Hatırlayacağınız gibi içinde bulunduğumuz yılın 3 Temmuz'unda Sakarya Hendek'te bulunan Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası'nda patlama meydana gelmişti. Patlama nedeniyle 7 kişi hayatını kaybederken 114 kişi yaralanmıştı. 3 Temmuz'da meydana gelen patlamanın ardından burada bulunan patlayıcıların Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı ve görevli savcıların talimatlarıyla uzman patlayıcı ekiplerle Adapazarı ilçesi Taşkısığı Mahallesi'nde bulunan taş ocağına intikali sırasında yeni bir patlama meydana gelmiş 'Patlayıcıların intikalleri esnasında patlama meydana geldi. Patlamada 3 şehidimiz, 6 yaralımız var.' açıklamasını yapan Sakarya Valisi Çetin Oktay Kaldırım aracılığı ile bu patlamayı da kamuoyu duymuştu.
Tam bizim ülkemize özgü art arda yaşanan bu trajik duruma sesi az da çıksa çalışma hayatının içinde yer alan emekçiler isyan ederken geçen hafta içinde yayımlanan bilirkişi raporu isyan etmenin ne kadar haklı olduğunu gözler önüne serdi. Bilirkişi raporunu resmî Twitter hesabından açıklayan Alpaslan Savaş'ın verdiği bilgilere göre; 'Fabrikanın Çin Mahallesi adı verilen bölgesinde bir hesaplamaya göre 10 ton, başka bir hesaplamaya göre 30 ton civarında patlayıcı var. 2 Temmuz depo kayıtlarında da 41 ton görünüyor. Bilirkişi raporu yasal olmayan depolama ve üretim yapıldığını tespit ediyor.'
Bilirkişi raporunda ayrıca şunları söylüyor; 'Patlayıcıların muhafaza edildiği depolarda olası bir parlama ve patlama için yapısal önlem yok. Depolar arasında sütre (siperlik) bulunmuyor. Depolar, güvenlik mesafesi dikkate alınmadan yapılmış. İdari binanın ikinci katının kullanım ruhsatı yok. Arazinin kuzey uç kısmında depo amaçlı kullanılan irili ufaklı barakaların ruhsat kayıtları yok. Tehlike bölgelerine uzatma kablolarıyla elektrik çekilmiş.' Daha ne desin!
Risk oranı en yüksek seviyede olan, ağır ve tehlikeli işler kapsamında çok tehlikeli bir işyeri olan fabrikada patlama öncesinde durum aynen buymuş. Adeta kaza geliyorum demiş. Buna rağmen patlamanın olduğu gün hiçbir şey olmamış gibi oğlu ile birlikte neşeli bir akşam yemeğine giden fabrikanın sahibi ne demiş; 'Suçlu iş güvenliği uzmanı ve fazla malzeme yapmaya çalışan işçilerdir' demiş!... Ve işçileri cenazelerini almadan tazminat peşine düşmekle suçlamış.
Yanlış okumadınız aynen böyle olmuş. Bu hadsiz ve ahlaksız açıklama cesaretini nerden bulmuş bu arkadaş? Üye olduğu MÜSİAD'dan mı? Arkasını sıvazlayan gizli güçlü ellerden mi? Yoksa Türkiye'de işçinin de askerin de kıymetini bu denli değersiz hale getirenlerin verdiği güvenceden mi? 7 işçi öldü, yetmedi, patlamayan malzemeyi imha etmek için taşınması sırasında yeni bir patlama oldu. 7 işçiye 3 asker daha eklendi yetmedi ve havai fişek patronu beyefendiye göre kendisinin böylesi bir olayda hiçbir sorumluluğu olmadı. Aslında doğru kendisinin hiçbir sorumluluğu yok. Kendisini bu kadar arsız hale getiren sistemin ona karşı duramayan bizlerin sorumluluğu var!.. Patron beyin kesinlikle yok!