Nice şiirlere, nice şarkılara, nice resimlere misafir olmuş...
Halk ozanlarından, modern sanat temsilcilerine kadar birçok eserin içinde geçmiş...
Siyah, güzel gözlüler için kullanılagelmiş...
2020 yılında ise, dünya çapında
Yarattığı hava kirliliğine bağlı hastalıklardan 1 milyon 800 bin kişi ölmüş...
Ah kömür gözlüm ah...
***
Ne talihsiz başı varmış Alpu'nun...
Daha doğrusu Alpu Ovası'nın...
Önce kömürlü termik santral...
Ardından kömür ocakları...
Ardından ihtisas organize sanayi bölgesi...
biri bitti derken, diğeri...
Oh bunu da atlattık derken, bir tane daha...
Bir iki yıldır rahattık...
En azından kafamız rahattı...
Sanki birileri Alpu Ovası'nı mahvetmeye yeminliydi...
Dönüp dolaşıp bütün yollar Alpu'ya çıkıyordu...
Neredeyse Eskişehirli olmayanlar;
'Alpu Eskişehir'den büyük galiba...' diye düşünmeye başlamışlardı...
40 kilometrelik Eskişehir-Alpu Yolu yıllardır bir türlü yapılmadı ama, kömürlü santral deyince, kömür ocağı deyince, ihtisas OSB deyince akan seller duruveriyor...
Yol yapılması ile ilgili akıllara gelmeyen Alpu,
Hakkında en çok konuşulan şey oluveriyor...
***
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı,
Alpu Sevinç Mahallesi'nde kömür ocağı açılabilmesi için ÇED (Çevre Etki Değerlendirme) raporu hazırlıklarına yeniden başlıyor...
20 Ocak'ta,
Bölge halkının ikna etmek için ilk toplantı yapılacak...
Bir anlamda her şey yeni baştan başlıyor...
ÇED hazırlama süreci, ardından mahkeme süreci, ardından bir üst mahkeme süreci...
Böyle uzayıp gidecek...
Eskişehirliler yine diken üzerinde, hop oturup hop kalkacaklar...
***
Türkiye,
2015 yılında 195 ülke tarafından (aralarında Türkiye de var)imzalanan dünyanın en geniş kapsamlı iklim sözleşmesi geçtiğimiz yılın Ekim ayına kadar TBMM'nin onayına sunulmadı...
Ekim ayında kabul edilerek resmen yürürlüğe girdi...
Yani Türkiye,
Paris Anlaşması gereği verdiği ya da vereceği taahhütlere bundan sonra kesinlikle uymak zorunda...
Anlaşmanın amacı,
Dünya çapında iklim değişikliğini durdurmak, en azından yavaşlatmak ve kontrol altına almak...
Bunun en önemli koşullarından biri de fosil yakıttan çıkmak...
Yani,
Kömür kullanmaktan vazgeçmek...
Ancak Türkiye olarak,
6 yıl gecikmeli de olsa, anlaşmayı onayladıktan çok değil 3 ay sonra;
Kalkıp yeni kömür ocakları açabilmek için hazırlıklara girişiyoruz...
Dünya kömürlü termik santrallerini birer birer kapatmaya başlamış, biz yenilerini yapmaya çalışıyoruz...
Dünya her alanda 'yenilenebilir' enerjiye yoğunlaşıyor, biz yöne kömür madenleri açmaya çalışıyoruz...
İşin komik tarafı da,
Paris Anlaşmasını TBMM'de onayladıktan 3 ay sonra...
Buna pes demeyeyim de ne diyeyim?
***
Allah bu ülkeye bol bol güneş vermiş...
Mevsimler arası denge bakımından dünyanın en şanslı kuşağı içindeyiz...
Kışın yağmurumuz, karımız,
Yazın güneşimiz eksik olmuyor...
Neden bütün yatırımlarımız güneş ve rüzgar enerjisi üretmek için kullanılmıyor da, toprağın yüzlerce metre altındaki kömür için kullanılıyor?
Bilen var mı?
Lobiler izin vermiyor mu?
Yoksa ticari sır mı?
Yeraltındaki kömürü çıkardıkça üzerindeki toprak yavaş yavaş çökecek...
Zamanla tüm dengesi bozulacak, kıraç alanlara dönüşecek...
Ortaya çıkaracağı kirlilik de bize kalacak...
Hava kirlenecek,
Toprak kirlenecek,
Su kirlenecek...
En hayati kaynaklar bir bir tükenecek...
***
Eskişehir'deki belediyeler, siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, meslek odaları...
Kısaca Eskişehir'i seven herkes,
Hem kendisi, hem çocukları ve torunları bu şehirde yaşayacak herkes, bu tür projelerin artık gündeme gelmemek üzere geri çekilmesi için ne gerekiyorsa yapmalı...
Kömür gözlü şehrimize kötülük yapılmasına engel olunması için herkes elini taşın altına koymalı...