Kadir Has Üniversitesi 2010 yılından beri düzenli olarak hazırladığı 'Türkiye Eğilimleri – 2021 Yılı Araştırması' sonuçlarını kamuoyuyla paylaştı.
26 ilde kent merkezlerinde ikamet eden 18 yaş ve üzeri kişilerle yapılan görüşme sonucu elde edilen veriler ışığında hazırlanan raporda geçtiğimiz yıllara göre önemli değişimler gözleniyor.
TÜRKİYE'NİN GÜNDEMİ…
Araştırma sonuçlarına göre Türkiye halkının gündemindeki en önemli sorun %22,7 ile 'ekonomik sorunlar' olarak saptanmış.
Sıralamada ikinci sırayı, oranı geçen yıla göre yükselen 'mülteciler' alıyor. Geçtiğimiz yıl ilk sırada yer alan 'koronavirüs salgını' üçüncü sıraya gerilemiş gözüküyor.
Dördüncü sırada 'hak ve özgürlüklerin sınırlanması', beşinci sırada 'terörle mücadele' geliyor. Bu maddeleri %0,1 ile eğitim takip ediyor.
Sonuçları 'coğrafi bölgelerin gündemi' bazında incelediğimizde;
Akdeniz ve İç Anadolu'da 'ekonomik sorunlar', Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da 'mülteciler', Marmara ve Ege'de 'koronavirüs salgını', Karadeniz'de ise 'terör' vatandaşlar açısından Türkiye'nin en büyük sorunu olarak öne çıkıyor.
POLİTİK MUTLULUK!..
Geçen seneye göre, 'geçinemiyoruz, ekonomik olarak daha kötü durumdayız' diyenlerin oranı %60'lara ulaşmış. Ancak, iktidar yanlısı seçmenlerde 'mutluluk oranı' yüzde 80'lere varıyor. Bu veriler Türkiye'de mutluluğun bir açıdan 'politik' olduğunu ortaya çıkarıyor(!)..
Rapora göre, Türk halkının siyasi yelpazedeki yeri ağırlıklı olarak (yüzde 27,5) muhafazakarlardan oluşuyor. Ancak, veriler, kendini muhafazakar olarak tanımlayanların önemli bir bölümünün artık 'siyasal İslamcı' olarak tanımlanmak istemediğini gösteriyor.
Rapor sonuçlarında, siyasi yelpazedeki yerini 'Kemalist' olarak tanımlayanların oranında %20'lere ulaşan önemli bir tırmanış gözlemleniyor. Kendini 'Kemalist' olarak tanımlayanların 18-20 yaş grubunda olması dikkat çekiyor.
KEMALİZM YÜKSELİŞTE!..
Kemalizm, yurdumuzun kendi koşullarından doğan ve gelişen; tam bağımsızlık, antiemperyalizm ve Misak-ı Milli temelleri üzerinde yükselen, içinde aydınlanma devrimleri ile evrensel değerleri barındıran, akıl ve bilim temelli ulusal bir çağdaşlaşma dizinidir.
'Siyasal İslamcı ve otoriter politikaların artan baskısı karşısında Türkiye'deki siyasi sorunların kaynağının Kemalizm olduğu ve Kemalizm'in aşılmasıyla demokratikleşmenin yaşanacağına dair yıllardır yaratılan 'sistemli algı
ve beklenti' artık yıkıldı.'
Toplumun büyük bir çoğunluğu Mustafa Kemal Atatürk ile barışık ve onun Türkiye tarihine olan katkısını saygı ile anıyor. Ama daha da önemlisi halk artık, siyasetçilerin 'bilerek ihmal ettiği' Mustafa Kemal Atatürk'ü 'resmi düzenlemelere bakmadan' coşkuyla sahipleniyor.
Yurtta ve dünyada yaşanan her sorunda; Cumhuriyetin kurucu kadrolarının izlediği politikaların, yaptıkları antlaşmaların ve 'aydınlanma devrimlerinin' ne kadar isabetli kararlar olduğu gençlertarafından gözleniyor ve biliniyor.
Bu nedenle kendini Kemalist olarak tanımlayan gençlerin oranının artması hiç şaşırtıcı değil…
MONTRÖ'YÜ YENİDEN KEŞFETTİLER!..
Rusya-Ukrayna Savaşı ya da 'ABD-Rusya Paylaşım Savaşı' çıktığı andan itibaren, taraf devletlerin ve Türkiye'nin aklına ilk gelen Montrö Boğazlar Sözleşmesi oldu. Tarih bir kere daha Mustafa Kemal Atatürk'ü ve Cumhuriyetin kurucu kadrolarını haklı çıkarırken Montrö'nün sona erdirilmesini tetikleyecek nitelikte olan Kanal İstanbul Projesi'nin yanlışlığı gözler önüne serildi.
Bir süre önce, Kanal İstanbul'u gerçekleştirebilmek için Montrö'nün tartışılabileceğini söyleyenler, bu süreçte ellerindeki tek siyasi gücün Montrö Boğazlar Sözleşmesi olduğunu yeni anlayabildiler. Ancak, Montrö'yü 86 yıl sonra anlayıp 'can simidi' gibi sarılanların acilen 'doğru öğrenmeleri' ve dört elle sarılmaları gereken bir antlaşma daha var. Bu antlaşma, Montrö'nün temelinin atıldığı, Türkiye'nin tapu senedi Lozan Antlaşması'dır.
Çünkü, emperyalist paylaşım savaşlarının Ukrayna ile sınırlı kalmayacağını ve sırada hangi ülkelerin bulunduğunu cümle alem biliyor…