Eskişehir'in önde gelen sanayi kuruluşu Türkiye Lokomotif ve Motor Sanayi A.Ş.'nin (TÜLOMSAŞ) 4 Mart 2020 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 2186 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı gereğince TCDD'nin bağlı ortaklıkları olan TÜLOMSAŞ, TÜDEMSAŞ ve TÜVASAŞ'ın birleştirilmesi ile kurulan Ankara merkezli Türkiye Raylı Sistemler Anonim Şirketi (TÜRASAŞ)'a bağlandı.

TÜLOMSAŞ'ın geçmişte neler yaptıklarını biliyorduk.

Bu nedenle TÜLOMSAŞ'ın TÜRASAŞ'a bağlanmasının yanlış olacağını yazmıştık.

'Bu birleştirme operasyonuyla Eskişehir'den çıkan 126 yıllık bir Türkiye markası yok ediliyor. Yüksek hızlı trenlerin yerli üretimine çok büyük darbe vuruluyor' demiştik.

Hatta CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, aralarında TÜLOMSAŞ'ın da bulunduğu 3 sanayi kuruluşunun birleştirilmesine yönelik endişeleri TBMM kürsüsünden paylaşarak, 'Bu birleştirme operasyonuyla Eskişehir'den çıkan 126 yıllık bir Türkiye markası yok ediliyor. Yüksek hızlı trenlerin yerli üretimine çok büyük darbe vuruluyor. Eskişehir'deki TÜLOMSAŞ'ın, Adapazarı'ndaki, Sivas'daki yerli ve millî tesislerimizin aynı tank palet fabrikasının özelleştirilmesinde olduğu gibi, yurt dışında bir yerlere pazarlanacağından, peşkeş çekileceğinden endişe duymaktayız. Birleşmenin amacı buysa, bu Eskişehir'e ve Türkiye'ye ihanet olacaktır. Yol yakınken bu adımdan vazgeçin' demişti.

KOSKOCA SANAYİ TESİSİ PASİFLEŞTİRİLDİ Mİ?

Eskişehir'de bir asrı aşkın süredir faaliyet gösteren, ilk buharlı lokomotif 'Karakurt'u' ve ilk milli otomobil 'Devrim'i' üreten Türkiye Lokomotif ve Motor Sanayi AŞ (TÜLOMSAŞ) Van Gölü Feribotunun da motorunu da üreterek bir ilke daha imza atmıştı.

Avrupa'dan getirilip hizmete giren hızlı trenlerin Türkiye'de sefere başlaması nedeniyle düzenlenen törende ve daha sonra yapılan lansmanında, yerli hızlı tren setlerinin 2019 yılından itibaren Türkiye'de ve TÜLOMSAŞ'da yapılacağı gündeme getirilmişti…

Maalesef daha sonra TÜLOMSAŞ bu projenin içerisinden çıkarılmıştı.

Böylece bir asırdan fazla hizmet vermekte olan TÜLOMSAŞ giderek pasifleştirildi.

TÜLOMSAŞ'ın anonim şirket olarak dünyayla rekabet halinde olan bu koskoca tesis şimdi sade bir bölge müdürlüğüne indirgendi.

Rekabet gücünü, üretim ve teknoloji kapasitesini yitirmek üzere. Yıllarca elektrikli lokomotif, ana hat ve manevra lokomotifi, hibrit lokomotif, yük ve cevher vagonları üretti. Yüksek hızlı tren tasarımı yapıyordu. Şimdi, fabrika pasif durumda bekliyor.

Teknolojinin henüz emeklediği dönemlerde TÜLOMSAŞ, Devrim otomobilinin destansı hikayesini yazan, ilk buharlı lokomotifimiz Karakurt'u üreten yerdir.

Asırlık birikimiyle ilklere imza attı, dizel ve elektrikli lokomotifler üretmeyi başardı, kendi tasarımı platformları dünya devleriyle ortak üretime geçirdi, kamunun ilk AR-GE merkezini kurdu.

TÜLOMSAŞ kendi yüksek hızlı trenlerimizi üretme yeteneğine sahip, dünya devlerinin ortaklık için kapıda beklediği bir Türkiye markasıydı.

Yüzlerce demiryolu emekçisinin dünyayla rekabet içinde üretme heyecanıyla çalıştığı yerdi TÜLOMSAŞ.

Ama artık o TÜLOMSAŞ yok.

Şimdi ise bir asrı aşkın süredir Eskişehir'de faaliyet gösterirken Cumhurbaşkanı kararnamesiyle Ankara'da kurulan Türkiye Raylı Sistemler Anonim Şirketi (TÜRASAŞ)'a bağlanan Türkiye'nin önde gelen sanayi kuruluşu olan eski adıyla TÜLOMSAŞ'ın bugün ne yaptığını bilen var mı?

1,5 YILI AŞKIN SÜREDE NE YAPILDI?

Geçmişte TÜLOMSAŞ Genel Müdürleri yılda üç-dört kez basın toplantısı yaparak gerçekleştirdikleri üretimler hakkında bilgi verirlerdi.

Bugün ise adeta kapalı kutu…

TÜRASAŞ olmasının üzerinden 1,5 yılı aşkın süre geçti.

Bu süre içerisinde geçmişte üretimi gerçekleştirilen lokomotiflerden hangisini üretti?

Veya üretimi gerçekleştirdiği ne var?

Yoksa koskoca sanayi kuruluşu 1,5 yılı aşkın süredir yatıyor mu?

HANGİSİNİ GERÇEKLEŞTİRDİ?

TÜRSAŞ Eskişehir Bölge Müdürlüğü internet sitesinde şöyle bir bilgilendirme var. Onu da sizlerle paylaşıyorum:

'TÜRASAŞ Eskişehir Bölge Müdürlüğü'nün temel faaliyet alanları çeşitli tipte (dizel hidrolik, dizel elektrikli, elektrikli, hibrit) lokomotif, yük vagonu, cer motoru, boji, tekerlek takımı, dizel motor üretimi ile bakım ve onarım faaliyetleridir.

TÜRASAŞ Eskişehir Bölge Müdürlüğü, Avrupa Birliği (AB) standartlarında aynı anda iki farklı tipte ayda 2 adet Dizel Elektrikli, 4 adet Elektrikli Lokomotif üretim yapabilme kabiliyeti ile birlikte; haftada 1 dizel motor üretimi ve 2 lokomotif revizyonu, yine günde üç adet yük vagonu ve 2 adet cer motoru imalatı yapma kapasitesine sahiptir. AB standartlarında, TSI sertifikalı, yeni teknolojiye sahip %100 yerli tasarım ve % 90 yerli oranı ile çeşitli tipte yük vagonu imal etmektedir. TÜRASAŞ Eskişehir Bölge Müdürlüğü, yük vagonlarının bakım-onarım ve revizyonu için bir gereklilik olan ECM sertifikasyonuna da sahiptir.'

* * *

Böylesine önemli bir alt yapıya sahip TÜRASAŞ'ta 1,5 yılı aşkın süre içerisinde nelerin üretimi gerçekleştirildiği konusunda Bölge Müdürlüğü bir açıklama gönderir ya da bir basın toplantısıyla bizleri aydınlatırsa, Eskişehir kamuoyu da bilgi sahibi olur.

* * *

Turistleri ilçelere de götürmeliyiz
Son yıllarda Eskişehir'e ciddi anlamda turist gelmeye başladı…
Odunpazarı'ndaki tarihi evler bölgesine ve Atlıhan Çarşısına gittiğimizde bunu görebiliyoruz…
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'in Odunpazarında açtığı 'Balmumu Heykelleri, Kurtuluş ve Cam el sanatları müzesi'.

Büyükşehir Belediyesi tarafından Eskişehir turizminin kalbi konumunda olan Tarihi Odunpazarı Bölgesi'nde Kentsel Gelişim Projesi kapsamında Hamam ve Hamam Müzesi ile Sanat Sokağı çalışmaları devam ediyor. Çalışmalar tamamlandığında Odunpazarı'na büyük hareketlilik getirecek alanlar ve mekanlar sayesinde Eskişehir turizmi yeni bir nostaljik cazibe merkezi daha kazanmış olacak.
Odunpazarı tarihi bölge de Odunpazarı Belediyesi'nin 'Daktilo' ve 'Lületaşı', 'Ahşap Eserler', 'Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu Kırım Tatar', 'Osman Yaşar Tanaçan Fotoğraf', 'Yeşil Efendi Konağı Atatürk İle Bir Gün', AÜ'nün 'Cumhuriyet Tarihi', 'OMM Modern Müze', ETO'nun 'Ticaret ve Sanayi' müzeleri Eskişehir'e gelen yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor.

Binlerce kişi müzeleri ziyaret ediyor.

Daha sonra 'Kent ve Sazova' parklarını geziyorlar.

Akşamları da barlar sokağında eğleniyorlar.
Gündüz baktığımızda sanki şehir yerli ve yabancı turistler tarafından işgal edilmiş!
Ama akşamın belli saatinden sonra o yabancıları göremiyoruz…
Sanırsınız ki hepsi gece konaklayacakları otellere gittiler…
Hayır…
Barlar sokağı son durakları oluyor…
Gecenin 24.00'üne kadar burada eğlendikten sonra geldikleri otobüslerle memleketlerine dönüyorlar…
Kalanlar yok mu?
Onlar iki elin parmak sayısını geçmiyor…
Gelen turistler sadece şehir merkezini geziyorlar…
İlçelerdeki tarihi turistik yerlere gitmiyorlar…
Neden gitmiyorlar?
Çünkü konaklayacakları tesisler yok…
İkincisi, özellikle Frig Vadisini gezecekleri doğru dürüst bir yol yok…
Frig Vadisini gezmek için gelen turistler ilçelerde veya tarihi köylerde konaklama yerleri olmadığı için bir günde ne kadar gezebiliyorlarsa sonrasında Eskişehir'e geri dönüyorlar…
Her gün de Eskişehir'e gidip gelmek hem yorucu hem de ekonomik açıdan maliyetli…
Geçtiğimiz gün Gürleyik ve Tarihi Varlıkları Koruma Geliştirme Derneği Başkanı Halit Gürsoy, Seyyar Tuhafiyeciler Odası Başkanı Ali Sefa Şen'i ziyarete gelmiş.
Bende bir konu hakkında bilgi almak için gittiğimde Sefa başkanın makamında karşılaştık.
Gürsoy, Eskişehir'e gelen turistlerin sadece şehir merkezini dolaştığını, ilçeleri ve ilçelerdeki tarihi turistik yerleri ziyaret etmediğini söyleyerek AK Parti Milletvekillerinden bahar mevsimine kadar özellikle Frig Vadisi'nin yolunun yapılmasını talep ettiklerini söyledi.
Seyyar Tuhafiyeciler Odası Başkanı Şen'de, Eskişehir'de günübirlik turizm yerine, yatılı turizmin artırılmasını vurguladı.
Şen,'Bunun için de Frig Vadisi, Gürleyik gibi doğal güzelliklerimizi daha çok tanıtmalıyız. Şehrimize ciddi manada turist gelemeye başladı. Ancak gelen turistlerin ziyaretleri günübirlik oluyor. Bölgemizde, şehrimizde gerçekten doğa harikası yerler var. Turizm şirketleri ve rehberlerin buraların da görülmesini sağlaması gerek. Yatılı turistin gelmesi esnafımızın kazancı açısında da çok önemli' dedi.
Çok haklı…
Ama yukarıda da vurguladım…
İlçelerde, köylerde tesis yok!

İlçelerimizin her tarafı buram buram tarih kokuyor…
Özellikle de yabancı turist gidip bu tarihi bölgeyi görmek, fotoğraflamak istiyor…
İstiyor ama kalacak tesis yok!
İşte bu nedenle gelmiyor…
En azından ilçelerde pansiyon veya butik oteller olsa, gelen turist bir hafta rahat kalır…
Özellikle Frig Vadisi bölgesinde olan ilçelerimizin belediye başkanları bu konuda adım atmalı…
Bir belediye başkanı yapsa, onu gören diğer ilçe belediye başkanları da yapacaktır…
Bakalım o ilk adımı kim atacak?

* * *

İşte beklenen o ilk adımı Sivrihisar Belediyesi attı.

Sivrihisar Belediye Başkanı Hamid Yüzügüllü ilçesinde bu sorunu çözdü.

İlçe merkezinde restorasyonunu yaptırdığı tarihi binayı otel olarak hizmete açtı.
Darısı diğer belediye başkanlarımıza…

* * *

'Türkiye, martta baskın seçim görebilir'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yılın son Kabine toplantısının ardından kurdaki dalgalanmaları durdurmak için 10 maddelik tedbirleri açıkladı. Erdoğan'ın açıkladığı tedbirlerden TL mevduatlarına kur farkı ayarı hamlesine piyasalar olumlu tepki verdi. Bu sistemin açıklanması sonrası 18,43 ile rekor kıran dolar kısa süre içerinde Türk Lirası karşısında büyük kayıp yaşayarak 11,20 seviyesine geriledi. Hükümetin yeni hamlesini değerlendiren MAK Danışmanlık Şirketi sahibi ve kamuoyu araştırmacısı Mehmet Ali Kulat erken seçim öngörüsünü daha ileri bir noktaya taşıyarak baskın seçim yapılacağını belirtti.

YENİ DÜZENLEMENİN ZAMANLAMASINA DİKKAT ÇEKTİ

DW Türkçe'ye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çıkışlarının siyasi boyutlarını değerlendiren Kulat, Türk Lirası mevduatlarının döviz kurları karşısında korunmasına dönük yeni ekonomik kararların muhalefetin yüksek döviz kurlarını işaret edip 'Türkiye yönetilemiyor' eleştirilerinin yükseldiği bir döneme denk geldiğine dikkat çekiyor.

'EKONOMİ BAŞIBOŞ ALGISI TOPLUMDA KARŞILIK BULMUŞTU'

Kulat, 'Uzunca bir süredir tamamen kontrolsüz gelişen döviz fiyatları ve piyasanın sahipsiz görünümü muhalefete ciddi bir alan açmıştı. Muhalefet sahada ciddi bir şekilde 'Türkiye'de yönetici yok. Yönetim yok. Ekonomi tamamen başıboş' izlemini oluşturuyordu. Bu algı da ciddi şekilde toplumda karşılık bulmuştu' diyor.

'TÜRKİYE BASKINDAN DA BASKIN MARTTA SEÇİM GÖREBİLİR'

Dövize endeksli mevduat sistemi ilgili değerlendirmelerde bulunan Kulat, şu değerlendirmeyi yaptı:

'Erdoğan, üç-beş ay süren bir istikrar çıkartabilirse buradan, emeklilere ve memurlara enflasyonun üstünde bir maaş zammı verebilirse ekonomik kurtuluş savaşını kazandığı imajı verebilir. Türkiye; baskından da baskın martta bir seçim görebilir.'

'TÜRKİYE ADI KONMAMIŞ BİR SEÇİM ORTAMINA GİRDİ'

Döviz düştü diye vatandaşın mutlu olmadığını iddia eden Kulat, 'Türk Lirası eriyordu. İnsanlar, tabiri caizse kefen parası olarak biriktirdiği parayı, emekli maaşını, üç-beş kuruş harçlığını dövize yatırdı. Şimdi mağdurlar. Zannedildiği gibi döviz düştü diye toplum mutlu olmuş değil. Toplumu mutlu eden, istikrardır. -Siz paranızı TL'de tutun, paranızı çekmek istediğiniz zaman reel dövizin karşılığı para veririm size- diyen bir sistem var karşımızda. Bu sürdürülebilir bir durum değil. Türkiye adı konmamış bir seçim ortamına girdi zaten. Bütün kamuoyu anketleri AK Parti'nin kaybetme ihtimalinden söz ediyordu ki, Erdoğan kritik bir hamle yaptı' dedi.

* * *

Şahsen ben Mehmet Ali Kulat'ın 'Martta erken seçim olabilir' düşüncesine katılmıyorum.

Üç ay içerisinde erken veya baskın seçim olma ihtimali zayıf.

Daha TBMM'den çıkacak kanunlar var.

EYT, KHK mağdurlarının mağduriyetleri giderilmeden ve 3 bin 600 ek gösterge çıkarılmadan erken seçime gidilmesi bence hayaldir…

Haziran da ise bir ihtimal…

Kasım da olma ihtimalini daha yüksek görüyorum.

* * *