olduğunu kanıtlayan bir şey yok. Dünyada bu durum bilimsel olarak konuşulmuyor hep siyasi bir malzeme olarak kullanılıyor.'

518 bin Müslüman Türk Ermeni çetelerce öldürüldü

Türk Tarih Kurumunun detaylı araştırmalar ve arşiv çalışmaları yaparak gerçekleri belgeleriyle ortaya koyduğunu belirten Halaçoğlu, şunları kaydetti:

'Başta ABD olmak üzere İngiltere, Fransa, Almanya, Milletler Cemiyeti arşivi, Rusya ve İran arşivlerinin tümünü baştan aşağıya taradık. 100 bin sayfadan fazla belge topladık bu bölgelerden. Elde ettiğimiz sonuçlar hiç de iddia edildiği gibi Ermenilerin katledilmiş olduğunu ortaya koymuyordu veya devlet eliyle bunun yapıldığını ortaya koymuyordu. Osmanlı yetkilileri, yollarda Ermenilere saldıran, mallarını gasp eden ve onları katledenleri de cezalandırmıştır. 1915'te 1673 kişi mahkemeye verilmiştir. 1914 ile 1922 arasında 518 bin Müslüman Türk'ün Ermeni çetelerce öldürüldü. Hepsi belgelerle ortaya konuldu.'

PROF. DR. MCCARTHY: OSMANLILARIN ERMENİLERİ

TEHCİR ETMESİ İÇİN ÇOK İYİ NEDENLERİ VARDI

ABD'li tarihçi Prof. Dr. McCarthy, 1915 olaylarına ilişkin, Osmanlıların Ermenileri tehcir etmesi için çok iyi nedenleri olduğunu belirterek, 'Osmanlı'nın soykırım işlemediğini biliyoruz' dedi.

ABD'li tarihçi Prof. Dr. Justin McCarthy, Ermeni meselesinin anlaşılabilmesi için tarihe bakılması gerektiğini, 1900'lü yılların başlarında doğuda Rusya ve İran cephelerinde savaştığını hatırlatarak, bu iki cepheye giden kritik yollardaki telgraf hatlarının Ermeni çetelerince sürekli saldırıya uğradığını ve kesildiğini şöyle anlattı.

'Ermeniler, Ruslara bir asır kadar yardım etti. Ermeni milliyetçileri, Osmanlı İmparatorluğu'nu yok etmek istediklerini söylediler. Savaş zamanında Ermeni gençleri ya çetelere ya da Ruslara katıldı. Ermeniler yolları, telgraf hatlarını keserek Ruslara yardım etti, Osmanlı kentlerini ele geçirdi. En kötüsü Ermeniler, Müslümanları katlettiler ve kaçmaya zorladılar. Osmanlı, isyancıların Osmanlı savaş sürecine zarar verdiğini ve savaştaki kayıpların önemli bir kısmının onların yüzünden olduğunu biliyordu. Ermeni isyancıları Müslümanları katlediyorlardı ve savaş sonunda Van bölgesindeki Müslümanların yüzde 2'si ölmüştü. Bu bölge, Ermenilerin en fazla ayaklandığı yer. Osmanlıların Ermenileri tehcir etmesi için çok iyi nedenleri vardı. Osmanlı'nın soykırım planlamadığını, soykırım işlemediğini biliyoruz. Osmanlılar, ülkelerini ve halklarını düşmanlara karşı korumaya çalışıyordu.'

Ermeni Vakıflar Birliği Başkanı Surp Pırgiç:

'iki halk arasında sevgi, saygı, dostluğu büyütmeliyiz'

Ermeni Vakıflar Birliği ve Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi Vakfı Başkanı Bedros Şirinoğlu, 1915 olaylarına ilişkin, 'Meseleye siyasi saiklerle müdahil olanlar, ABD, AB ve diğer bazı ülkeleri iyi niyetli yaklaşımdan uzak görüyorum' dedi.

Şirinoğlu, 'Türkiye'de yaşayan Ermeni vatandaşlar olarak Türk, Ermeni ve uluslararası kamuoyuna seslenmek istiyoruz' diyerek şöyle devam etti:

'100 yıldan uzun bir zaman önce iki halk arasında yaşanan bazı acı ve üzüntü verici hadiselerin siyasi mercilerce ele alınarak kullanılmasını tasvip etmiyoruz. Acılarımızın gündelik siyaset tarafından araçsallaştırılmasına karşıyız. Tarihte yaşanan elim hadiseler, Ermenistan ve Türk devlet yetkilileri tarafından, yine tarafsız tarihçiler tarafından ele alınabilir. Ama meseleye siyasi saiklerle müdahil olanlar, ABD, AB ve diğer bazı ülkeleri iyi niyetli yaklaşımdan uzak görüyorum. Ermeni halkıyla empati yapmanın ön koşulu, Türk halkının onuruyla oynamak ya da Türkiye'ye yönelik hasmane tutumlar içerisine girmek olmamalıdır. Bir Türk vatandaşı olarak iki halk arasında sevgi, saygı, dostluğu büyütmeliyiz, kin ve nefrete alan açmamalıyız. Dış dünyadan yapılan siyasi müdahaleler bu arzu ve temennilere engel olmaktan başka bir işe yaramamaktadır.'

* * *

Yukarıdaki satırlarda okudunuz. ABD'li tarihçi Prof. Dr. Justin McCarthy ile Ermeni Vakıflar Birliği ve Surp Pırgiç, 'Ermeni Katliamını' kabul etmiyorlar.

ABD Başkanı Başkanı Joe Biden, 'Ermeni katliamı yapılmıştır' diyerek kime yaranmak istiyor?

Kendi vatandaşı olan tarihçi bile kabul etmiyor.

Bir başkanın sözleriyle bir millet soykırımcı olamaz. Böyle bir karar tarihi arşiv belgelerinin incelenmesi ve bilimsel çalışmalar sonucunda ancak verilebilir.

* * *

Şu bir gerçek. Türk tarihinde; araştırmalar, arşivler ve belgeler gösteriyor ki, 'Sözde Ermeni Sorunu ve Sözde Ermeni Soykırımı' diye bir olay yoktur. Osmanlı devleti tarafından Ermenilere, 'Sözde Ermeni Soykırımı' yapılmamıştır.

'Soykırım' iddiaları düpedüz bir iftiradır ve düşmanca propagandadır. Asılsız soykırım iddiasında bulunanların hiçbir dayanağı yoktur.

Ermeniler, Türk milletini işlemediği bir suçla itham ederek, dünya kamuoyu karşısında mahkum etmeye çalışmaktadırlar. Son yıllarda birçok ülke parlamentosunda sözde Ermeni soykırım iddiaları gündeme getirilerek Türkiye'nin Ermeni taleplerini kabul etmesi yönünde baskı oluşturulmaya çalışılmaktadır. Türk tarihinde ırk ayrımcılığı ve soykırım asla olmamıştır. Eğer Türkler soykırım yapsaydı, bugün Orta Asya'dan Orta Avrupa'ya kadar olan bölgede Türk'ten başka millet olmaz ve Ermeni milleti diye bir milleten de bahsedilmezdi.

* * *

Başbakanlık Devlet Arşivlerinin açıkladığı 1910-1922 yılları arasında Ermeni çetelerin yaptığı katliamların tarih ve yerleri ile katledilen Türk sayısı yer almakta.

Diyarbakır, Muş, Bitlis, Van, Erzurum, Erzincan, Kars, Ardahan, Iğdır, Trabzon, Kilis, Adana, Osmaniye, Antep, Bayburt, Ünye, Maraş başta olmak üzere birçok ilde sivil ahaliye yönelik toplu katliamlar düzenleyerek 519 bin Müslüman Türk katledilmiş.

* * *