Akdeniz, Ege ve Marmara'da tarla ve bahçelerde yetiştirilen ve baharın müjdecilerinden olan bakla, fasulye gibi zeytinyağlısı, kızartması, kavurması, çorbası yapılan bir sebzedir. Tüm baklagillerde olduğu gibi protein yönünden zengin olan bakla, et tüketemeyenler için uygun bir besindir.
Baklada yüksek protein içeriğinin yanı sıra %51-68 gibi yüksek oranda karbonhidrat da bulunmaktadır. Nişasta içeriği ise % 41-53 dür. Nişasta oranı yüksek olduğu için fazla tüketildiğinde kan şekerini yükselttiği için şeker hastalarının dikkatli tüketmesi gereken bir gıdadır. Yüksek karbonhidrat içerdiği için çok tüketildiğinde mide ağrısına da yol açmaktadır.
İçeriğinde bulunan A vitamini ve bazı minerallerle cildi güzelleştirmekte ve cilt sağlığını korumaya yardımcı olmaktadır. Bol miktarda lutein içeren bakla yaşlanma döneminde ortaya çıkan hastalıklara karşı koruyucu olabilmektedir. Bakla A vitamini ve luteinle birlikte gözler için faydalıdır. B vitaminlerinden özellikle B1 (tiamin) baklada bol bulunmakta, bünyesinde bulundurduğu liflerle kalp fonksiyonunu desteklemekte, damarların elastikiyetini korumakta ve kalp riskini azaltmaktadır. Aynı zamanda bünyesinde bulunan A, B, C vitaminleri ile kanın pıhtılaşmasının önüne geçen, damar tıkanıklığını engelleyen bu sebze, kötü kolestrolü düşürüp iyi kolestrolü yükselttiğinden kalp dostu bir sebzedir.
Bütün yeşil sebzelerde olduğu gibi C vitamini içeriğiyle bazı hastalıklara yakalanmayı engeller, soğuk algınlığı, grip ve nezlenin kolay atlatılmasına yardımcı olur, üst solunum yollarını korur ve balgamın atılmasını kolaylaştırır. Bakla içerdiği demir ile kansızlığın önlenmesine yardımcı olmakta, kalsiyum ile kemik sağlığını korumakta, potasyum ile tansiyonun düşürülmesine ve bunlara bağlı olarak genel sağlığın korunmasına katkı sağlamakta, demir, fosfor ve magnezyum üçlüsü ile parkinson hastalığına yakalanma riskinin önüne geçmektedir. Kişinin dengesini ve hareket yeteneğini etkileyen bir sinir sistemi problemi olan parkinson hastalığı, dopamin hormonu üreten beyin hücrelerinin yok olmasına neden olmaktadır. Dopamin hormonu beyin ile vücuttaki kaslar arasındaki iletişimi sağlamaktadır.
Bakla ilaç diye yenilmemeli, ilaç tedavisi sürerken dengeli ve sağlıklı bir beslenme programına uygun miktarda tüketilmelidir. İlaç tedavisi ile birlikte fazla miktarda bakla tüketilirse vücutta fazla doz alınmış ilaç etkisi yaparak istem dışı kasılmalar meydana gelmektedir. Bakla, hafıza ve belleğin güçlenmesine yardım ederek Alzheimere yakalanma riskini azaltmaktadır.
Bol lif, düşük kolestrol içerdiği için kilo kontrolü sağlayan, kalp-damar sağlığını destekleyen, kan şekerini düzenleyip, çözünebilen liflerle kötü kolestrolü düşüren bir sebzedir. Böbreklerin fonksiyonlarını düzenleyerek verimli çalışmasını desteklemekte, böbreklerde kum ve taşın atılmasını kolaylaştırmakta, idrar yollarının temizlenmesine yardımcı olmaktadır. Böbreklere çok faydalı bir sebze olduğu için, böbreklerinden rahatsız olan kişilerin tüketmesi faydalıdır. Düşük kalorili, yüksek proteinli, lif içeriği yüksek olan bakla aynı zamanda iyi bir diyet yiyeceğidir. Vücutta su tutma özelliği olduğu için 4-7 yaş çocuklarının, şeker hastalarının, parkinson hastalarının çok dikkatli tüketmesi gereken bir gıdadır. Birkaç gün bekleyen bakla yemeği, karaciğeri yorduğu için baklanın pişirildiği gün tüketilmesini önerilir.