Bursa'da cami müezzini, bir mağazada kadın soyunma kabininde video çekerken yakalanmış.
Kadın soyunma kabininde çıplakken, birinin fotoğraf ve videosunu çektiğini fark etmiş. Kadının çığlığı üzerine adam kaçmış, fakat mağazadaki güvenlik görevlileri adamı yakalamış.
Polis merkez amirliğine götürülmüş. Müezzinin telefonuna bakıldığında benzer videolara da rastlanmış.
Müezzin daha önce de Almanya'da Gundelshem DİTİB Selimiye Camii'nde beş yıl görev yapmış.
Polis merkezinde ifadesi alınan müezzin tutuklanmış.
***
Din görevlileri halka rol model olacak kişilerilerdir.
İmam cemaat tarafından, din konusunda günah ve sevabı iyi bilen bilge kişi olarak görülür.
Yapılacak ve yapılmayacak konular hakkında ilk önce hocaya danışılır.
Hocanın yapılacak ve yapılmayacak konular hakkında iyi bilgisi olduğu düşünülür. Bazen yanlış yapılan bir eylemde doğru görülebilir.
Kibarca, imam esnerse cemaat uyur.
İMAM ESNERSE SİZ UYUMAYIN
Vaktiyle dini hassasiyeti olan bir köyün genç ama şişman imamı, bir öğle namazının farzını kıldırırken secdede kendine hakim olamayıp yüksek perdeden yellenmiş. O anda cemaatin tepkisini düşünüp Selam vererek namaz bozmamış ve henüz cemaat secdede iken usulca aradan süzülüp evine varmış.
Hanım, demiş, pahada ağır yükte hafif ne varsa al, kaçıyoruz; gerisini yolda anlatırım.
Gidiş o gidiş; yıllarca imam geri dönüp bakmamış. Ama ne var ki hanımın yıldan yıla durumu artmış. Çoluk çocukla birlikte kadının takazası da büyümüş:
Bey, bizim o köyde tavuğumuz, koyunumuz var idi. Evimiz kim bilir ne oldu? Çeyizimi senin yüzünden Kaybettik, eşyalarımızı heder ettin…
İmam efendinin canına tak edince bir gün,
Peki demiş, hatun, gidip şu köyü bir yoklayayım.
Merkep sırtında iki günlük yoldan sonra içi titreyerek köyün yamacına varmış. Hep 'ya hala beni tanıyan ve o günü hatırlayan var ise!' diye düşünüyormuş. Köyün yoluna saptığında 10-12 yaşlarında Bir çocuğun kuzu otlattığını görmüş. Biraz istihbarat toplamak için yanına yaklaşıp selam verdikten Sonra sormuş:
Sen bu köyden misin evlat?
Evet amca!
Falanca ne yapıyor?
O mu, sizlere ömür amca, geçen yıl kaybettik?
Öyle miii? vah vah, Allah rahmet eylesin (içinden de 'oh oh!' diyormuş.)
Ya falanca?
Üzerinize afiyet o kötürüm oldu, evden çıkamıyor.
Tüh tüh tüh! Allah şifa versin! (yine içinden 'oh oh' çekmiş.)
Feşmekanca adam iyi mi peki?
Sorma amca, onun da gözlerine kara su indi, kimseyi göremiyor?!
Eyvah, eyvah, eyvah! Ne hoş insandı!
İmam böyle böyle 'vah vah, tüh tüh, oh oh!' diyerek bütün cemaati saymış. Hepsi ya yatalak, ya göçkün, ya ama… içi rahatlamış ve 'artık huzur-ı kalp ile köye gidip mallarımı isteyebilirim!' diye düşünerek çocuğa veda ederken gönlünü almak için başını okşamış ve sormuş:
Aferin sana delikanlı, kaç yaşındasın sen bakayım!?
Valla amca yaşımı bilmiyorum ama imamın os..duğu sene doğmuşum!