Lozan Barış Antlaşması'nın 99. Yıl Dönümü nedeniyle yurt genelinde ve Eskişehir'de çeşitli anma etkinlikleri düzenlendi. Ancak bazı kişi ve örgütlerin farklı gerekçelerle(!) Lozan'ı görmezden gelme ve etkinliklere katılmama aymazlığı bu yıl da sürdü.
CHP'nin Balıkesir Kuvayı Milliye Meydanı'nda düzenlediği 'Milletin Sesi Mitingi'ne katılan Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'Lozan'ın kabulünün yıl dönümünün bayram ilan edilmesi için kanun teklifi vereceklerini' söylemesi Lozan etkinliklerine ayrı bir heyecan ve anlam kattı. Aslında 'Lozan Günü' kutlamaları resmi bir bayram niteliği taşımamasına rağmen, Cumhuriyet'in ilk yıllarından başlayarak uzun yıllar adeta milli bir bayram havasında kutlanmıştır.
'Çok partili hayata geçiş sonrasında 1950 seçimleriyle iktidara gelen Demokrat Parti (DP) Lozan'a karşı bir parti değildi. Hatta, DP'ye göre de Lozan bir zaferdi. Ancak, İnönü karşıtlığı ve Lozan-İnönü özdeşliği, DP'nin Lozan'a sahip çıkmasını zorlaştırıyordu. Bu süreçte NATO'ya üye olan iktidar, Lozan'ın yıl dönümlerini kutlamak yerine alternatif kutlamalar yapmaya başladı.
1956'da Kıbrıs sorunu nedeniyle Lozan mecburen gündeme geldi. Çünkü o günlerde Lozan'a aykırı olarak Kıbrıs'ın Yunanistan'a bağlanmasından söz ediliyordu. Eğer Kıbrıs, Lozan'a aykırı olarak Yunanistan'a bırakılırsa Türkiye de Batı Trakya ve 12 Adalar konusunu tartışmaya açabilirdi. Böylece siyasi gelişmeler iktidara, unutturmak istediği Lozan'ı anımsattı.'
1950'lerde Lozan Günü unutturulmaya çalışılsa da İsmet İnönü, Lozan'ın her yıl dönümünde gazetelere demeçler verir, gençlerle buluşur ve Lozan'ı anlatırdı.
İnönü, Lozan kutlamalarından birinde aynen şöyle demişti; '600 milyonluk Çin ülkesine kadar, bütün Şark'tan kapitülasyonların kalkabileceğini Türkler Lozan'da ispat etmiştir'.
VE ESKİŞEHİR!…
Lozan Barış Antlaşması'nın 99. Yıl Dönümü nedeniyle Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) ve Eğitim İş tarafından Vilayet Meydanında bulunan Atatürk Anıtına çelenk sunma töreni düzenlendi.
ADD Şube Başkanı Cihan Taşar, ÇYDD Şube Başkanı Sevgi Akmen, Eğitim İş Şube Sekreteri Yelda Eryılmaz törende yaptıkları konuşmalarda; 'Türkiye Cumhuriyeti'ni Atatürk çizgisinde geleceğe taşıyacaklarını, aydınlık geleceğimiz için Lozan'a her zamankinden çok sahip çıkacaklarını, Lozan'ın ulusal egemenlik ve bütünlüğümüzü savunmadaki en güçlü mirasımız olmaya devam edeceğini' vurguladılar.
Lozan'ı anma etkinliklerinin ikincisi, ADD tarafından düzenlenen ve ADD Yayın Kurulu Üyesi Gazeteci Yazar M. Tevfik Kızgınkaya'nın '99'uncu Yılında Lozan Ne Demek?' konulu söyleşi ve imza günü etkinliği ile sürdü.
Söyleşinin yönlendiriciliği ADD Eskişehir Şubesi Danışma Kurulu Başkanı olarak tarafımdan, sunuculuğu ise 'önümüzdeki günlerde adını daha sık duyacağımız' Yazar ve Tiyatro Sanatçısı Emel Hacer Kaya tarafından yapıldı.
Değerli eğitimci dostumuz İ. Samet Yağcıoğlu'nun İstiklal Marşı'nın okunmasını yönetirken gösterdiği başarım doğrusu hepimizi duygulandırdı.
ADD Şube Başkanı Cihan Taşar, açılış konuşmasında hem günün anlamını belirtirken hem de gelecek etkinlikleri anlatırken ADD'nin inançlı ve kararlı duruşunu bir kez daha gösterdi.
Söyleşinin konuğu, Sayın M. Tevfik Kızgınkaya ilgiyle izlenen sunumunda Mustafa Kemal Atatürk'ün Samsun'da yaktığı Milli Mücadele ateşini ve gerçekleştirilen aydınlanma devrimlerini anlattı. Osmanlı Devleti'nden Türkiye Cumhuriyeti'ne uzanan süreçte toplum olarak nereden nereye gelindiğini anımsatan Sayın Kızgınkaya 'Lozan Barış Antlaşması ile dünya, bir devlet olarak varlığımızı kabul ediyor. Sizin evlerinizde nüfus kağıtlarınız var. O olmadan kendinizi kanıtlayamazsınız. Lozan, Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığının kimlik belgesidir' şeklinde konuştu.
Söyleşinin ardından Sayın Kızgınkaya, 'Aklın Yolu Cumhuriyet' kitabını bizler için imzaladı. Yazar, eserinde ülkemizin kurtuluş ve kuruluş aşamalarından başlayarak Cumhuriyet tarihini günümüze kadar aşama aşama incelemiş.
Bu mükemmel eser öncelikle tüm Cumhuriyetçileri ilgilendiren iki soruyu soruyor;
'Bugünkü karanlığa nasıl geldik, yeniden aydınlığa nasıl çıkarız ?'
Sayın Kızgınkaya 'Aklın Yolu Cumhuriyet' de bu sorunun yanıtının ilk adımını şöyle açıklıyor; 'öncelikle yitirilen kazanımları anımsamalıyız…'
Cumhuriyeti ve aydınlanma devrimlerini koruyabilmek için bu çabaların bizlere neler kazandırdıklarını unutmamak gerekiyor. Çünkü unutmak korumayı gerçekten zorlaştırıyor…