Bu cümleyi şu ara çok fazla duyuyoruz...
'Nefes alamıyorum...'
Ve bir video izliyoruz...
'Nefes alamayan bir adamın yavaş yavaş ölmesini...'
ABD'de yaşanan olayın yalnızca tek kare fotoğrafına bakabildim...
'Başından sonuna videosu var, izlesene' teklifleri hiç ilgimi çekmedi...
Bir insanın ölmesini kayıtsızca izlemek, çok da bana göre değil...
İzlersem biliyorum ki, ben de nefes alamayacağım...
ABD'de ırkçılığın ne denli bir bela olmaya devam ettiğini bir kere daha dünyanın gözlerinin önüne serdi bu olay...
Bütün bir dünyaya;
Vietnam'dan Kore'ye,
Irak'tan Suriye'ye...
Libya'dan Tunus'a;
Demokrasiyi, özgürlüğü, barışı, adaleti getireceğini vaat eden bir ülkede yaşanıyor bunlar...
ABD'de...
***
Küçük bir cep telefonu ile çekilen görüntülerin,
ABD başkanını Beyaz Saray'ın sığınağına gizlenmek zorunda bıraktığı bir dünyada yaşıyoruz artık...
'Tek taraflı iletişim artık tarih oldu...'
2000'li yıllardan önce,
ABD ve Avrupa ülkelerinin haber ajansları dünyada olup biten her şeyi, ya belirli grupların, ya siyasilerin ya da ülkelerinin çıkarlarına göre tasarlar, öyle aktarırlardı bütün dünyaya...
Ama artık internet ve sosyal medya,
Hiçbir şeyin gizli kalamayacağını gösteriyor bize...
Diğer taraftan,
Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, insanoğlunun içindeki vahşi hayvan bir türlü ıslah olmuyor...
***
Oysa ABD,
1861-1865 yılları arasında tam 4 yıl iç savaş yaşadı...
Bu savaşın iki sonucu vardı...
Birincisi, güney eyaletlerinin başını çektiği ve Washington yönetiminden ayrılıp bağımsız bir devlet olmak isteyen Konfederasyon dağıtıldı...
İkincisi de, kölelik kaldırıldı...
Kölelik 1865 yılında resmi olarak kaldırıldı ama beyaz Amerikalıların büyük bölümünün zihinlerinden ve vicdanlarından bir türlü kazınamadı...
***
Yani siz devlet olarak nasıl yasalar çıkarırsanız çıkarın,
Eğer halkın nazarında itibar görmüyorsa o yasa,
Eninde sonunda kendi kendini yok ediyor...
Toplum, nefes alamadığı anda reaksiyonu çok daha güçlü şekilde ortaya çıkıyor...
Bazen,
Sizin de nefes alamadığınız olmuyor mu?
Oluyor değil mi?