Evrendeki her şey, kendi zıttını içinde barındırır…
Varlık hiçliği,
Doğru yanlışı,
Güzellik çirkinliği içinde barındırıyor…
Aynı şekilde,
Düzensizliğin bir düzeni,
Yanlışlığın bir yanlışı,
Hukuksuzluğun bir hukuku vardır…
Ya da şöyle söyleyelim,
Halk arasında çok kullanılır hani,
'Doğru yalan söyle de inanalım…' diye…
Biraz daha basitleştirelim…
'Bir işi kılıfına uydurmak' vardır…

***

Demek ki,
Ülke olarak öyle bir noktaya gelmişiz ki,
İktidar,
Halkı ikna etmek kaygısından çoktan vazgeçmiş…
İşte İstanbul seçimlerinin yenilenmesi için ortaya konulan karar ve bu kararın gerekçesi…
'Aynı zarfın içinden çıkan dört oy pusulasından biri hileli, diğer üçü normal…'
Bugünlerde,
Sosyal medyada dolaşan, 'tabiri caizse' bir geyik var…
'İstanbul'da bir kadın 4'üz doğurmuş…
Kocası itiraz etmiş,
Bunların üçü benden, biri değil…'

***

İnsanlar günlerdir,
Bu çarpıklığı konuşup, birbirlerine soruyorlar…
'Böyle bir şey nasıl olabilir?'
Bunu hiç kimse bilmiyor…
Açıklanabilecek bir şey değil…
Bunun bir açıklaması yok…
Ya da şöyle diyelim,
İnsan beyninin bugünkü kapasitesi, böyle bir şeyi açıklamaya yeterli değil…
5 bin yıl daha geçip,
İnsan beyni bugünkünün iki katı büyüklüğüne eriştiğinde, belki…
Evrimi tersine çeviriyoruz farkında mısınız?
Antik Yunan'dan bu tarafa geçerli olan 'mantık' bitti artık…
Ve bu evrimin öncüsü biz oluyoruz Türk milleti olarak…

***

Yine sosyal medyada sıkça paylaşılan bir aforizma…
George Orwell'e ait…
'Yasa dışı hiçbir şey yoktu…
Çünkü yasa yoktu…'