Yazılarımda zaman zaman Eskişehir'in lobisinin olmadığını belirtirim.

Birçok ilimiz Ankara'da oluşturdukları güçlü lobileri ile mensup oldukları şehirleri adına çeşitli kazanımlar sağlamışlardır.

Durum geçmişte de öyleydi bugün de aynı.

Bakanlıklardan istediklerini kopartıyorlar.

Eskişehir'in ise o gücü olmadığı için pek çok sorunu çözülemiyor.

Evet, AK Parti'nin Eskişehir'den seçilmiş üç milletvekili var.

Üçünün de gücü farklı.

Ancak bazen o milletvekillerinin de gücü yetmeyebiliyor.

Eskişehir'in Ankara da olduğu gibi Tıpkı Türkiye'nin de yurt dışında lobisi yok.

Bazı ülkeler Türkiye'yi 'Müslüman bir ülke' olduğu, bazıları da Türkiye'ye istedikleri dayatmaları yaptıramadıkları için sevmiyor.

Bazı Müslüman ülkeler bile Türkiye ile iş birliği yapmak yerine Türkiye karşıtı ülkelerle iş birliği yapıyorlar.

Başımıza gelen kötü olaylarda anında birlik olabiliyoruz.

Her ne kadar siyasi partilerin liderleri bir birlerini sert dille eleştirse de gerek genel başkanlar gerekse tüm ülke insanı dış güçlere karşı tek yumruk olabiliyoruz.

Önemli olan da bu…

Buradan şuraya gelmek istiyorum.

Eskişehir Sanayi Odası Dünyanın dört bir yanından, 33 farklı ülkeden gönderilen yüzlerce proje arasında finale kalmayı başaran ESO, 22-25 Kasım 2021 tarihlerinde Dubai'de gerçekleştirilen finallerde ülkemizi temsil etti.

ESO'nun projesi '2021 Dünya Odalar Yarışması'nda SHAREBOX projesiyle finallere kalarak önemli bir başarıya imza atmıştı.

* * *

SHAREBOX projesi daha önce Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin (TOBB) düzenlediği yarışmada birinci olmuş, ESO Başkanı Celalettin Kesikbaş birincilik ödülünü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın elinden almıştı.

ESO'nun projesi finale kalan dört proje içerisinde en iyisi olmasına rağmen, projesi hayata geçmemesine rağmen ödülün İngiltere'ye gitmesinin 'güçlü lobicilik faaliyeti' olarak değerlendirildi.

Birincilik hakkı Eskişehir Sanayi Odası'nın projesi olmasına rağmen yurt dışında güçlü lobimiz olmadığı için ödül İngiltere'ye verildi.

Sanayi Odası Başkanı Celalettin Kesikbaş'ta bu konuya dikkat çekmiş.

Finale kalmanın bile fazlasıyla önemli olduğuna vurgu yapan Kesikbaş, şöyle bir değerlendirmede bulunmuş:

'1'incilik ödülünün Eskişehir Sanayi Odası'nın projesinin hakkı idi. İngiltere'nin de projesi bizimkine çok benzeyen bir projeydi ama mesela onlarda çıktılar yoktu, bu kadar ölçülmüş sonuçlar yoktu. Daha proje başlangıç aşaması demeyeyim ama hani bizim geldiğimiz noktanın gerisindeydi. O proje de iyiydi ama henüz daha sonuçları yoktu. Güçlü lobileri var, lobiyle aldılar yani. Bütçeleri de çok yüksekti onların, yaklaşık olarak on milyon poundluk bütçe almışlar ve arkalarında çok büyük bir devlet desteği de vardı bu konuda. Şunu bir kez daha söyleyeyim, İngiltere ile aramızdaki tek fark, onlar daha başlangıç kısmındalar ve net sonuçları yoktu ama oradaki herkes şunu söyledi: İngiliz lobisi yüzünden Eskişehir birinci olamadı. Ama bu işte kaybeden veya kazanan yok. Ama biz isterdik tabii, birinci olmak çok arzuladığım bir şeydi.'

* * *

Kesikbaş'ın değerlendirmeleri içerisinde yer alan şu sözü dikkatimi çekti.

'Bütçeleri de çok yüksekti onların, yaklaşık olarak on milyon poundluk bütçe almışlar ve arkalarında çok büyük bir devlet desteği de vardı bu konuda.'

Dünya devleri arasında kıt bütçeyle yarışarak finale kalmak bile çok büyük başarı.

Ancak devlet bu tür yarışmalarda kurumlara maddi destek olmalı.

İngiltere devleti kendi ülkesinden yarışmaya giren projeye nasıl destek veriyorsa Türkiye Cumhuriyeti de bu tür destekler vermeli.

Güçlü devlet olduğumuzun göstergesi de uluslararası yarışmalarda ülkenin maddi manevi arkasında olmasıdır.

450 BİN TONLUK ÇÖP, ÇÖP OLMAKTAN KURTULDU

SHAREBOX projesinin klasik geri dönüşüm işinden çok daha kapsamlı olduğunu ifade eden Kesikbaş, proje hakkında şu bilgileri verdi:

'Proje bir Avrupa Birliği Projesi ve Eskişehir Sanayi Odası da Avrupa Birliği Projesinin önemli bir paydaşı. SHAREBOX projenin adı ve projenin uygulama kısmı Eskişehir Sanayi Odası tarafından gerçekleştiriliyor ve veriler bu projeye Eskişehir Sanayi Odası'ndan gidiyor. Aslında baktığınız zaman bir simbiyoz projesi. Sizin çıkan hammadde atığınız aslında benim hammaddem olabiliyor. Ama biz normal klasik bir dönüşümde neyi ayrıştırıyoruz? Plastik, pet, işte evdeki kağıt, fabrikadaki ne bileyim metal prosesinden çıkan hurdalar. Genel olarak bunları geri dönüşüm dediğimiz tesisler alıyorlar, ayrıştırıyorlar, satıyorlar; ama bu proje onun bir adım üstü. Burada tuğla fabrikasından çıkan kırıklardan tutun da bisküvi fabrikasında çıkan kırıklara kadar, bunun haricinde işte metal prosesinde çıkan metallerin doğru karışımlarla farklı bir görünüm haline getirilmesine kadar ya da tekstilde çıkan kırpıntıların veya tekstil atıklarının alınıp başka bir prosesin hammaddesi haline getirilmesine kadar ya da madencilik sektöründe mesela mermerin küçük küçük parçaları vardır, onların ince toz haline getirilip oradan zemin döşemesi, karo döşemesi, yer döşemesi haline getirilmesine kadar pek çok alanda hammadde olarak kullanabiliyorsunuz. Yani plastik, metal ve demirin haricindeki malzemeler aslında bütünleşik olarak bir geri dönüşüm alt yapısı. 2020 yılında yaklaşık olarak dört yüz elli bin tonluk bir çöp, çöp olmaktan kurtuldu. Bu şekilde ya enerji ya da başka bir firmanın hammaddesi olarak kullanıldı ki, dört yüz elli bin ton ciddi bir rakam'.

KARBON MİKTARININ YÜZDE 16'SINI DIŞARI SALMADIK

Bugün artık dünya da 'Karbon Salımını' düşürmek için mücadele veriliyor.

Eskişehir Sanayi Odası da Karbon emisyonu deyip duruyoruz ya. Şu anda bu projeyle Eskişehir'in toplam yüzde 16'sına denk gelecek bir karbon salınımını önlemiş. 2050'de bizim karbon emisyonumuzun Paris Anlaşması Sözleşmesiyle birlikte sıfır olması bekleniyor. 2030'da yüzde 40'a ulaşması için çalışmalar yapılıyor. Bu projenin başlangıç seviyesinde 2020'de ulaşılan seviye yüzde 16. Bu tamamen sanayiyle ilgili, kentin içerisindeki karbon salınımı işin içinde yok.

64 bin 160 aracın karbon salınım miktarına eşit

2020 yılında geliştirilen proje ile 5 bin tane futbol sahası büyüklüğünde bir alan da tahrip edilmekten kurtarılmış. Yaklaşık olarak 217 tane olimpik havuzu doldurabilecek suyun enerji maliyetine ya da 63 bin 577 tane evin enerji maliyetine eşit veya 64 bin 160 aracın karbon salınım miktarına eşit bu çalışma.

* * *

Dünya da yaşanan iklim değişikliğinin yarattığı tahribatı son yıllarda daha net olarak görmeye başladık.

Bu nedenle böylesine çok çok önemli bir 'çevreci projeyi' gerçekleştiren Sanayi Odası ile paydaşlarına ne kadar teşekkür etsek yetmez.

Şimdi önemli olan bu projenin tüm illerimizde uygulanabilmesi…

ESO gerçekleştirdiğine göre diğer illerdeki Sanayi ve Sanayi-Ticaret Odaları da gerçekleştirebilir.

Bunun için bazı illerin ekonomik güçleri yetmeyebilir.

O illere de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı destek olmalı.

* * *

SANATÇI BAŞKANA 'ONUR' ÖDÜLÜ

Eskişehir Sanat Ödülleri'nde Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'e onur ödülü verilmiş.

Yılmaz Büyükerşen akademisyen kökenli.

Aynı zamanda sanatçı…

Türkiye'de görevde başka sanatçı belediye başkanı var mı?

O konuda bilgim yok.

Geçmişte Fatma Girik vardı.

Türk Sinemasının efsane sanatçısı Fatma Girik de 1989 seçimlerinin ardından Sosyal Demokrat Halkçı Parti'sinden Şişli Belediye Başkanlığına seçilmişti.

Sanatçı ruhlu kişilerden sizin gördüğünüz şeyi görmesini veya onun gördüğü bir şeyi sizin görmenizi bekleyemezsiniz. Bembeyaz bir fonda bile çok farklı dünyalar yaratabilirler.

İşte Yılmaz Büyükerşen'e birileri her ne kadar farklı şeyler söyleseler de yukarıda yazdığım tarife çok uyuyor.

Her ne kadar birileri Eskişehir'e kazandırdığı ve şehri adeta gelin süsler gibi süslediği o heykeller şehrimize ilk kez gelen yerli, yabancı turistlerin en çok ilgisini çekiyor.

Eskişehir'i diğer illerden farklı yapan da o sanatsal heykeller değil mi?

Yazımı okuyanlar içerisinde Yılmaz Büyükerşen'i 'Amma da övmüşsün. Bir çıkarın mı veya beklentin mi?' var diyebilirler.

Bir çıkarım veya beklentim yok.

İşe girecek ne oğlum ne de kızım var…

Meslekte 48. Yılıma giriyorum.

Emekliyim bir iş beklentim de yok.

'Peki, o zaman niye bu kadar övdün?' diye sorarsanız.

Övgüyü hak ediyor.

Hafta sonları Türkiye'nin farklı illerinden gelerek Eskişehir'i gezen turistlerle sohbet edin.

Bakın neler anlatacaklar.

Para verseniz söyletemezsiniz.

* * *

Eskişehir Sanat Derneği tarafından düzenlenen Eskişehir'de sanatın birçok alanında üretimde bulunan sanatçıların ödüllendirildiği gecede Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, '2021 Yunus Emre Yılına' çağdaş bir bakışla yaklaşarak, yıl içinde birçok etkinlikle ünlü halk ozanımız Yunus Emre'ye sahip çıktığı için '2021 Yılı Yunus Emre Onur Ödülü' ile ödüllendirilmiş.

Yılmaz Hoca'nın bugüne kadar sayısını tam olarak bilemediğim çok sayıda ödülü var…

Hepsi de elbette ki bir birinden önemlidir.

Ancak bana göre Eskişehir Sanat Derneği tarafından verilen '2021 Yılı Yunus Emre Onur Ödülü' daha kıymetli.

Çünkü Anadolu'nun Türk – İslam kültürlerinin birleşmesini sağlayan oldukça önemli isimlerden biri olan Yunus Emre tasavvuf şiirinin ve arı Türkçe'nin en önemli temsilcisi…

Anadolu'nun dört bir yanında tanınmış olan Türk ozanlarından biridir.

Yunus Emre, edebiyatımızda Türk şiirinin tarihinde önemli bir yere sahip.

Üstelik her ne kadar bugün başka illerde sahiplenmeye çalışsa da Eskişehirli ve mezarı da Mihalıççık İlçesi'nin eski adıyla Sarıköy bugün ise Yunus Emre mahallesinde.

Ölümünün üzerinden 700 yıl geçmesine rağmen capcanlı eserleri ve sözleriyle insanlık yoluna ışık tutmaya devam eden Yunus Emre'nin evrensel anlam taşıyan, herkesin bir parça kendini bulabileceği ibretlik sözleri ve şiirleri yüzyıllar sonra da bugün hala insanların dillerinde ve gönüllerinde.

* * *

İşte böyle önemli bir değerimize sahip çıktığı için Eskişehir Sanat Derneği tarafından bu ödülü, almış olduğu ödüllerin arasında en değerlisi olduğunu düşünüyorum.

* * *

Ayrıca Eskişehir Senfoni Orkestrasına da Şehir Tiyatroları iş birliği ile sahnelediği 2021 Yılı Yunus Emre Özel Konseri nedeniyle '2021 Yılı Yunus Emre Müzik Ödülü' verilmiş.

Bu ince düşüncesinden ve 'Bizim Yunus' dediğimiz Büyük Halk Ozanı Yunus Emre'ye değer verdiklerinden dolayı Eskişehir Sanat Derneği'nin Başkanı Şahabettin Tosuner ile dernek yöneticilerini de ayrıca kutluyorum.

* * *

FIKRA:

Uğursuz

Garip dervişin biri büyük bir köşkün önünden geçerken 'av meraklısı ve zalim' olan bey, yardımcıları ile ava gitmek için evden çıkıyorlardı. Dervişle selamlaştılar. Aksilik bu ya o gün hiç bir şey vuramadan dönerler. Bey çok sinirlidir:
-Sabah ava giderken karşılaştığımız o dervişi bulun çabuk! Onun yüzünden işlerim ters gitti. Uğursuzu getirin bana!
Yardımcıları hemen dervişi bulup beyin huzuruna çıkarırlar. Bey kükrer:
-Bre uğursuz adam! Senin yüzünden elimiz boş geldik! Hiçbir şey vuramadık! Tez vurun kellesini!
Derviş, beye şöyle der:
- Beyim sabah selamlaştık. Siz hiçbir şey vuramadınız. Ben ise kellemi kaybediyorum. Siz söyleyin, hangimiz daha uğursuzuz?

* * *