Ligin 6. haftasında karşılaştığımız Hatayspor karşısında yine hüsran yaşadık. Bunu skor olarak demiyorum, oyun olarak da hüsranları yaşadık.
Coşkun Demirbakan ile devam ettiğimiz ligde hoca değişikliğinin hemen kendisini göstermeyeceği zaten söylemiştik. Ama oyuna bakıyoruz, saha içindeki mücadele, yardımlaşma, kazanma duygusu ve puan alma hırsı olmadığı için, hoca değişikliğinin de ileride çok fazla etkisi olmayacağını söyleyebiliriz. Bu isteksiz oyunun sebebi dışarıdadır. Çünkü saha da hala bu yönetimin değil, geçmiş yönetimlerin kurduğu takım var. Kısacası sizinle olan gönül bağları, sadece maddi yükümlük bağıdır. Bu yükümlülüğü de yerine getiremiyorsanız boşuna uğraşmayın. Umarım Coşkun hoca maçta sonra verdiği röportajda 'Bu maçta kaybettik, ama bazı şeyler kazandık' demecindeki kazancı, doğru tahlil etmiştir.
Biz gelelim önümüzdeki başka sorunlara;
Osman Taş ve yardımcı Mustafa Topkaya'nın basın açıklamaları ile birbirlerini topa tutup, birkaç gün her şeyi unutmaları, istifa edip, geri almaları, genel kurul kararı alıp ertesi gün vazgeçmeleri, 15 kişilik yönetimde dahi, birlik ve beraberliği sağlayamayanların camiadan birlik ve beraberlik istemeleri, taraftarın tesislere giderek genel kurul için baskı yapması, Diyarbakır'da otelde ödeme yapılamadığı için rehin kalmaları ve üstelik bunları kamuoyunu önünde paylaşarak, camiayı rencide eden bir yönetimin başarıyı yakalaması şansı 'uzayda su bulup, hayat vardır' demekle eşdeğerdir.
Umarım son aylarda yaşadıklarımızdan ibretle ders alınmıştır ki bu kulübe başkanlık yapacakların hangi vasıfları taşıması gerektiğini 'genel kurul isteyenlere' ve 'genel kurul üyelerine' net bir şekilde göstermiştir.
Kulübü kurtaracağız diyenlerin aslında koskoca camiayı nasıl karanlığa ittiğini de bir şekilde görebilmişizdir.
İşte bizlerde bu girdaptan nasıl çıkarız diye düşünürken, kulübe üye olmayanların bile yönetime aday olabildiğini de yaşarken görmüş olduk.
6 Ekimde genel kurulun ilk ayağı var, toplanır mı bilinmez. Nasıl bir yönetim çıkar ve bu kulüp kimlere teslim edilir bilmiyorum ama bildiğim tek bir şey var. Lütfen bu camiayı 'saygı duyulacak, onurlu mücadelesi ile anılan, Kuvayi Milliye ruhu ile ihtilal yapan, Anadolu futbolunun devrimcisi bir kulüp' olduğunu unutmadan yönetmeye talip olun.
Taraftara gelince makus kaderimiz belli oldu ve iş başa düşüyor. Kurtuluşun en büyük ve en güvenilir ayağı sizlersiniz. Sizler sakın bu direnişi bırakmayın ve takımla mücadelenin yalnızca saha da olduğunu bilerek, yeniden 1965 ve Ayder ruhuna geri dönün. Zira bu kulübü görevini kötüye kullananlar ve şehrin vurdumduymazları değil, ancak sizler kurtarırsınız.
Yeni bir direniş ve kazanız başlamış oldu, mübarek olsun.