Ligin 15.Haftasında deplasmanda karşılaştığımız İstanbulspor maçından beklemediğimiz bir sonuçla ayrıldık.
Mağlup olmak normal olabilir ama böylesine kötü oyun oynayarak yenilmek açıkçası hiç hoş olmadı. Son maçlarda mücadeleci oyun, güzel futbol, bol gol pozisyonu görünce aniden bu düşüşün altında başka şeyler olabilir mi diye kafalarda sorular oluşmaya başladı. Çünkü ilk yarının sonlarına yaklaştık. Marko Milinkoviç'in ayrılmak istemesi yönetimin belki de olayları başka yöne doğru çevirmeye mi başladı gibi düşüncelere itiyor. Dünkü oyunu görünce saha da ne yaptığını bilmeyen, ne oynadığını çözemediğimiz, teknik ekibin ise kenardan çaresiz kalması, yaptığı değişikliklerin takım oyununa olumlu yansımaması, bizleri sabaha kadar oynasak gol pozisyonu üretemeyiz dedirtti. Dün Milinkoviç'i saha da aradık. Kısıtlı ve dar olan kadromuzda oyuncu kaybetmek hiç mantıklı gözükmüyor. Orta sahada aldığımız bütün topları yana oynuyoruz. Dikine oynayabilen bir oyuncu dün saha da yoktu.
Bunları neden söylüyoruz çünkü dün sahada gördüğümüz futbola bakınca rakibinde hiçbir varlık gösteremediğini, golü ise ölü toptan defans hatasından yediğimiz için net olarak söyleyebiliyoruz. Kısacası rakip iyi olduğu için etkisiz futbol oynamadık. Kaleci Ekrem'in dahi oyuna olumlu veya olumsuz katkısı olmadığı bir maçta defansımızdan, ileri uç elemanlarımıza kadar tel tel döküldük diyebiliriz. Formda olan hiç bir futbolcumuz yoktu. 90 dakikalık maçta aklımızda kalan Jesse'nin mükemmel çalımı ve yediğimiz golden başka hatırlayabileceğimiz başka bir pozisyon ise hakemin vermediği penaltımızdır.
Penaltı pozisyonu diyorum çünkü buna ayrıca değinmek istediğim içindir. Verilmeyen penaltı pozisyonu basit bir hakem hatası olarak değerlendirilmemelidir. Pozisyonu defalarca incelemenize gerek yok. Sadece hakemin pozisyona yakınlığını, takip ettiği mesafeyi, yer tutuşunu izleyin ne demek istediğimi çok net anlarsınız. Bir hakemin yapması gereken her şeyi yapmış, penaltı düdüğünü çalsa, hakem seminerlerinde ders verilebilecek bir pozisyon olarak gösterilir. O derece pozisyona yakın ve olması gereken yerde duruyor. Şimdi böylesine bir pozisyonda bu düdüğü çalmıyorsa ben bunda iyi niyet aramıyorum. Sebepleri daha şimdiye kadar Trabzon bölgesi hakemleri ile maç kazanamadığımız içindir. Nitekim neler olduğunu da maçın içerisinde ve sonunda net bir şekilde gördük. Bu hakemlere karşı suskun kaldığımız sürece, daha böyle çok sıkıntılar çekeriz. Bu sadece yönetimin işi değil, artık şehrin ve taraftarımızın da maç harici günlerde, gereken tepkileri gösterip bununla ilgili gündem mutlaka yaratılmalıdır.
Sonuç olarak mağlubiyeti veya gelebilecek 1 puanı hakeme bağlamadan hak etmediğimiz, son derece kısır futbol, bitse de gitsek diyebileceğimiz bir maç izledik. Umarım bundan ders çıkarması gerekenler, gerekli çıkarımları yapmışlardır. Ve tüm bunlar inşallah o güne özgü, şansızlık, basiretsizlik ve talihsizlik olarak değerlendirerek, bu maçı en kısa sürede unutup önümüzdeki maçlara daha motive çıkmalıyız.