Bağlar bölgesinde yaşanan elektrik kesintisinden dolayı dün sabah ikili eğitim yapan Ülkü, Hürriyet ve Mithatpaşa İlkokulllarındaki öğrencileri ilk derslerini karanlıkta ve soğuk ortamda yapmak zorunda kaldı.

SOĞUKTA DERS İŞLEDİLER
Yaşanan bu duruma isyan eden bazı veliler çocuklarını okuldan alıp eve götürdü. Önceki günde aynı okullar ile İkieylül, Namık Kemal Ortaokulları ve Mehmetçik Anadolu Lisesi'nde elektrik kesintisi yüzünden kaloriferler yanmadığı için gün boyunca çocuklara soğukta eğitim verildi. İl Milli Eğitim Müdürlüğünün izniyle İkieylül Ortaokulu'nda eğitim gören çocuklar 3 saat 15 dakika erken evlerine gönderildi. (19.15 yerine 16.00'da) Teknolojik bir çağda elektrik kesintileri yüzünden kent merkezinde binlerce öğrencinin 'karanlıkta üşümeli eğitim' yapması tepkilere neden oldu. İki günde yaşanan elektrik kesintileri Bağlar bölgesindeki okullarda eğitimi felçe uğrattı.

VELİLER İSYAN ETTİ
Bu konuda beni arayan veliler ve eğitimciler; kış ortamında elektrik onarım çalışmalarının haftasonu yapılması gerektiğini belirterek; 'OEDAŞ yüzünden Pazartesi günü çocuklarımız soğuk bir ortamda eğitim yapmak zorunda kaldı. Dünde ilk derslerini yine soğuk ve karanlık ortamda işlediler. İkili eğitim yüzünden zaten çocuklarımız karanlıkta okula gidiyor. Bari onlara okulda aydınlık ortam sağlansın. Kaloriferler yanmadığı için bazı çocuklar hasta oldu. Bunun hesabını kim verecek? Valilik ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü OEDAŞ'a gereken uyarıları yapmalı. Eskişehir'de okulların ve öğrencilerin sahipsiz olmadığını göstermelidir. Kente yeni eğitim kurumları kazandırılarak, tüm okullarda tekli eğitime geçilmesini sağlamalıdır' diye tepki gösterdi.

VERİMSİZ GEÇİYOR
İkili eğitim veren okullarda sabahçı öğrenciler sabah güneş doğmadan evden çıkıyor. Öğlenci öğrenciler de akşam zifiri karanlıkta okuldan çıkıp, eve geliyor. Karanlıkta evden çıkıldığı için çocukları anne veya babaları okula götürüyor. Evlatları öğlenci olan anne ve babalar zifiri karanlıkta çocuklarını okuldan almak zorunda kalıyor. Ya anne babaları tarafından okula getirilip, götürülmeyen öğrencilerin durumu ne? Bu çocuklar karanlıkta korkarak okula gidip, gelmek zorunda kalıyor. Bu da gelişimlerini olumsuz yönde etkiliyor. Psikologlara göre geç ve erken saatteki dersler öğrencilerin fiziksel, bilişsel, duygusal ve sosyal gelişimleri açısından uygun değil. Öğretmenler de bu saatlerde derslerin verimsiz geçtiği görüşünde.

AVCI DÖNEMİNDE
ÇÖZÜLMELİYDİ
Maalesef ülkemizde ikili eğitim kanayan bir yara. Kentimizin Milletvekili Nabi Avcı'nın Milli Eğitim Bakanlığı yaptığı bir dönemde Eskişehir'in, tüm okulları tekli eğitime geçirmeliydi. Ne yazık ki bu yapılamadı. Avcı döneminde İl Milli Eğitim Müdürlüğü yapan Necmi Özen'in'de bu sorunun çözülememesinde payı büyük.
Bırakın ilkokul ve ortaokulu; önümüzdeki yıl maalesef bazı Anadolu Liselerinde de ikili eğitime geçilmek zorunda kalacağız. Çocukları mesleki eğitime yönlendirmede, rehberlik hizmetlerinde başarısız olduğumuz için diğer kentlerin bu yıl yaşadığı sıkıntıyı biz önümüzdeki yıl yaşayacağız...
----------------------------------------------------
KAYGAN ZEMİN MİZANSENİ

Odunpazarı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Cumhurbaşkanlığının Genelgesini uygulayarak, taşeronken kadroya geçen personellerle ilgili çalışma başlattı.

KENDİSİNE YAZILMIŞ GİBİ
Buna göre personel hangi kadroyla alınmışsa, yine o kadroda çalışacak. Kadrosu memur ise memur, hizmetli ise hizmetli olarak görev yapacak. İhtiyaç fazlası olan memur ve hizmetliler, ihtiyacı olan okullarda görevlendirilecek. Odunpazarı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü bu kapsamda Yunus Emre Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde hizmetli kadrosunda olup da memur olarak çalıştırılan kadın personeli başka bir okulda hizmetli olarak görevlendirmek istedi. Bunun üzerine Okul Müdürü Kerim Erzincanlı bu personelin temizlik işlerini tamamladıktan sonra memurun yaptığı işleri yaptığını belirterek, onu başka bir kuruma gönderilmemesini istedi. Hatta onun okulda kalması için 'personele kendisine gönderilmiş gibi yazılmış' bir metin de imzalattı.

İŞTE O METİN
Yunus Emre Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürlüğüne (Yani Kerim Erzincanlı'ya) başlıklı metinde şu ifadeler kullanıldı; 'Okulumuzda temizlik hizmetleri kadrosunda işçi olarak çalışan Pınar Birgül'ün temizlik yapmadığı düşünülerek, bu görevini yerine getirmek üzere başka bir kuruma görevlendirileceğini üzülerek öğrenmiş bulunmaktayım. Pınar Birgül'ün idari bina ve çevresindeki toplu kullanım alanlarını, tuvaletleri ve idari büroları temizlediğine her gün şahit olan birisi olarak adı geçen mesai arkadaşımın temizlik görevlerini tam olarak yerine getirdiği gibi, buna ek olarak idari işlemlere de yardımcı olduğunu belirtmekte vicdani bir sorumluluk hissediyorum. Kurumsal kültürümüzde var olan, sadece kendi işini yapmanın ötesinde yapılması gereken tüm işlerde elini taşın altına koymaktan çekinmeyen Pınar Birgül'ün temizlik yapmadığı düşüncesi gerçeği yansıtmamaktadır. Özellikle kamuda bu şekilde iş ahlakına sahip kişilerin azlığını bilmekteyim. Böyle bir kişinin görev yerinin değişmesinin motivasyonunu olumsuz etkileyebileceğine olan inancımdan ötürü ve kamu yararının devamının sağlanmasın adına Pınar Birgül adlı mesai arkadaşımızın görev yerinin değişmemesi hususunda; gereğini arz ederim.'

CEYLAN'A MI MESAJ?
Bu personelle ilgili Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı Muammer Karaman'ın kendi sosyal medya hesabında yaptığı paylaşım dikkatimi çekti. Karaman, elinde paspas olan kadın personele ve 'Dikkat Kaygan Zemin' yazılı uyarı levhalı mizansen (Bir şeyi, bir durumu olduğundan değişik göstermek amacıyla hazırlanan düzen) olduğu her halinden belli olan fotoğraflı paylaşımda şu ifadeleri kullandı; 'Yunus Emre MTAL'deki ahşap oyuncak atölyesini gezdirmeleri için okul yöneticilerimizin yanına giderken arkamdan seslenip 'aman dikkat edin zemini yeni sildim o yüzden ıslak kayıp düşebilirsiniz' ikazını yaparak ben muhtemel bir kazadan kurtaran Pınar Birgül kardeşimize teşekkür ettim.' Ne diyeyim? 'Dikkat Kaygan Zemin' uyarı levhası konulan yerde kadın personel neden Karaman'ı ikaz etmeye gerek duydu? O koca levhayı göremeyeceğini mi düşündü(!) Yoksa Karaman mizansen fotoğrafta yer alan 'Dikkat Kaygan Zemin' lehvasıyla Odunpazarı İlçe Milli Eğitim Müdürü Kürşad Önder Ceylan'a mesaj mı gönderdi?

DİĞER OKULLARI B.K GÖTÜRSÜN
Okul müdürünün temizlik elemanını başka okula kaptırmamak için personele 'ısmarlama metin' imzalatması, Sendika Başkanının 'ona destek için mizansen fotoğraf paylaşımı' başka okullara da örnek olsun(!) O okul müdürlerinin başı kel mi? Siz de ısmarlama metin hazırlayıp, 'sendika başkanıyla elinde paspası olan elemanın' fotoğrafını çektirip, ihtiyaç fazlası olan personelinizi diğer okullara kaptırmayın. 'Ekonomik durumu olmadığı için yeterli sayıda temizlik personeli olmayan o okulları b.k götürsün. Çocuklar pis dersliklerde eğitim görsün.' Odunpazarı İlçe Milli Eğitim Müdürü Kürşad Önder Ceylan'ın bu mizansen fotoğraflara, ısmarlama metinlere kanmayacak kadar zeki olduğunu biliyorum. Demek ki sayın Karaman ile Erzincanlı bunu bilmiyormuş(!)
------------------------------------------------
FOTO ŞAKA

Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı Muammer Karaman:
Hakan Bey, Odunpazarı İlçe Milli Eğitim Müdürüne söyleyin de Yunus Emre Meslek'teki kadın hizmetli personeli başka okula göndermesin.
İl Milli Eğitim Müdürü Hakan Cırıt: Muammerciğim eskiden kimlerin hangi okula müdür olacağını sen belirlerdin. Şimdi taşerondan yeni kadro alan bir hizmetlinin kalması için bile benden ricacı oluyorsun? 'Ben o gücü nasıl kaybettim' diye kendine hiç soruyor musun?
Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı Muammer Karaman: Ben de anlayamıyorum. Her kazandığım sendika seçimi sonrasında neden hep güç kaybediyorum?
İl Milli Eğitim Müdürü Hakan Cırıt: Bayram mesajlarında ülkenin kurucusu Atatürk'ü yok sayarsan, birilerini göreve getirirken, liyakat değil de kendine biat istersen tabiki gücünü kaybedersin.
-----------------------------------------------
FIKRA
Temel'in Sevgilileri

Temel in üç tane sevgilisi vardır. Biri öğretmen, biri doktor, biri de santralcidir. Fakat öğretmenle evlenmeye karar verir. Bunu bilen arkadaşı sorar 'Niye öğretmen de diğerleri değil?' diye. Temel de ona döner: -Ula der, bilmez misin doktorlar 'bugün git yarın gel' der. Santralci de 'su an meşgul daha sonra tekrar deneyin' der. Ama öğretmen ne der? Hadi bir daha tekrarlayalım...