Bu yıl 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaşması'nın 97. yılını

kutluyoruz.

Yıllardır çakma tarihçilerin Lozan hakkında ürettiği 'püsküllü' yalan yanlış bilgilerle halkımız yanıltılmaya çalışılıyor.

Lozan, son yıllarda adeta İsmet İnönü'yü hedef gösterip Atatürk'e 'dolaylı' saldırmanın bir yolu haline getirildi. Bu zaferin temelini, ulusumuzun Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kazandığı Kurtuluş Savaşı oluşturur.

Lozan'da, Türkleri tarih sahnesinden silmeye çalışan emperyalist güçler karşısında, onurlu, kararlı, ilkeli bir mücadele sergileyen İsmet Paşa'nın katkıları unutulamaz.

ÖNCE SEVR HARİTASINA BAKALIM…

Elimizde iki harita var. Birincisi; 1920 Sevr Antlaşması, İkincisi; 1923 Lozan Antlaşması haritaları.

Lozan'ı eleştirenlerin önce bu iki haritayı yan yana koyup çok iyi incelemeleri gerekir.

Türkiye, Lozan'a giderken 1911-1922 yılları arasında birbiri ardına eklenen savaşlardan yeni çıkmıştı. Savaş yorgunu insanlarımız açlık, kıtlık, yoksulluk içindeydi. Askeri gücümüz en son sınırına dayanmıştı.

Lozan, Anadolu'yu, İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar ve Yunanlılar arasında paylaştıran Sevr haritasını geçersiz kılmıştır.

Sevr'de planlanan; Anadolu'nun doğusunda ABD destekli Ermenistan ile Fırat'ın doğusunda İngiltere güdümünde Kürdistan kurulması hayalleri Lozan ile suya düşmüştür.

Burnumuzun dibindeki Ege adaları Lozan'da değil, çok daha önce Trablus ve Balkan savaşları yenilgilerinden sonra Ouchy (Uşi) ve Atina Antlaşmaları ile kaybedilmişti.

Osmanlının uzun yıllar önce kaybettiği toprakların günahını Lozan'a yükleyenlerin ya tarih bilgileri çok kıt ya da 'yalandan kim ölmüş' politikası işlerine geliyor.

Başta Musul-Kerkük olmak üzere Ortadoğu petrol alanlarını ele geçirme hedefi Birinci Dünya Savaşı çıkmasının en önemli nedenlerinden biriydi. Türk heyetinin tüm çabalarına rağmen yapabileceği fazla bir şey yoktu.

'Musul'u neden saldırıp almadık..?' diyorsak; O yıllarda ülkenin askeri ve ekonomik koşullarını, İngilizlerin bölgede etnik ve dinsel kışkırtmalarını ya bilmiyoruz ya da bilmezden geliyoruz demektir.

Musul'u almaya çalışırken çıkartılan dış destekli isyanlarla başta Hakkari olmak üzere tüm Güneydoğu Anadolu'yu kaybedebilirdik.

NEDEN LOZAN'I SEVMİYORLAR?

Cumhuriyetin önder kadroları; Kurtuluş Savaşı'nda elde edilen zaferin devamı olan Lozan'da, yapılabilecek olanın en iyisini yaptılar.

Amerikan emperyalizminin beslemesi PKK terör örgütü ve FETÖ ihaneti; Sevr Antlaşması'nın 'içeriden' uygulamaya geçirilme planının yeni versiyonlarıdır.

Aynı kaynaktan 'beslenen', FETÖ ve PKK terör örgütlerinin en çok anlaştıkları konu ise 'Lozan düşmanlığı-Sevr hayranlığı'dır.

Bu yıl Lozan Barış Antlaşması'nın 97. yıldönümü ile Ayasofya'nın tamamının ibadete açılması aynı güne denk geliyor. Böylesine bir günde; Lozan görüşmeleri sürerken İstanbul ve Boğazların hala işgal altında olduğu hatırlanmalıdır.

Lozan Barış Antlaşması ile Türkiye'nin dünya devletleri arasında saygın ve bağımsız bir devlet olarak yer alması kabul edilirken, Anadolu topraklarında yaşayan Türklerin ve Müslümanların varlıklarının devamının sağlandığı unutulmamalıdır.

Ulusal kurtuluş mücadelemizi taçlandırdığımız Lozan Barış Antlaşması, özgürlük ve bağımsızlıkları için mücadele eden ulusların özenerek örnek aldığı bir antlaşma olmuştur.

Türkiye Cumhuriyeti'nin temelini oluşturan Lozan Antlaşması'nın 97. yıldönümünde, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ve silah arkadaşlarını, Kurtuluş Savaşı'nın tüm kahramanlarını, aziz şehitlerimizi, gazilerimizi bir kez daha saygı ve minnetle anıyorum.