Kaptanın seyir defteri…
Yıldız tarihi, 21 bin 376 nokta 18…
Atılgan olarak, Yıldız Filomuza gelen 'imdat imdat' çağrılarına karşılık Dünya isimli gezegene gitmek üzere görevlendirildik.
Gezegende, isimleri muhtelif,
Kimine göre korona, kimine göre covid 19 isimli bir virüsün yol açtığı salgından söz ediliyor…
Ben Kaptan James Kirk,
Baş yardımcım Vulkan gezegeninden Mister Spock, iletişim subayımız şu an ön ismini hatırlamadığım Bayan Uhura, doktorumuz Leonard McCoy, bizi en zor zamanımızda ışınlayıp şeyimizi beladan kurtaran ışınlama subayımız Bay Montgomery Scott ve diğer zahir mürettebatla birlikte dünyaya doğru yol almaktayız…
***
Kaptanın seyir defteri…
Yıldız tarihini boş verin…
Dünyayı net bir şekilde görebiliyoruz…
Masmavi…
Beyaz bulutlar ve koyu renk kara parçaları ile bugüne kadar gördüğüm en güzel gezegen…
Mister Spock bile şaşırdı bu işe…
'Kaptan' dedi, o tok sesiyle…
'sizi mantıklı olmaya davet ediyorum…
Bu bir yanılsama…
Evrenin bildiğimiz ve tanıdığımız bölgesinde böyle bir gezegenin olması mümkün değil…
Mümkün olsaydı eğer, yeminle söylüyorum, bizim uzay üssümüzdeki yöneticiler, zerresini bırakmazlardı…
Parça pinçik ederlerdi…
Kaptan!!!
Sizi itidalli olmaya ve bu büyülü gezegenin kandırmacasına kapılmamanızı öneririm…'
Mister Spock'ı dikkatlice dinledim…
Ölçtüm biçtim, 6'yla çarpıp 22'ye böldüm, üzerine 23 ekledim…
Vardığım sonuç kesindi…
Bizim ışınlamadan sorumlu görevlimiz Mister Scott'a,
Beni, Spock'ı ve doktor Mccoy'u acilen dünyaya ışınlamasını emrettim.
***
Kaptanın seyir defteri…
Yıldız tarihi???
Onu bilmem de, dünya tarihi Nisan 2020…
Dünyaya ışınlandık…
Bizim geri zekalı Mister Scott, bizi nereye ışınladı bilmiyorum ama burada, perilerin bacalarına benzeyen yapıda, kireç taşından müteşekkil doğal yapılar var…
Bazıları da,
Tarih kitaplarında 'hava balonu' diye bize öğretilen garip bir gök cismine binip seyahat ediyorlar…
Mister Scott'a, 'salak bizi nereye ışınladın?' diye sordum, o da, 'kaptanım benim, nereden bileyim rastgele gönderdim. Türkiye'nin Ürgüp Bölgesi'ne inmişsiniz' dedi.
Bizi derhal buradan alıp, komuta merkezine ışınlamasını emrettim…
Büyük lacivert zeminli tabelalarda 'Kızılay Meydanı' yazan, bomboş bir meydanda bulduk kendimizi…
Mister Spock, o şom ağzını açtı hemen;
'Kaptan!!! Görüyorsunuz bizim geleceğimizi haber aldıkları için hepsi saklanmış…
Büyük bir tuzakla karşı karşıya olabiliriz.
Sizi uyarmak benim görevim' dedi…
Ben ne yapmam gerektiğinin tanjant ve kotanjantlarını hesaplarken, Doktor Mccoy elindeki elektronik alete anında eklenen Mortal Combat adlı yazılımı inceliyordu…
Şöyle bir sağa baktım, şöyle bir sola…
Arkaya, bir de ileriye…
'Bizim bu gezegende geleceğimiz olamaz' dedim, iç geçirerek…
***
Bize dedilerdi ki,
'Hemen dünyaya gidin…
Bize zamanında hayırlı işlerde katkıları olan dünyalılara yardım edin…
Korona mıdır, covid midir, bilmem ne, bir virüs musallat olmuş bunlara, bir türlü önünü alamıyorlar…
Allah'ım, bir telaş bir mesaj…
Canımdan bıktırdılar, gidip şu sorunu bi halledip geliverin ne olur…'
Ses kayıtları, müşteri memnuniyeti için hala saklanıyor, inanmıyorsanız gidip dinleyin…
Neyse, güç bela arayıp tarayıp, biraz da uzay yılı bilmem kaçtan geliyoruz deyip, yetkililere ulaştık…
Önce dediler ki,
'Buyurun… Ne istemiştiniz?'
Nasıl diyecektik ki, 'Biz 500, tahminen 600 yıl gelecekten geliyoruz, şu korona denen beladan sizi kurtarmaya geldik…'
O sırada Mister Spock, benim söyleyeceğimi merakla ama acayip bir cinlikle bekliyor, sağ elinin işaret parmağını, dudaklarındaki alaycı gülümsemeyi örtmek için hazır bekliyordu…
Farkındaydım…
Bizim Doktor Mccoy ise, tetris denilen bir oyunun büyüsünden kendini kurtarıp, olaya intikal edemiyordu…
Ben de olayı boşladım ondan sonra…
'Varsa bir yetkiliyle görüşmek istiyorum, yoksa da hepinizin canı sağ olsun' dedim…
Bir ara, boş kaldığımızda Mister Spock ve Doktor Mccoy'a dönüp;
'Ya arkadaş, o kadar zaman geçti, biz hala bir yetkiliye bile ulaşamadık…
Bu böyle olmaz…
Yapımcı sıkıştırıyor…
Bu dizinin bir günlük maliyeti kaç dolar biliyor musunuz, diyor…
Hadi mister Spock gel de sen yanıt ver bakalım buna…'
***
Geçen gün yazdım ya,
'Geçmiş zaman olur ki' diye…
İşte 'Uzay Yolu' ve onun kahramanları, bizlerin ufuklarında hem uzay, hem zaman, hem de mekan anlamında inanılmaz ufuklar açtılar…
Uzaya bir çıktınız mı, olay bitmiştir…
Şu ya da bu şekilde,
Geçmişe, geleceğe, bu güne, olmuşa, olmamışa, olacak olana çare olabilirsiniz…
1970'li ve 1980'li yıllarda bu ışınlara maruz kalsaydınız,
Sizde,
Ne istediğini ve ne söylediğini bilmeyen 'kayıp nesiller' olara yaftalanırdınız…
Ahhh ah,
Çok özlüyorum o günleri…